Mamut Art Project ekibinin Mamut Limited (Artist Editions) markasıyla başlattığı görsel sanatlardan tasarıma, müzikten modaya farklı alan ve tekniklerle çalışan, yaratıcı herkesle buluşmayı amaçlayan projesinin ilk sergisi Mamut Limited Vol.1 pop-up 16 Eylül – 1 Ekim 2023 tarihleri arasında Yapı Kredi bomontiada’da gerçekleşti. Çevrimiçi platformu mamutlimited.com üzerinden yıl boyunca özel seçkiler sunacak Mamut Limited’ın bu yılki sanatçılarını yakından tanıyoruz. On sekizinci ve son konuğumuz Yalçın Yeşiltepe
Yalçın Yeşiltepe
Sanatsal yolculuğunuzdan bahsederek başlayalım. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam bölümünde lisans eğitiminin yanında, İç Mimarlık bölümünde de yan dal eğitimini tamamladınız. Bu yola doğru nasıl yönlendiniz?
Kendimi bildim bileli çizimle iç içeydim. Büyüdüğüm ortam, mühendis ve teknik meslek gruplarına ait disiplinli karakterlerden oluşuyordu. Onların beni düzen ve disiplin içinde yetiştirme cabası, ilerde okuyacağım iç mimarlık bölümünün zeminini oluşturduğunu çok net söyleyebilirim. Güzel sanatlara dair bir şey okuyacağımı hep hissediyordum fakat seramik bölümüyle yolumun kesişeceğinden ve geleceğimi şekillendireceğini ön görmemiştim. Güzel sanatlara girme yolculuğumu özetlemem gerekirse, yaptığı çizimlerden her gün daha iyisini yapmaya çalışarak geçen dönem boyunca mimari bir geleceğe sahip olmak üzerine kuruluydu. Fakat seramik ve cam bölümünü kazanmamla beraber hayatımda yeni bir pencere açıldı. Okuduğum okul, beraber olduğum hocalarım, zamanımı geçirdiğim seramik ve alçı atölyeleri, farklı şehirlerde asistanlığını, çıraklığını yaptığım sanatçılar, eğitim hayatım boyunca beni her gün daha fazla içine geçen bir kültür oluşturdu. Küçüklüğümden gelen iç mimarlık bölümünde okuma isteğimi de yan dal yaparak gördükten sonra iki bölümünde benim için tamamlanmayan yerleri birbiriyle örtüşmüş oldu. Böylece eğitim hayatım sonrasında da neler yapabileceğimi ön görmeye başlamıştım.
Günümüzde her ne kadar dijital teknolojiyle beraber hayatlarımızın içine yenilikçi ifade biçimleri girse de üretimin geleneksel yöntemlerine bağlı kalarak seramiğin zamansız ve değerli doğasını sürdürmeyi önemli buluyorum. O sebeple seramik pratiğimin hâlâ vazgeçilmezi.
Yerel kültürünüz ve çevreniz sanatsal çalışmalarınızı nasıl etkiliyor? Sanatınızda kullandığınız malzeme ve teknikler bu etkileşim ağında bir yankı buluyor mu?
Perspektifi biraz daraltarak zamanımın tümünü̈ geçirdiğim, yerel kültür ve çevremi oluşturan alanı sadece, ortağım ve yol arkadaşım tasarımcı Elif Aybüke Turgutʼla olan atölyemiz çerçevesinde tanımlamak istiyorum. Bu atölyeyi kurduğumuz 2021 yılından bu yana içerisinde sanat ve tasarıma dair pek çok şey üretmeye ve geliştirmeye devam ediyoruz. Endüstriyel seramik projelerimizi zamansız ve modern tasarımlara odaklanan Yel Studios isimli bir marka üzerinde kurguladık. Burada oluşan çeşitli projelerin endüstriyel seramik üretim metotlarıyla hayata geçiriyoruz. Aynı zamanda Elif’in, tez konusu olan biyoseramik ve sürdürülebilirlik konulu araştırmalarını ve üretimlerini atölyede beraber gerçekleştiriyoruz. Bu sayede zaten bildiğimiz seramik şekillendirme ve endüstriyel şekillendirme tekniklerinin dışında bize yeni bir medyumla yeni deneyimler sunuyor. O sebeple tüm bu çalışmalar ve artan bilgi birikimi bize harika bir oyun alanı oluşturuyor. Burada yaratılan her şey birbirini besleyen bir etkileşim içinde. Bu sayede sanatımı ve sanatsal düşünme sürecimi besleyen en önemli etken kendi yarattığımız bu yaratıcı ortam ve onun etrafında oluşan bu özgür ruh bana verimli bir sanatsal üretim sunuyor.
