top of page
Gizem Karakaş

Bir bütünün eşit parçalarıyız


Kendisi de sanatçı olan Gizem Karakaş, 28 Ocak Cumartesi günü, Ali Emir Tapan’ın The Pill ve Performistanbul işbirliği ile gerçekleşen Biz Hava Filizlenen Tohumlarız performansını görmeye gitti, Ali Emir Tapan ve Tolga Ayıklar ile görüştü ve izlenimlerini Art Unlimited okurları için yazdı.

Ali Emir Tapan, Biz Hava Filizlenen Tohumlarız, 2017, The Pill, Performistanbul ile

“O günlerde, uçakların gürültüsünü duyduğumuz anda dışarı çıkar ve dans ederdik. O günlerde, birinin tek duyabildiği şey uçak gürültüsüydü. Biz dans ederdik. Şansımızın kaçtığını biliyorduk.”

Blitz Theatre Group, Late Night, 2012

Atina merkezli Blitz Theatre grubunun Late Night (Gece Geç) oyunu, Avrupa savaşlarının devam ettiği bir zamanda, yıkık dökük bir sahnede, şarkı söyleyen, dans eden, zaman zaman da sahnedeki mikrofona sırayla anılarını, kaybolan aşklarını, düşüncelerini anlatan altı dansçıyı sahneler.

Geçtiğimiz sene Nisan ayında, Domates, Biber, Patlıcan etkinliği kapsamında izleme fırsatı bulduğum oyundan aklımda en çok kalan, dansçıların kendilerinden geçmiş bir şekilde, savrularak vals yaptığı sahnelerdi.

28 Ocak Cumartesi günü, Ali Emir Tapan’ın The Pill ve Performistanbul işbirliği ile gerçekleşen Biz Hava Filizlenen Tohumlarız performansını görmeye gittiğimde de aklıma yine o sahne geldi. Bu sefer deneyimlediğim koreografisi ve metinleri hazırlanmış bir gösteri değil, üç davulcunun çaldığı doğaçlama ritimlerle, bedenlerinin ötesinde bir şekilde hareket eden on performansçıydı. Performansçılara arka planda duvara yansıyan mosh-pit ve zeytin ağacı görüntülerinin birbirlerine sarmalandığı bir video sessizce eşlik ediyordu.

Ali Emir Tapan, Biz Hava Filizlenen Tohumlarız, 2017, The Pill, Performistanbul ile

Performanstan birkaç gün sonra, Ali Emir Tapan ve videonun sesini beraber kurguladığı Tolga Ayıklar ile bir araya geldik. Ali Emir, işin çıkış noktası olan videonun temelini “animistik ve bütüncül bir yaklaşımla, nefretsiz bir şiddet eylemi olarak transı ele almaktan yola çıkıyor,” diye tanımlıyor ve ekliyor: “İçinde bulunduğumuz baskıcı bir gerçekliğe alternatif bir var oluş şekli sunmak istedim. Videoda, kavga mı ediyorlar, savaşıyorlar mı, sevişiyorlar mı belli olmayan ışıktan bedenler, tekrar, tekrar, bir yılan gibi gezen zeytin ağacının içine gömülüp, buradan geri çıkıp, yeniden ekranı ele geçiriyorlar. Performans da videonun pratik iz düşümü olarak ortaya çıktı. Performansçılara verdiğim belirli yönlendirmeler vardı ama önceden hazırlanmış bir koreografi yoktu. Ben performansı bir alan olarak görüyorum ve bu işte yaratmak istediğim şey bir özgürlük eylemi, bir özgürlük alanıydı.”

Ali Emir Tapan, Biz Hava Filizlenen Tohumlarız, 2017, The Pill, Performistanbul ile

Ortasından yakalayıp, sonuna kadar başından kalkamadığım 6 saatlik performans süresince, aralarına zaman zaman izleyicilerin de katıldığı performansçılar, bazen tek bir bedene dönüşüp hep beraber hareket ettiler, bazen kendi köşelerine çekildiler, birbirlerini ittiler, sarıldılar, izlediler, takip ettiler, taşıdılar, sürüklediler… Ali Emir’in de dediği gibi “Performansçıların bedenleri, esnemiş bir ruhun, yani tek bir zaman ve mekân anlayışında olmadığının farkına varmış bir ruhun yansımasına dönüştü”. Birlikte ya da ayrı ayrı, her bir bireyin kendi ritmine, kendi ruhuna göre hareket ettiği bu alanda, davulcular, performansçılar ve katılımcılar, özgür ruhların bir araya geldiği bir bütün oluşturdular.

Ali Emir Tapan, Biz Hava Filizlenen Tohumlarız, 2017, The Pill, Performistanbul ile

Performans süresince sessizce dönen videonun ses kaydı da başka bir performansın eseri. Ali Emir’in “videonun içeriğinin ikonografisine uygun olduğunu,” düşündüğü için ses kaydını yapmak üzere davet ettiği arkadaşı Tolga Ayıklar bir Kam. Benim gibi ne olduğunu bilmeyenler için Tolga, Kam’ı şöyle açıklıyor:

“Kökeni Altay bölgesi olarak kabul edilen Tengricilik’ten geliyor. Tengricilikte animizmde de olduğu gibi her şeyin bir ruhu vardır. Her şeyin bir ruhu olduğu için her şeyin bir titreşimi de vardır. Kam da evren ile aynı titreşime ulaşabilen kişidir. Bizim trans hali dediğimiz, evren ile aynı anda titreşmek ve görünün açılması hali.” Tolga’nın ses kayıtları için kullandığı davul da Kam davulu, yani “Kam’ın atı, evrende yolculuk yaptığı at.”

Videonun sesi, Tolga’nın görüntülerdeki pozitif hareket ile negatif boşluklara, Ali Emir’in tabiriyle “taklit etmeden uyum sağlamaya” çalıştığı yedi ayrı ses kaydının birleşiminden oluşuyor. Bu seslerin omurunu ise “bağımsız bir katmanı” oluşturuyor. Tolga’nın bağımsız katman olarak adlandırdığı “videodaki figüratif hareketlere tepki vermeyen, videonun akışıyla uyumlu olan ses. Böylece videoda alt metin gibi duran, ses de üst metin olarak ortaya çıkıyor diyebiliriz.” Tolga ses kayıtlarını yaparken yaşadığı deneyimi ise “Kam davulunu çalarken bir ritmi saatlerce çalabilirsiniz. Artık o titreşimdesinizdir ve bu bir meditasyona dönüşür. O noktada o ritmin içinden çıkamazsınız, zaten çıkmak istemezsiniz. Ama bu videoyu çalışırken bir ritimde kalmamam gerekiyordu. Senkronun video ile tutmaması ama bunu bilinçsizce yapmam gerekiyordu. Bedenen buradaydım ama ruhen burada değildim,” şeklinde anlatıyor.

Ali Emir Tapan, 'We Are Seeds That Sprout Air - Biz Hava Filizlenen Tohumlarız', 2017, Video, 9’ 37”

Sohbet sırasında Ali Emir, insanın ritim ile bağlantısı hakkında şöyle bir yorumda bulundu: “Anne karnındayken ilk duyduğunuz şey kalp atışı ve ilk uyarılan duyunuz ses algısı.”

Bunun üstüne aklıma yine Gece Geç oyunundaki bir replik geldi:

“Şu an hepsi biliyorlar ki, müzik devam ettiği sürece, endişe edecekleri hiçbir şey yok.

O günlerde, ne olursa olsun vazgeçemeyeceğimizi biliyorduk. Vazgeçmedik.”

Comentarios


bottom of page