top of page
Dicle Beştaş

Beyaz küpün ötesinde

Türkiye'de güncel sanat ortamının İstanbul'dan ibaret olmadığını söylememiz gerek. Nitekim diğer şehirlerde sanatla ilişkili neler yapıldığı önemli. Bu bağlamda Diyarbakır'ın önemli bir konumu var. İşte Diyarbakır merkezli bağımsız sanat mekânı a4 atölye’nin kurucularından Rıdvan Kuday'la şehirdeki sanat dinamizminin boyutları ile yerel sermayenin sanata yatkınlığı arasında nasıl bir ilişki kurduğunu konuştuk. Ayrıca Diyarbakır’ın ilk ticari galerisi Rıdvan Kuday Galeri'nin sunacağı ihtimalleri de pas geçmedik


Röportaj: Dicle Bektaş

Rıdvan Kuday


Diyarbakır’da Güzel Sanatlar Lisesinde öğretmen olarak çalışıyorsunuz. Aynı zamanda Diyarbakır merkezli bir oda orkestrası olan Tigris Senfoni Orkestrası’nın ve bağımsız sanat mekanı olan a4 Atölyenin sanat direktörlüğünü yapıyorsunuz. Tüm bu disiplinlerarası konumlarınızla bağlantılı olarak hem sizi tanımak hem de Diyarbakır özelinde sanatın kurumsallaşması süreçlerinde nasıl pozisyonlandığınızı sizden duyabilir miyiz? Bu rollerin sanat yaklaşımınızla olan ilişkisini sizden dinleyebilir miyiz?


Ortaokul yıllarında başlayan sanata ilgim şüphesiz müziğe meraklı bir ailede büyümem sebebiyle yalnızca görsel sanatlar alanına değil sanatın farklı katmanlarına da odaklanıyordu. Böylece yaşadığım şehirde, Diyarbakır’da güzel sanatlar eğitimimi tamamladım. Yetenekli ve sanatla ilgili öğrencilerle güzel sanatlar lisesinde görev yapmaya başlamamla beraber bu yaratıcı üretim sürecine dahil olmaya başladım. 2015 yılında bölgede başlayan çatışmalı sürecin yıkıcı sonuçları çok geçmeden etkisini göstermeye başladığında bu enkazdan en çok payını alan sanat ve kültür alanı olarak ben ve çalıştığım okulunda eğitim alan öğrenciler etkilendik. Sanat etkinlikleri yok denecek kadar azalmıştı. Bölgedeki tüm kültür sanat üreten kurumlar ve aktivist hareketler baskı yoluyla kapatılmış etkinlik alanları daraltılmıştı. Türkiye’nin İstanbul başta olmak üzere pek çok farklı sanat fakültesine yerleştirdiğimiz öğrencilerimizin bir kısmı eğitimlerini tamamladıktan sonra kendi şehirlerine dönüklerinde böyle bir politik atmosferde kendilerini ifade edebilecekleri kamusal alanlara ihtiyaç duyduklarını gördük. Bu nedenle 2018 yılında sanatçı arkadaşım Aziz Tilki ile böyle bir ihtiyaca cevap olmasını umduğumuz a4 atölye'yi kurduk. Diyarbakır’daki gençlerin sahip olduğu üretken potansiyeli desteklemek, onlara yeni imkanlar yaratmak ve tecrübe kazandırmak amacıyla kurduğumuz a4 Açık Sanat Alanı, alternatif sanat pratiklerine yer açan, disiplinler arası hareket alanının teşvik edildiği, çok fonksiyonlu bir sanat mekanı olarak mekânı olarak bu ihtiyacın yalnızca sanat eğitimi alan öğrenciler için değil bölgede sanata ilgili pek çok kentlinin de sorunlarına cevap olduğunu gördük. Eş zamanlı olarak ilgili olduğum müzik alanında da aktiflik gösterdim. 2011 yılında Diyarbakır da şef Serhat Atalay yönetiminde kurulan Tigris Oda Orkestrası takip ettiğim ve etkinliklerin de kısmen de olsa ufak iş bölümü yaptığım bir organizasyondu. A4'teki rolüm, sanat yönetimi bağlamında sanatın diğer alanlarıyla benzerlik gösteriyor ve aynı zamanda birbirini besleyen yanları oldukça fazla. a4’teki direktörlük pozisyonum Serhat’ın gözünden kaçmadı sanırım ve böylece 2021 yılında Oda orkestrasının 52 kişilik senfoni orkestrasına dönüştüğünü olduğunu, kurumsal bir dil yakalamak istediklerini dile getirdiler ve bana direktörlük teklifi yaptılar. Kendi imkanlarımızla yerelden ilişki içinde olduğumuz dirsek temasında bulunduğumuz kişilerle dayanışma yoluyla emekle yoğun bir süreçten geçerek güzel bir projeye imza attık. Şimdiden çok olumlu tepkilerle karşılaştık, ileriye dönük hedeflediğimiz projeler var. Bunlar için bazı girişimlerimiz olacak umarım beklediğimiz desteği göreceğiz. Böyle yoğun bir tempoda a4 Atölye, Tigris Senfoni Orkestrası ve yeni bir oluşum olan ticari galeri ile hepsi birbirini besleyen alanlar olacağından pek zorluk çekecek gibi görünmüyorum…

