Baksı Müzesi 25 Eylül 2020-15 Mayıs 2021 tarihleri arasında Maske/Çağrışımlar başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. 20 sanatçı ve tasarımcının “maske” yorumlarını bir araya getiren sergi, açık kaldığı süre boyunca eşzamanlı olarak müzenin web sitesinde çevrimiçi olarak da izlenebiliyor
Simay Bülbül, Fanustaki Çocukluk
Beklenmedik bir biçimde günlük yaşantımızı kontrol altına alan, hayatımızın merkezine taşınan maskeler, Maske/Çağrışımlar sergisinde sanatçı ve tasarımcıların yorumlarına konu ediliyor, yarattığı farklı çağrışımlarla ele alınıyor. Hem Baksı Müzesi çatısı altında, hem de baksi.org web sitesinde görülebilecek sergide sanatçılar Alp İşmen, Aykut Erol, Beyza Boynudelik, Enis Karavil, Felekşan Onar, Ferhat Özgür, Fırat Engin, Gülcan Şenyuvalı, Gülten İmamoğlu, Halit Berker, Hatice Gökçe, İrfan Önürmen, Mehmet Dere, Mehmet Kavukçu, Merve - Kerem Ariş (UNIQKA), Mike Berg, Mustafa Horasan, Özlem Süer, Sinan Logie ve Simay Bülbül’ün çalışmaları yer alıyor. Sergiye katılan sanatçı ve tasarımcılar, fotoğraftan performansa, kefen bezinden Lego’ya, tuvalden mobilyaya, bireyin yabancılaşmasından sistem karşısındaki açmazlarına, sayısız nesne, malzeme ve düşünce etrafında maskeyi farklı açılardan sorguluyor.
Solda: Aykut Erol Love Mask
Sağda: Enis Karavil 2020.313
Sergi kapsamında, Merve-Kerem Ariş çifti Öz başlıklı tasarımda maskeyi bir distopya çerçevesinde ele alıyor. Bir örnek maskeler giydirilmiş, görmeyen, duymayan, konuşamayan, düşünemeyen insanlar, sonunda bu distopyayı sona erdiriyor ve “öz” geçici kabuğundan, yani maskeden kurtuluyor. Halit Berker “İster Uzak, İster Yakın” başlıklı mobilya tasarımında maskeyi korunmak amacıyla kullandığımız bir malzeme olarak görmeyi reddediyor ve onu hayatımızdaki keyifli anlara tanıklık edecek bir objeye dönüştürüyor: İç içe geçen iki ayrı sehpa… Aykut Erol Love Mask ile aşkın maskesini yorumluyor. Nefes alışlar, kokular, sesler ve sonunda ruhlar iç içe geçiyor, sanki iki vücutta tek bir kalbin atışı duyuluyor. Enis Karavil 2020.313 adlı tasarımında Apple Watch’un sesli komut özelliğinden ilhamla maskenin ardında konuşan bir sese ve gelecekteki muhtemel iletişim senaryolarına odaklanıyor.
Solda: Fırat Engin, Otoportre 2020
Sağda: Gülcan Şenyuvalı, Çalınmış Hayat
Ferhat Özgür bir seri fotoğrafla Kovid-19’dan kaynaklı ev içi hapsinin yaratıcılığa etkilerini araştırıyor. Kapanma Günlükleri başlıklı yapıtta sanatçı, evindeki mevcut nesneleri yeniden düzenleyerek kişisel mekânını bir performans alanına dönüştürüyor. Fırat Engin Otoportre 2020’de neon malzemeyi dijital bir portre fotoğrafı ile birlikte kurguluyor, “şimdi”yi içeren ama geleceğe dönük bir çalışma olarak sunuyor. Gülcan Şenyuvalı Çalınmış Hayat’ta kefen bezi olarak kullanmak üzere alınmış bir patiska kumaşını el dikişi ve nakışla bir maske yorumuna dönüştürüyor.
