top of page
Barış Acar & Alp Doğu Eser

Çağdaş sanatın itibarsızlaştırılması I

İki sanat tarihçisi, Barış Acar ve Alp Doğu Eser’in çağdaş sanatın itibarsızlaştırılması meselesini daha detaylı ele almaya karar verip sanatın politikasından yola çıkarak, tarihten ve sanattan kaçırılanın ne olduğunu anlamaya çalıştıkları sohbet serisinin ilk videosu yayında





Bir saptamayla başlayalım: 21. yüzyılın ilk çeyreğini bitirirken, ne yazık ki, halen 20. yüzyılın problemlerini aşmış gibi görünmüyoruz. Toplumsal alanda olduğu kadar sanat alanında da durum böyle. Sanatsal üretimde belki Romantik dönemle kıyaslanabilecek büyük bir arayış ve dalgalanma gerçekleşirken, estetik teorileri ne yazık ki içinden geçtiği çağı yakalamaktan çok uzakta seyrediyor ve en günceli 20. yüzyıl başının terimleriyle konuşmaya devam ediyor.

Bu karmaşanın hüküm sürdüğü asıl topraklar ise çağdaş sanatın toprakları. Söz konusu karmaşa, her şeyden önce, avangard, modern ve çağdaş sanat terimlerinin içlem ve kaplamlarına dönük ciddi bir felsefi/ sanat tarihsel boşluktan suyunu alıyor. Buna karşın hemen her seferinde kendini tek bir cümle içinde açığa vuruyor: “Bu da sanat mı?”


Bundan sekiz-dokuz yıl önce kaleme aldığım Çağdaş Sanatın İtibarsızlaştırılması Kime Yarar? başlıklı yazıda, “müzede yere bırakılan gözlük, ziyaretçilerden birinin ortalıkta unuttuğu bir çanta ya da kıyafet, saldırıya uğrayan birinin durumunun performans zannedilmesi, temizlikçinin çöp sanıp attığı sanat yapıtı...” gibi örneklerin yarattığı infial durumundan yola çıkarak çağdaş sanata duyulan öfkenin nedenlerini anlamaya çalışmıştım.


Hemen ardından kaleme aldığım Çağdaş Sanatta ‘Kral Çıplak’ - Peki, Hangisi? yazısında ise Kalabalığın içinde biri ‘Kral çıplak!’ diye bağırıyorsa önce bağıranın kim olduğuna bakmalıyız, yoksa öznelikler daha biz onları üretmeden başka krallar tarafından çalınabilirler.” uyarısında bulunmuştum.


Öyle görünüyor ki, aradan geçen zamana rağmen konu hâlâ aynı minvalde sürüyor. Bu sebeple, kendisi de bir sanat tarihçisi olan Alp Doğu Eser’in önerisiyle bu meseleyi daha detaylı ele almaya karar verdik. İki sanat tarihçisi, sanatın politikasından yola çıkarak, tarihten ve sanattan kaçırılanın ne olduğunu anlamaya çalıştık.


Düşüncenin üremesi için “karşı-konuşma”yı örgütlemek gerektiğini düşünüyoruz hâlâ.

 

Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page