Eda Sütunç’un Sanatorium’da gerçekleşen Gelecek Tezgâhları sergisi vesilesiyle Robotik Meditasyon adlı işleriyle bağlantılı olarak Can Batukan’ın öneri ve yorumları üzerine Sütunç tarafından yazılmış bir e-postayı paylaşıyoruz
Yazı: Eda Sütunç
Eda Sütunç, Gelecek Tezgahları sergileme görüntüsü, Fotoğraf: Zeynep Fırat
Tekrar Merhaba,
Her sefer uzunca yazıyor e-mail’imin içerisine aklımdakileri az filtreleyerek paylaşıyordum. Bu kez farklı bir biçimde buradayım. Önerdiğiniz kaynaklarla iki hafta okumalar yapmak ve eserle ilişkileri üzerine düşünmek ve bağlantıları iyice kurduğumdan emin olduktan sonra yazmak istedim.
“Aklımda hiçbir düşünce yok, kalbimde hiçbir duygu yok,” mantrası bir gün hislerimin yoğunluğundan ve sürekli hareket eden düşüncelerimin beni yormasından ötürü istediğim kadar üretken olamadığım bir anda zihnime düştü. Sanki sürekli tekrar edersem robot olma haline yaklaşabilir, “olmak istediğim ben”e bir adım daha yakın olabilirdim (duygu ve düşünceleri tarafından yavaşlatılmayan mükemmel ve kusursuz işleyen bir ben). Çeşitli meditasyon yolları ile bu akışı yavaşlatmayı daha önce denedim ve de her seferinde oturduğum koltuk sanki hareketliymişçesine sadece zihnimde kalmakta oldukça zorlandım. O nedenle de sergi için kurguladığım meditasyon alanında yer alan koltuk için normalde hareket halinde olan araçlarda kullandığımız araç koltuklarından kullanmaya karar verdim. Robotik Meditasyon da aslında post-hümanist bir öğretiyle zihnimizde yer alan düalist kavramlardan bizi uzaklaştıran zihnimizi çözerek kısa yol olan bu kavramları (kadın/erkek, doğu/batı, siyah/beyaz) gibi kaldırabilmek.
Gelecek Tezgâhları’nda dokuduğum hikâyeleri spekülatif mitler olarak sıfatlandırmıştım. Önerdiğiniz kaynaklardan Timaios diyaloğunda Platon’un da evrenin oluşuna dair kesin bilgiye ulaşmanın imkansızlığı nedeniyle mitosa başvurması ve bu yolla kozmoloji üzerine eğilerek evren ile parçalarını birbirine bağlaması ve bir bütün oluşturan yazımı beni oldukça etkiledi. Bu bütünlük ve düzeni (kozmos) değişmez olanın ne olduğunu sorarak bulmaya çalışması benim de Robotik Meditasyonda değişime tabii olan bu ikili anlatımların aslında bir başlangıcı olduğu gibi sonu da olabileceği umuduydu. Platon bu metinde aklı ruhun içine, ruhu da bedenin içine hapsetmiş. Ancak evren konusunda kendi kendine yeten bir varlık ve kürenin her tarafına yayılmış bir dünya ruhu tasvir ediyor. Neden Platon hikâyesini mitler aracılığı ile anlatmış? Robotik Meditasyon serisinde ben de Platon gibi halihazırda kurulu ve hayatımızı yöneten sistemler üzerinden hikayemi anlatmak yerine kurguladığım alternatif düzenleri mitler üreterek aktarıyorum. Robotlar üzerine birçok yazar onların da insana benzer özellikleri olduğunu öne sürüyor. Örneğin Asimov’un robotları hissediyor, etik nedir biliyor. Benim hayalini kurduğum mekanik dünyada robotlar insanların çoğunluğunun ulaşabildiği bilinçlerden çok daha üstün bilinçlere sahip olmalı. O nedenle belki de Śūnyatā kavramına – yani boşluk bilincinin mutlak enerjisine sahipler. Berrak biçimsiz ve kesinlikle değişken. Belki nesneler gibi hiçbir belirli kimliğe sahip olmayan ve sürekli geçici ve akma halinde. Varoluş ve değişim potansiyeli olarak boşluk.
Commentaires