Solda: Sinan Logie Akıṣkan Yapılar, faz 20, isimsiz
Sağda: Felekşan Onar, GetmePPE
Sinan Logie Akıṣkan Yapılar, faz 20, isimsiz’de kapanmanın getirdiği malzeme kıtlığına işaret ediyor ve eski eserlerini maskeleyerek üzerlerine yeni katmanlar ekliyor. Simay Bülbül Fanustaki Çocukluk’u açık havada oyun oynamaları gereken en güzel zamanlarını evlerinde birer cam fanus içerisinde tüketen çocuklara adıyor. Hayatlarının odak noktası oyuncak yerine maske olan çocuklar için Lego’dan bir maske üretiyor. Hatice Gökçe Tel maske’de teli, rengi, dokusu ve işlenme biçimiyle bir yaşam metaforu olarak ele alıyor. Yaşam ile ölüm arasındaki ince kesik çizgileri anımsayarak tel kırma tekniğiyle bir maske üretiyor. Felekşan Onar GetmePPE adlı yerleştirmesinde kullan-at ekonomisine ve insanoğlunun kısacık belleğine dikkat çekiyor. Camdan şekillendirdiği ve yerlere atılmışçasına bir araya getirdiği maskelerle bugüne nasıl geldiğimizi sorgulatmayı umuyor. Mustafa Horasan maskenin yarattığı çağrışımları Yüz Her Şeydir adlı bir yağlıboya portre üzerinden dışavuruyor.
Solda: Beyza Boynudelik Merhaba Yabancı
Ortada: İrfan Önürmen, Beyaz Mask
Sağda: Özlem Süer, Bayburt Ejderhası
Beyza Boynudelik Merhaba Yabancı başlıklı tuval çalışmasında kentli bireyin maskeli olma, kendine ve “öteki”ne yabancı olma durumunu ele alıyor. İrfan Önürmen ahşap pano üzerine akrilik, foreks, metal vidalar ve demir çubuklarla oluşturduğu Beyaz Mask’ta maske formunu bir metafor olarak kullanıyor ve günümüz insanının parçalanmışlığına, paranoyasına, teknoloji-beden ilişkisine ve sistem karşısındaki açmazlarına vurgu yapıyor. Özlem Süer Bayburt Ejderhası’nda maskeyi, bulunduğu sergi mekânıyla bütünleştiriyor. Bölgede masallara, efsanelere konu olan yılan-ejderha imgesini yine yöresel bir dokuma olan ehram üzerine işliyor.
Solda: Gülten İmamoğlu, Maske
Ortada: Mehmet Dere, Göze Göz
Sağda: Alp İşmen, Biri/Someone
Mike Berg Perde isimli çalışmasında bir kumaş parçasını bir tür maske olarak ele alıyor. Üzeri işlemeli keçe kumaş, arkasındakini gizleyen özelliğiyle maske işlevini üstleniyor. Alp İşmen Biri/Someone adlı tuvalde, arkasına gizlendiğimiz alt benlikler ve bu sayede büründüğümüz kimliklere, söylediğimiz yalanlara ve yaşanmamışlıklara değiniyor. Gülten İmamoğlu Maske’yi dünyanın maskesi olarak tasarlıyor ve tahammül sınırlarının sınandığı pandemiyle dünyamızın geldiği noktayı sorguluyor. Mehmet Kavukçu maskenin koruma, gizleme, saklama, öykünme ve törensellik gibi temel niteliklerden hareket ederek bir performansın görselleriyle Maskeleşme’yi oluşturuyor. Mehmet Dere ise Göze Göz adlı kâğıt çalışmasında siyah-beyaz dengesinin, yaşam-ölüm, varlık-yokluk, kalem-kâğıt, kuşatan-kuşatılan arasındaki metafizik deneyimlere tekabül ettiğini söylüyor.
Kimlik tasarımı Emre Senan’a ait olan Maske/Çağrışımlar sergisi, Baksı projesinin 20. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 15 Mayıs 2021 tarihine kadar ziyarete edilebiliyor.
留言