Tigris Senfoni Orkestrası,

Fotoğraf: Bigsanatmedia

 

"Bölgedeki tüm kültür sanat üreten kurumlar ve aktivist hareketler baskı yoluyla kapatılmış etkinlik alanları daraltılmıştı. Türkiye’nin İstanbul başta olmak üzere pek çok farklı sanat fakültesine yerleştirdiğimiz öğrencilerimizin bir kısmı eğitimlerini tamamladıktan sonra kendi şehirlerine döndüklerinde böyle bir politik atmosferde kendilerini ifade edebilecekleri kamusal alanlara ihtiyaç duyduklarını gördük. Bu nedenle 2018 yılında sanatçı arkadaşım Aziz Tilki ile böyle bir ihtiyaca cevap olmasını umduğumuz a4 atölye'yi kurduk."

 

Diyarbakır’daki sanat dinamizminin boyutları ile yerel sermayenin sanata yatkınlığı arasında nasıl bir ilişkiden söz edebiliriz? Yerel sermayenin sanata yönlendirilmesi konusunda bir danışmanlık alanı olarak da düşünebileceğiniz Rıdvan Kuday Galeri'nin açılma hikâyesinden söz eder misin?


Kar amacı gütmeyen bir açık sanat alanı olan A4 atölye ile birbirinden farklı alanlara ve kullanıcıya değen projeler gerçekleştirdik. Ancak uzun zamandan beri aklımızda olan ve kentte sanat piyasasının kurumsallığına ilişkin araştırma içinde olduğumuz ticari bir galeri fikri vardı. Bölgede sanat üreten çok fazla ilgili ve profesyonel var. Son dönemlerde sadece kar amacı gütmeyen projelerde görünür olmak dışında işlerini kurumsal anlamda sanat piyasasında dolaşıma sokmak konusunda sanatçılar kısır bir döngüde kalıyorlardı. Kentli olarak kültür- sanat alanına yatırım konusunda ortak bir bilinç geliştirmiş değiliz. Bunun yanı sıra Diyarbakır’da sanat üretimleri son dönemde kar amacı gütmeyen inisiyatiflere fon aktarımı ile birlikte tek yıllık projelerden üzerinden ilerliyor. Üretim açısından çok değerli buluyorum fakat sonrasında üretilen işlerin sanat piyasasında dolaşıma giremiyor olması, pazara girme konusunda kurumsallığın elde edilmemiş olması büyük bir sorun. a4 gibi kolektif buluşma alanlarının, mentorlük desteklerinin yanında bu döngüyü sürdürülebilir kılacak, sanat ekonomisini çevreleyecek bir kurumsal yapıya daha ihtiyaç vardı. Yanı sıra sanatçının yaptığı işten maddi bir kazanç sağlaması üretim motivasyonu açısından önemliydi. Rıdvan Kuday Galeri, Diyarbakır’da sanat ekonomisi, sergi gezme, koleksiyon bilgi dağarcığı konusunda bir tür danışmanlık yapmak sanatçı-alıcı-izleyici arasında etkili bir iletişim modeli kurmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak, özellikle yereldeki potansiyelin de bu pazar da önemli bir yer olduğunu bilerek bu alanda çalışmalar yürütmesi adına hayata geçti.

Sana reddemeyeceğin bir teklifte bulunmak istiyorum, 2022, Rıdvan Kuday Galeri, Diyarbakır,

sergiden görsel,

Fotoğraf: Mevlüt Yıldız

 

"Rıdvan Kuday Galeri’yi bir girişim olmaktan çıkaran nedir diye sorduğumuzda benim vereceğim yanıt benimsediği uluslararası formatlara uyan sanatçı temsiliyetleri ile beraber kendi bağlamında öznel ve taşıdığı sorumluluğun farkında olma ilkesidir diyebilirim."

 

Biraz da a4 atölye ve Rıdvan Kuday Galeri arasındaki geçişin ve atölyenin nasıl bir sürdürülebilirlik mekanizması olduğu hakkında konuşalım istiyorum. Diyarbakır ve çevresinde yaşayan ve üreten fakat temsiliyeti yeterince yapılmamış sanatçıların -ağırlıklı olarak kadın sanatçıların- görünürlüğü hakkında çalıyorsunuz. Ben de 2019’da a4 için hazırladığım Müşterek İşler projesi ile a4’e böyle bir izlekle katkı sağlamış olmaktan çok memnunum. Yerel dinamikleri yereldeki potansiyeli açığa çıkararak geliştirmek konusunda önemli. Galerinin ilk sergisinden de bahsedebilir misin? Eser ve sanatçı seçimleri nasıl oldu? Gördüğüm kadarıyla 2018’dan bu yana a4 te birlikte çalıştığın mentorluk programlarıyla işlerinin gelişmesine katkı sağladığın sanatçılar da sergi sanatçıları arasında. Şeniz Polat, Nesrin Ademhan, a4'ün yürütücü ekibinden Nadan Özcan sözünü ettiğim sanatçılar arasında. Bölgedeki sanat ekosistemine Rıdvan Kuday Galeri’nin çok büyük katkısı olacağı bu anlamda aşikar. Sergi seçkisi nasıl gelişti senden dinleyelim.


