13-19 Eylül tarihleri arasında “doğa” teması odağında gerçekleşecek olan 28. Adana Altın Koza Film Festivali’nin Dünya Sineması bölümünde bu yıl Berlin, Cannes ve Venedik film festivallerinde yarışmış on film yer alıyor. Günümüz sinemasının öncü isimlerinin imzasını taşıyan filmlerin ağırlıkta bulunduğu seçkideki altı filmin Türkiye prömiyeri ise Adana’da yapılacak
Aleksey German Jr., Ev Hapsi (Deli) filminden
Başkanlığını Tilbe Saran’ın yapacağı, oyuncu Güven Kıraç, müzisyen Feridun Düzağaç, yönetmen Kıvanç Sezer, görüntü yönetmeni Meryem Yavuz, yazar Seray Şahiner ve sinema yazarı Şenay Aydemir’in jüri koltuğunda oturacağı 28. Adana Altın Koza Film Festivali bu sene de zengin bir programa ev sahipliği yapıyor.
Yangın ve sel felaketlerine neden olan doğa katliamına son vermek, çevreye ve doğaya karşı daha duyarlı olmak adına bu yıl “doğa” teması odağında düzenlenecek festivalde Nisan Dağ’ın Bir Nefes Daha, Barış Sarhan’ın Cemil Şov, Hakkı Kurtuluş ve Melik Saraçoğlu’nun Dermansız, Erdal Rahmi Hanay’ın Fuad, Sinan Sertel’in İçimdeki Kahraman, Erkan Tahhuşoğlu’nun Koridor, Muhammet Çakıral’ın Lacivert Gece, Tufan Taştan’ın Sen Ben Lenin, Ahmet Necdet Çupur’un Yaramaz Çocuklar, Mehmet Ali Konar’ın Zin ve Ali’nin Hikayesi filmleri festivalin Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda yer alırken; Dünya Sineması bölümünde ise 45 film arasından on eser, Altın Koza Ödülleri için jüri karşısına çıkıyor.
Aşgar Farhadi, Kahraman filminden
Bunlardan ilki olan İranlı yönetmen Aşgar Farhadi’nin 2021 Cannes Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü kazanan yeni filmi Kahraman’da kriz karşısında verdiğimiz tepkilerle insanlık hallerimizi irdeliyor. Borçlarını ödeyemeyen bir suçlu tesadüfen bulduğu altınlarla ne yapar sorusundan hareket ederek borçlarını kapatmak ile bulduğunu sahibine iade ederek kahraman olmanın dayanılmaz cazibesi arasında kalan karakterlerinin ahlaki bir çıkmazda debelenmesini anlatıyor. Bir Ayrılık ve Satıcı filmleriyle Yabancı Dilde En İyi Film dalında iki Oscar kazanan yönetmen sinemasının en güçlü yönünü ortaya çıkarıyor ve her trajedide gördüğü ahlaki çelişkiyi sergiliyor.
Bu çelişkiler üzerinden tansiyonu alabildiğine yükselttiğini bildiğimiz Paul Schader’ın merakla beklenen Kumarbaz’ı da Adana Altın Koza Film Festivali Türkiye prömiyerleri arasında. Senaryosunu yazdığı kült film Taksi Şöförü’ndeki gibi gerilim doruktayken kefaret misali derin meselelere kafa yorduğu filmin yapımcısı kadim dostu Martin Scorsese. Eski asker yeni kumarbaz rolünde Oscar Isaac performansıyla adından hayli söz ettirdi. Kart saymadaki becerisi ve mesafeli halleriyle Amerika'nın muhtelif kumarhanelerini dolaşırken genç bir adamla (Tye Sheridan) karşılaşıyor ve karşılarına çıkan eski bir düşman nedeniyle Ebu Graib misali savaş suçlarına uzanan geçmişle yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Kefaret kadar bağışlamanın da önemli olduğu filmde Williem Dafoe gibi deneyimli ve Tiffany Haddish gibi yeni isimler de oynuyor.
Altın Palmiye sahibi Apichatpong Weerasethakul, Memoria ile Cannes’dan bu yıl da Jüri Ödülü ile döndü. Taylandlı usta yeni filminde klişe deyimle “anlatılmaz yaşanır” denebilecek bir sinema deneyimi vadediyor izleyicilere. Ünlü oyuncu Tilda Swinton'ın canlandırdığı İskoç kadının, Kolombiya’daki farklı mekânlarda duyduğu seslerin izinden gitmeye karar vermesiyle başlıyor her şey. Önce bu sesleri izleyici gibi dünya gözüyle anlamlandırmaya çalışsa da doğadan ve dolayısıyla ortak hafızadan kopuk, bütünü parçalara ayırarak kavramaya çalışmanın nafile çabasını idrak ediyor.
