Haydar Akdağ’ın Anonim Bellek başlıklı sergisi 10 Nisan’a dek Galeri ARK’ta devam ediyor. Sanatçının buluntu fotoğraflar, pullar ve belgeler üzerinden şekillendirdiği üretimini Nazlı Pektaş yorumladı
Haydar Akdağ, Anonim Bellek, Kağıt İş, 2018, 50 x 50 cm çerçeveli
Yeryüzünün bellek katmanları arasında yer alan hazine daireleri, Haydar Akdağ’ın sanat üretimini uzunca bir süredir meşgul ediyor. Geçmişin kuytuları arasından çıkıp gelen ve aslında bugün de yanı başımızda olan siyasi, sosyolojik, kültürel ve psikolojik anlar, sanatın gerçekle ilişkisini ve temsilin ne olduğuna dair soruları hatırlatıyor.
Haydar’ın Anonim Bellek adlı ilk solo sergisinde sanat eseri; kültürel bir varlık olan dil ile ilişkiye girerek, ortaklık ve tanıdıklık/tanışıklık mesafesini belleğin üç boyutlu evrenine yerleştiriyor. Akdağ’ın buluntu fotoğraflar aracılığıyla kurduğu dil, rastladığı an ve anıların konuştuğu dili pullar ve kartpostallar vasıtasıyla birbirine gönderir. Böylece buluntu fotoğraflar ve bir zamanlar birilerine gönderilmiş mektuplara ait pullar üst üste binerek dilde söz, resimde renk ve ışık değil imge olarak zamanda ve mekânda tercüme edilir.
Haydar Akdağ, Anonim Bellek, H22, 2018
2013’te annesinin çocukluk fotoğrafıyla başlayan portreler; litografi, tuval üzerine akrilik, kolaj gibi farklı tekniklerle devam eder. Akdağ fotoğraflarda yer alan kişileri çoğaltarak ya da başka başka fotoğraflardakileri yan yana getirerek içinden geçilen ortak, fakat bilinmedik zamanı şimdide aynı kılar. Bedenler, bellek ve sonsuz arasında anonim bir zamanı sahiplenir. Pullar ve kartpostallar ise sahiplenilen bu zamanı taşımaya devam eder.
Akdağ’ın Galeri ARK’ta açılan sergisinde, artık var olmayanları görünür kılmayı arzu etme isteği, aile albümü kimliğinde uzaktır ve böyle de düşünülmemelidir. Başka şehirler, başka yüzler, başka anlar bir yanıyla tanıklık ettikleri zamanın oyuncularıdır öte yanıyla da izleyici olan ‘biz’ hakkında bir yankıdır.
Haydar Akdağ, Anonim Bellek, H56, 2018,19 x 24 cm
Akdağ, buluntu fotoğrafları yerlerinden mekânsal ve zamansal olarak koparır. Dün ve bugün arasındaki ortak hafızada yalnızca bedenleriyle var olan bu kişilerden yeni yeni hikayeler kurar. Fotoğraflar yeni halleriyle eskide kalanın aktardığı bilgiyi sahiplenmenin ötesinde yeni yerleriyle pozun anlık kurgusunu ve anonimliğini sahiplenir.
Gurup ya da porte fotoğrafının anı olmanın ötesinde, bilgi - belge olarak varlığı bu sergide anonim belleğin temsili olarak karşımıza çıkar. Siyah - beyaz fotoğraflarla içe içe bin bir renkli pullar, simsiyah kartpostalların heykele dönüşen varlığı, pul defteri yaprakları; gönderilmiş olanla henüz gönderilmemiş olan arasındaki sessizliği izleyiciyle tamamlar.
Comments