‘Mavi yansıma denizden gelmiyor. Gözlerim mi bozuldu da mavi minibüsleri deniz sandım? Göz doktoruna gitmem lazım ama önce Santa Tropez yolculuğunun parasını biriktirmeliyim. Şu an deniz manzarasının önü kapanmış ama geri gelecek. Castro’nun yaptığı gibi bütün sahil şeridini kamulaştırmalılar, ki en azından biraz deniz mavisi görebilelim. O ufak daire suyla çevriliydi, keşke onu o kadar özlemesem. Kalabalık sırtını denize dönüyor hep. 45 dakikalık minibüs yolcuğunu sırasında oturmak daha önemli demek ki.’
Fotoğraf: Nora Tataryan
Bu dizeler Ali Taptık’ın 15. İstanbul Bienali için ürettiği Dostlar ve Yabacılar projesindeki karakterlerden biri olan Merve’ye ait. Farkı mesleklerden üç kurmaca karakterlerin hikayelerine ve kent deneyimlerine şahit olduğumuz Dostlar ve Yabancılar hem fiziksel hem çevrimiçi ortamda var olan çok katmanlı bir fotoğraf enstalasyonu. Galata Rum İlkokulu’ndaki fotoğrafların projenin internet sitesinde sunulan hikayelerle paslaşarak meydana getirdiği eser, içinden geçtiğimiz dönemin ruhunu kayıt altına almakla kalmıyor, İstanbul şehir yaşantısını bir başkasının gözünden deneyimlememize de vesile oluyor. Bir matbaa işçisi olan Cem, genç mimar Merve ve ayni zamanda hem sanat sponsoru hem iş adamı olan Mikail’in Ali Taptık’la konuşmaları vasıtasıyla yakınlık, bir arada yaşama ve empati gibi kavramlar üzerine düşünme fırsatı buluyoruz. Taptık bu proje için kendi çevresinden insanları stüdyosuna sohbet etmek için davet etmiş ve bu esnada onların portrelerini çekmiş. Bu anlamda, internet sitesinde gördüğümüz Merve, Cem ve Mikail, sanatçının yaptığı onlarca görüşmeden damıttığı kurmaca karakterler. Ancak Dostlar ve Yabancılar gerek kurmaca ve gerçeklik arasında yarattığı bu muğlaklık gerek sanatçının bir özne olarak kendini yazışmalar ve görseller üzerinden surece dahil etmesiyle İstanbul’a dair gerçek bir hikaye anlatıyor. Ali Taptık, üretimini şöyle tanımlıyor:
‘Son zamanlarda sevdiklerimize nasıl karşı çıkacağımız ve karşı çıktıklarımızı nasıl kucaklayacağımızla ilgileniyorum. Bienaldeki işimdeki hikayeler de bundan bahsediyor. İstanbul içerisinde birlikte var olmak üzerine düşünürken farklı arkadaşlarımın toplu taşımadaki deneyimlerinden yola çıktım. Birbirini tanımayan insanlar arasında nasıl bir samimiyet kurulabilir bununla ilgileniyordum başka bir yandan da. Çok uzun zamandır Mark Frish’in Sorgu metniyle ilgileniyordum oradaki soruları arkadaşlarıma sordum onların fotoğraflarını çektim ve iş kendiliğinden gelişti biraz.’
Dostlar ve Yabancılar bienal izleyicisinden belli bir zaman ve emek talep eden bir enstalasyon: Merve, Cem ve Mikail’in hikâyeleri, bizi konu edindiği şehir temposundan kısa süreliğine de olsa çıkartıp soluklanmaya ve İstanbul’a bakmaya davet ediyorlar. Dostlar ve Yabancılar bienal boyunca Galata Rum’da görülebilir ve www.dostlarveyabancilar.net (www.friendsandstrangers.net) internet sitesinden izlenebilir.
Commenti