Yurt içi ve yurtdışından pek çok sanat profesyoneli ile birlikte atölyeler, mentorluk programları, seminerler, sanatçı-küratör konuşmaları, sergiler gerçekleştirdik. Türkiye’den ve uluslararası alandan sanat inisiyatifleri ile ortak projelerde yer alarak bölgede yaşayan sanatçılar için geniş kapsamlı bir diyalog ortamı sağlamaya çalıştık. Son dönem projelerimizi bölgede yaşayan ve çağdaş sanat ile ilgili üretme motivasyonu olan kadın sanatçılarla beraber gerçekleştirdik. İşte bu noktada çalışmalarımızın arka planındaki arşiv devreye girdi. Sanat alanında 25 yıllık bir birikime sahip ve kentin bu bağlamdaki potansiyelini okuyabilen bir kentli olarak sözünü ettiğim bu arşivde yer alan sanatçılarla çalışma fikri kendiliğinden doğdu. Çalıştığımız sanatçılarla birebir görüşmeler nihayetinde, daha önce a4'te mentorluk programlarıyla işlerinin gelişmesine katkı sağladığımız sanatçılar, bir kısmı daha önce güzel sanatlar lisesinden çalışma pratiklerine hakim olduğum öğrencilerimden den oluşan, bir kısmı da Loading’in güncel sanat arşivi yardımıyla gelişen bir sanatçı seçkisi oluştu. Sergi Diyarbakır ve çevresinde yaşamış ve üretmiş 10 sanatçının yapıtlarını yerleştiği kentin katmanlarına da referans verecek şekilde bir araya geldi. Bu anlamda sergi galerinin izleğine ve yerleştiği kentle kurduğu ilişkiye dair ilkeleri taşıyor. Sergi süresince temsil ettiğimiz sanatçıların üretim pratiklerini izleyebilmek adına da yenilikçi, alternatif ve umut vaad eden bir teklif sunmak istedik. Böylece ilk sergimiz Sana reddemeyeceğin bir teklifte bulunmak istiyorum izleyici ile buluştu. Diyarbakır’da daha önce galeri girişimleri elbette oldu. Rıdvan Kuday Galeri’yi bir girişim olmaktan çıkaran nedir diye sorduğumuzda benim vereceğim yanıt benimsediği uluslararası formatlara uyan sanatçı temsiliyetleri ile beraber kendi bağlamında öznel ve taşıdığı sorumluluğun farkında olma ilkesidir diyebilirim.


Rıdvan Kuday Galeri’nin gelecek projeleri nelerdir? Bir galeri’nin sunduğu fiziksel alanın ötesinde Galeri’nin sunduğu düşünsel alana ve beraberinde geliştireceği kültürel sermayenin dolaşımını nasıl öngörüyorsunuz?


Galerinin en önemli amaçlarından biri de kentteki potansiyel sanat alıcısı ve izleyicisinin sanata olan ilgisini ve erişilebilirliğini artırmaktır. Galeri yalnızca ticari amaç güden bir fiziksel mekân ya da bir "beyaz küp" olmanın ötesinde kentte ve bölgede, yereldeki potansiyel sermayeyi kültür-sanat alanına yönlendirme konusunda danışmanlık seansları sağlıyor olacak. Bölgede plastik sanatlara, güncel sanata ilgi duyacak ve takip edecek koleksiyonerlik bilincini oluşturmak adına “koleksiyonerlik buluşmaları” gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bölgede yaşayan ve üreten sanatçıların seçkilerinden oluşan sergi programlarımızın yanı sıra sanat piyasası ve ekonomisine yönelik söyleşi ve panellerle izleyici ile buluşacağız. Kentin güçlü kültürel mirasını da arkamıza alarak kültürel sermayeye katkı sağlamayı hedefliyoruz. Şu ana kadar sergiye, galeri sanatçılarına ve galeriye yoğun bir ilgi oldu. Birlikte çalıştığımız sanatçıların ve galerinin görünürlüğünü kentte ve daha geniş ölçeklerde artırmak adına yakın zamanda fuarlarda yer almayı düşünüyoruz. Türkiye'de güncel sanat ortamında gelişmiş merkeziyetçi anlayış sebebiyle bölgede üreten sanatçıların motivasyonu dezavantajlı bir duruma gelebiliyor. Bu sorunlara dayanışma yoluyla çözüm önerileri sunmayı galerinin misyonlardan biri olarak sıralayabiliriz.



Comments


bottom of page