Mamut Art Project ekibinin Mamut Limited (Artist Editions) markasıyla başlattığı görsel sanatlardan tasarıma, müzikten modaya farklı alan ve tekniklerle çalışan, yaratıcı herkesle buluşmayı amaçlayan projesinin ilk sergisi Mamut Limited Vol.1 pop-up 16 Eylül – 1 Ekim 2023 tarihleri arasında Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşti. Çevrimiçi platformu mamutlimited.com üzerinden yıl boyunca özel seçkiler sunacak Mamut Limited’ın bu yılki sanatçılarını yakından tanıyoruz. Beşinci konuğumuz Ufuk Yılmaz
Ufuk Yılmaz
Sanatsal yolculuğunuzdan bahsederek başlayabiliriz. Uludağ Üniversitesi ve Maria Curie-Sklodowska Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar alanında öğrenim gördünüz. Uzun yıllar Görsel Sanatlar alanında eğitim verdiniz. Peki ne zaman kendi sanatınızı yapmaya başladınız?
Her zaman resim yapmayı sevdim ve bu konuda kendini geliştirmeye çalışan biri oldum ancak uzun yıllar bu alanda düzenli bir üretim yapmadım. Üniversite yıllarımı ağırlıklı olarak fotoğraf ve grafik tasarım alanında hem ticari hem de ticari olmayan çalışmalar yaparak geçirdim. 2015 yılında yüksek lisansa başladıktan sonra bugün yaptığım işlerimin başlangıcı sayılabilecek çalışmalarımı istikrarlı bir şekilde üretmeye başladığımı söyleyebilirim.
Yerel kültürünüz ve çevreniz sanatsal çalışmalarınızı etkiliyor mu? Evet ise nasıl etkiliyor? Sanatınızda kullandığınız malzeme ve teknikler bu etkileşim ağında bir yankı buluyor mu?
Kesinlikle etkilediğini söyleyebilirim. Gördüklerimizin hayal gücümüzü büyük oranda şekillendirdiğini düşünüyorum. Ben de çevremi ve çevremin bana hissettirdiği duyguları bazen olduğu gibi bazen de olmasını istediğim gibi görselleştiriyorum.
Malzeme ve teknik konusunda da beni heyecanlandıran her türlü yeniliğe açık oluyorum. Sonuç ne olursa olsun uzun vadede farklı deneyimlerin olumlu etkilerinin görüldüğünü düşünüyorum.
Gördüklerimizin hayal gücümüzü büyük oranda şekillendirdiğini düşünüyorum. Ben de çevremi ve çevremin bana hissettirdiği duyguları bazen olduğu gibi bazen de olmasını istediğim gibi görselleştiriyorum.
Çalışmalarınızı ağırlıklı olarak geleneksel ve dijital teknikler kullanarak üretiyorsunuz. Aynı zamanda grafik tasarım alanında İstanbul’da kariyerinizi sürdürüyorsunuz. Sanat ve grafik tasarım arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
Ben buradaki asıl ayrımın yapılan işin hangi niyetle yapıldığı olduğunu düşünüyorum. Grafik tasarımı bir meslek olarak bana iletilen talepler doğrultusunda bir sorunu çözmek için yoruma kapalı işler yapıyorum. Diğer tarafta ise sadece kendimi ifade etmek için bir şeyler üretiyorum. Ancak yaptığım işlerin ikisi de görsel sanatlara ait ortak prensiplere sahip olduğundan özellikle teknik ve üretim araçları gibi konularda birbirlerini beslediklerini düşünüyorum.
Ufuk Yılmaz, Serene Serisi, Fine Art Print, 20×20 cm, 5+1 edisyon ya da 40×40 cm, 5+1 edisyon
İşlerinizde mimari algı ön planda. Mimarinin evrensel formlarını kullanarak insanın doğa ile ilişkisine bakıyorsunuz. Bu alanda kendinize özgü olarak oluşturduğunuz kodlar var mı?
Herhangi bir kültüre ait olmayan köşeli ve düz formları, dijital üretim süreçlerini ve düzeni simgeleyen gridleri ve içerisinde bulunduğumuz yapılardan doğa ile ilişki kurmamızı sağlayan pencere ya da balkon gibi öğeleri çalışmalarımda sıklıkla kullanıyorum.
Mamut Limited’ta gördüğümüz Serene serisini oluşturan işler karışık teknik kullanılarak oluşturulmuş kolajlar: suluboya, yapay zekâ, fotoğraf… Bu pratiği edinme sürecinizden bahsedebilir miyiz? İlk günden beri kolajları bu şekilde mi yapıyorsunuz?
Kolaj yapmaya geleneksel tekniklerle başlasam da üzerinde çok fazla çalıştığım bir alan olmadı. Resimlerimi ağırlıklı olarak tuval üzerine çalıştım. Zamanla yaptığım resimlerin fotoğraflarından aldığım yerleri ve dokuları dijital çizimlerimle ve yapak zekâ ile oluşturduğum görüntülerle bir araya getirerek Serene serisini oluşturdum.
Ufuk Yılmaz, Serene Serisi, Fine Art Print, 20×20 cm, 5+1 edisyon ya da 40×40 cm, 5+1 edisyon
İşlerinizde çağdaş mimariye karşı üstü kapalı bir eleştiri var mı?
Ben çalışmalarımı bir eleştiri olarak değerlendirmeyi tercih etmiyorum. Yaptıklarımı çoğu zaman bir manzara resmi olarak görmeyi tercih ediyorum. İki yüz yıl önce yaşasaydım muhtemelen o zaman etrafıma bakınca gördüğüm manzarayı, o zamanın teknolojisini kullanarak, o dönem yaşayan sanatçılar gibi yapacaktım. Bugün ise her yönden çok daha farklı ve hızlı bir dünyada yaşıyoruz. Ben de bugün gördüklerimi ya da gördüklerimden yola çıkarak hayal ettiklerimi bugünün teknolojilerini kullanarak, bugünün manzara resimlerini yapıyorum diyebilirim. Benim için önemli olan her zaman yaptığım işi izlerken bıraktığı duygu durumu ve hisler oldu.
İki yüz yıl önce yaşasaydım muhtemelen o zaman etrafıma bakınca gördüğüm manzarayı, o zamanın teknolojisini kullanarak, o dönem yaşayan sanatçılar gibi yapacaktım.
Sizin için başarılı bir yapıt üretmek kişisel tatminle mi yoksa sanat dünyasından takdir görmekle mi ilgilidir? Neden?
Hayatta her konuda olduğu gibi bu konuda da bir dengenin kurulabilmesi gerektiğine inanıyorum. Bence iki durumda mümkün olduğunca birbirinden ayrı tutulabilmeli ve üretim sürecini etkilememeli. İdeal senaryonun tabii ki hem yaptıklarınızdan kendinizin tatmin olması hem de düşüncelerine değer verdiğiniz insanlar tarafından beğenilmek olduğunu düşünüyorum.
Comments