Belçikalı sanatçı Anne Teresa De Keersmaeker ve genç Fransız koreograf Némo Flouret, Forêt başlıklı projeleriyle Louvre Müzesi’nin Denon kanadında yer alan başyapıtları hayata döndürüyor. 11 dansçının katılımıyla gerçekleşen performans, izleyiciyi resim ve sahne sanatları arasında yarattığı diyaloğa davet ediyor
Yazı: Zeynep Gülçur
Anne Teresa De Keersmaeker, Némo Flouret, Forêt © Anne Van Aerschot
2006 senesinde William Forsythe ve ondan on yıl sonra Boris Charmatz'ın ardından, Louvre bir kez daha kapılarını sahne sanatlarına açıyor. Festival d'Automne ile ortaklaşa sunulan Forêt (Orman) eseri, 11 dansçıyla Louvre’un eşsiz koleksiyonunda yer alan tablolardaki sahneleri canlandırıyor.
Forêt, Anne Teresa De Keersmaeker'ın birkaç yıl önce başlattığı, dansı geleneksel sahne sunumlarından çıkarıp başta müzeler olmak üzere farklı mekânlarla buluşturma sürecinin bir parçası. Belçikalı koreograf bu yeni proje için, 2021 yılında Fondation Beyeler'de birlikte çalıştığı Némo Flouret ile yeniden bir araya geliyor.
Keersmaeker ve Flouret, Beyeler’de Rodin/Arp sergisi sırasında heykellerin karşısında hayal ettikleri Dark Red eseriyle daha önce bir araya geldiler. Forêt adlı bu projeyi inşa ederken de aynı duyguda ısrar eden ikili, birlikte, Louvre’un 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan resim koleksiyonlarına dayanarak görsel bir kültürün ortaya çıkışını ve modern bakış rejimini inceliyor.
Anne Teresa De Keersmaeker, Némo Flouret, Forêt © Anne Van Aerschot
Eserlere ve alanın mimarisine ölçek, kontrast ve çerçeveleme stratejileriyle yaklaşan Forêt, eşik ve sınır sorularıyla oynayarak yeni çeperler çizmeye çalışıyor. Koreografi, yalnızca bireysel beden içinde değil, aynı zamanda zaman ve mekânın organizasyonuyla ilişkili olarak genişleme ve daralma hareketlerine dayanmakta. Herhangi bir başlangıcı ya da sonu olmayan farklı performanslar, eş zamanlı olarak başyapıtların önüne dağılan bir sergi alanı yaratıyor. Louvre'u, mekânın çoktan kapandığı ve ziyaretçi kalabalığından kurtulduğu bir zamanda girip dolaşmak, müzeyi ve tablolarını hiç beklenmedik bir sakinlikte keşfetmek bu deneyimi başka bir boyuta taşıyan detaylardan biri.
Anne Teresa De Keersmaeker, Némo Flouret, Forêt © Anne Van Aerschot
Dansçıların her biri, bu eşsiz tabloların bazen sadece bir detayını, bazen birden fazla unsurunu, bir pozu, bir bakışı, bir ifadeyi yeniden üretme oyununu oynuyor. Véronèse, da Vinci, Titian, Caravaggio tarafından resmedilen Rönesans figürleri, aniden onları hayata geçiren dansçılar tarafından somutlaştırılıyor. Bu incelikli çoğu zaman dokunaklı ve şiirsel ancak yine de gerçekçi ve hatta zaman zaman eli ağır görünen patika bizi sanat tarihi karışımı içinde bir yüzyıldan diğerine götürüyor.
Başlangıçta kapüşonlu kazakları ve anorakları altında kamufle olan sanatçılar, yavaş yavaş üstündekileri çıkarıyor ve kıyafetlerinin yerini hayatta kalma battaniyeleri gibi giyindikleri ağır kumaş parçaları alıyor. Kırılgan bir insanlığı tasvir eden bir tablo gibi kendilerini sırayla düşünmeye bırakan dansçılar geçmiş ve bugün arasında bir bağ kuruyor.
İki saat süren bu yolculuk boyunca, adeta Véronèse’in Les Noces de Cana (Kana'da Düğün) tablosundan fırlamış figürler ortaya çıkıyor. Anne Teresa De Keersmaeker ve Némo Flouret sadece bir sahneyi yeniden üretmeye çalışmıyor, aynı zamanda sahnenin öncesini ve sonrasını da hayal ediyorlar. Jacques-Louis David'in başyapıtı Les Sabines’in önünde tablonun bir bölümünü yeniden canlandırıyorlar; iki karşıt halk sonunda kardeş oluyor. Dansçı yere eğiliyor ve ardından kalçasını sallayarak ayağa kalkıyor ve izleyicilere doğru bakarak ufku işaret ediyor. Bir diğer oda da ise Géricault'nun Le Radeau de la Méduse (Medusa'nın Salı) tablosunda isyan etmiş ve bunalmış figürlere benzer şekilde, yönünü kaybetmiş, yarı çıplak bedenlerden oluşan canlı bir insan dalgası oluşturuluyor.
Anne Teresa De Keersmaeker, Némo Flouret, Forêt © Anne Van Aerschot
Forêt'nin tüm “durakları” boyunca, sanatçılar ve izleyici arasında sürekli bir bakış etkileşimi var. Birdenbire, bir dansçı sanki bizi bu rüyadan çekip çıkarmak istercesine odanın öbür ucuna doğru koşuyor. Gizemli bir karakter tarafından devasa Danon kanadında odadan odaya taşınan hoparlörlerle noktalanan bu gezinti boyunca dans; müze mekânına dair başka perspektifler sunuyor.
Sahne sanatlarını başka bir alana taşıyan performans, izleyiciyi hem yönlendiriliyor, hem de seçim yapmak için özgür bırakıyor. İzleyicilerin bazıları Delacroix'nin La Liberté guidant le peuple (Halka Yol Gösteren Özgürlük) tablosunun önüne yerleşip performansı beklerken, diğerleri bir odadan diğerine geçerek kendi deneyimlerini yaratıyorlar.
Bu koreografik gezintinin başlığı olan Forêt (Orman) adının hakkını veriyor. Bu ormandaki ağaçlar türünün tek örneği: Ingres, Véronèse, da Vinci, Delacroix... ve bu anıtsal ağaçların etrafları genç filizlerle çevrili: Boštjan Antončič, Lav Crnčević, José Paulo dos Santos, Synne Elve Enoksen, Rafa Galdino, Tessa Hall, Mariana Miranda, Margarida Ramalhete, Cintia Sebők, Jacob Storer, Solène Wachter.
Comments