Yönetmen François Ozon’un filminde ise babalarının felç geçirdiğini öğrenen iki kız kardeşin yaşadığı sorunları ve trajediyi katlanılabilir kılan bir mizahla izliyoruz. Yeni filmi Her Şey Yolunda’da aileye dair karmaşık ve mutsuz ilişkilerin, ölüm kalım meselelerinin ve gündelik işlerin hesabını incelikli bir senaryoyla kuran Ozon, şahane bir oyuncu kadrosu oluşturmuş: Olgunluk dönemindeki güzel Sophie Marceau, ölüm döşeğindeki baba rolünde deneyimli André Dussollier, mutsuz anne olarak Charlotte Rampling, İsviçreli kadın rolünde Hanna Schygulla öne çıkıyor.
Rus sinemasının genç yeteneklerinden Aleksey German Jr. ise ifade özgürlüğüne dair karanlık mevzuları kara mizahla anlattığı Ev Hapsi adlı yeni filmiyle karşımızda. Bir üniversite profesörünün (Gürcü aktör Merab Ninidze) belediye başkanını yolsuzlukla suçlamasıyla başlayan olaylar, resmi makamların tepkisiyle büyüyor; günümüzde aydın ve sanatçıların iktidarla bitmeyen imtihanına bir örnek teşkil ediyor. Bir apartman dairesi içinde geçen film, özür dilemesi için baskı yapan ailesi ve dostlarına direnirken prensiplerini savunmaya çalışan profesörün izleyiciye hiç de uzak olmayan sıkışık hallerini sergiliyor.
Altın Koza’nın Türkiye prömiyerlerinden biri de İsrailli yönetmen Nadav Lapid’in imzasının taşıyan, bu yıl Cannes’da Jüri Ödülü kazanan Ahid'in Dizi. Lapid, her zaman olduğundan daha isyankâr ve öfkeli bir ruh halini yansıttığı filminde, ülkesindeki yaratıcı özgürlüğün sınırlarını tespit ediyor. İki yıl önce Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı kazandığı Eşanlamlılar’da olduğu gibi varoluş meselesine de kafa yoran filminde, çöldeki bir yerleşime filmini sunmaya giden İsrailli bir sinemacıyı takip ediyor. Karşılaştığı Kültür Bakanlığı görevlisiyle yaşadıkları ve ülkenin idealleri ile çatışan yaratıcılığı sorgulayan yönetmenin bizzat söylediği üzere sansürün muhtelif yüzleri var: “İsrail'de sinemacıları Rusya'da olduğu gibi hapse atmazlar. 'Bu kadar politika yeter, aile meselelerini konuşalım,’ derler”.
Kızların belirli bir yaştan sonra saçlarını erkek çocuğu gibi kestikleri, ancak kendi aralarında kadın elbiseleri giyebildikleri ve tehlike anında kazdıkları yere sakladıkları Meksika dağlarındaki bir yerleşim bölgesindeyiz. Belgeselci kadın yönetmen Tatiana Huezo'nun bu yıl Cannes'da yarışan ilk uzun metrajlı filmi Yangın Gecesi, Jennifer Clement'in 2014 tarihli romanından uyarlanmış.
Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünün büyük ödülünü kazanarak, Kafkasya sinemasının son yıllardaki tırmanışına bir kez daha dikkat çeken Yumrukları Gevşetmek de Altın Koza’nın kaçırılmayacak filmleri arasında yer alıyor. Kuzey Osetya'daki isli puslu bir sanayi kasabasında geçen filmde yönetmen Kira Kovalenko, ataerkil düzenden kaçmaya çalışan bir genç kızın çırpınışlarını gereksiz duygusal çalkantılara girmeden mesafeli bir incelikle aktarıyor.
Hafiza Kutusu filmi ise, 1980’lerde Beyrut’ta bir arkadaşa emanet edilen kutunun günümüz Montreal'ine ulaşmasıyla başlıyor. Bu yıl Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışan film, hatırlamanın doğası ve kişisel tarih üzerine duygusal olduğu kadar ufuk açıcı bir deneyim. Özellikle hafıza üstüne filmleriyle tanınan usta yönetmenler Joana Hadjithomas ve Khalil Joreige, Beyrut iç savaşı döneminden günceler, kaset ve fotoğraflar eşliğinde seyirciyi de bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Japon canlandırma sinemasının büyük ustası Hayao Miyazaki’den bayrağı devralan Gozo Miyazaki’nin Earwig’in Sihirli Şarkısı adlı filmi de programın Türkiye prömiyerleri arasında yer alıyor. Tanınmış Japon animasyon kurumu Studio Ghibli'den gelen, fantastik bir alemde geçen bu filmin karakterlerini dünyalar tatlısı, zeki bir yetim kız, koruyucu anne kılığında bir cadı ve yegane kurtarıcı olarak konuşan bir kedi oluşturuyor.
Bu yıl, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, Uluslararası Kısa Film Yarışması, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ve Adana Kısa Film Yarışması kategorileri ve Dünya Sineması bölümüyle izleyiciyle buluşacak olan 28. Adana Altın Koza Film Festivali, 19 Eylül’e kadar devam ediyor.
Comments