Ekin serisinden, Seramik, 26×30×49 cm
Malzeme olarak seramiği kullanarak çoklu söylemler yaratmaya ve malzemenin sınırlarını, boşluk, biçim, doku ve derinlik üzerinden genişletmeye odaklandığınızı söylüyorsunuz. Malzeme olarak seramik pratiğinizin vazgeçilmezi mi? Neden?
Malzeme olarak seramiği deneyimlemeye başladığım sekiz yıl içerisinde sunduğu zengin ifade fırsatlarıyla beni her geçen gün daha fazla etkiliyor. Seramiği malzeme olarak ele aldığımda bu medyumla üretmek istediğim çok fazla proje var. Sanatsal pratiğimle ya da tasarım aracılığıyla malzemenin çok daha fazla potansiyelinden yararlanmak, sınırlarını zorlamak ve deneyimlemek istiyorum.
Günümüzde her ne kadar dijital teknolojiyle beraber hayatlarımızın içine yenilikçi ifade biçimleri girse de üretimin geleneksel yöntemlerine bağlı kalarak seramiğin zamansız ve değerli doğasını sürdürmeyi önemli buluyorum. O sebeple seramik pratiğimin hâlâ vazgeçilmezi.
Mamut Limitedʼta gördüğümüz heykeller Ekin serisine ait. Bu seri hakkında konuşmak istiyorum, görünmeyen bir boşluk sunuyorsunuz izleyicilere. Bu serinin hikayesi nedir?
Ekin serisi, seramik malzemenin özgün özelliklerini kullanarak derin anlamlar ve duygusal katmanlar yaratmayı amaçlıyor. Heykeller, birbirine zıt unsurların bir araya gelmesiyle oluşur. Bu zıtlıklar, bazen serinin içinde bir harmoni oluştururken bazen de bağımsız ve dikkat çekici formlar olarak belirir.
Her bir heykel, biçimsel karşıtlıkların ve malzemenin doğal deformasyonunun etkisiyle sürekli bir evrim geçirir. Bu da her bir eserin, izleyicinin ruhsal derinliklerine dokunan farklı duyguları ve düşünceleri uyandırmasını sağlar. Ekin serisi, evrimleşerek dönüşen formlarla izleyiciyi soyut bir yolculuğa çıkarır ve onlara malzeme ile ifade edilen derin duyguların ve anlamların kapısını aralar.
Ekin serisinden, Seramik, 20×20 cm
Sizin için başarılı bir yapıt üretmek kişisel tatminle mi yoksa sanat dünyasından takdir görmekle mi ilgilidir? Neden?
Fikirlerimi hayata geçirebilmek için yaratma eyleminin kendisinden aldığım içsel tatmin beni daha fazla özgür kılıyor. Kimi zaman düşüncelerimi filtreden geçirmeden çamura aktarırken, kimi zaman aldığım ilhamla kendi potansiyelimi çamur üzerinden ortaya koymaya çalışıyorum. Bu deneysellik içerisinde yürüyen süreçte yeni duygular yeni hisler ortaya çıkıyor. Bu içsel motivasyonla hareket ediyorum.
Her bir heykel, biçimsel karşıtlıkların ve malzemenin doğal deformasyonunun etkisiyle sürekli bir evrim geçirir. Bu da her bir eserin, izleyicinin ruhsal derinliklerine dokunan farklı duyguları ve düşünceleri uyandırmasını sağlar. Ekin serisi, evrimleşerek dönüşen formlarla izleyiciyi soyut bir yolculuğa çıkarır ve onlara malzeme ile ifade edilen derin duyguların ve anlamların kapısını aralar.
İstediğiniz sonuçları elde etmek için seramiğin sanatsal ve teknik yönlerini nasıl dengeliyorsunuz?
Seramiği malzeme olarak ele aldığımda çeşitli üretim tekniklerine uygunluğu sayesinde hem sanatsal hem de teknik olarak bana özgür bir üretim alanı sunuyor. Teknik anlamda, bahsettiğim bu oyun alanı içerisinde üretimin deneyselliğini kullanarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Teknik konusunda gelişmem, yaratıcılığımı daha geniş̧ bir çerçevede uygulamamı sağlıyor. Malzemeyle olan ilişkim, teknik bilginin birikimi neticesinde sınırları zorlamamı ve hacimli işler konusunda bana özgüven sağlıyor.
Sergide gördüğümüz Ekin serisini meydana getirme sürecinde, alçı kalıplama gibi endüstriyel bir üretim nesnesini kullanırken, teknik ve sanatsal ifade arasında bir denge kurmaya çalıştım. Seride bütünü̈ oluşturan parçaların, izleyicide farklı duygular ve karakterler uyandırmasını hedefledim. Bu deneyim, teknik bilgiyle gerçekleştirilen üretim ile sanatsal içgüdü̈ içerisinde denge kurduğum bir seri olarak karşımıza çıktı.
Comments