Çukurcuma’da Çıplak Ayaklar Kumpanyası’na komşu olan Fail Yayınları, kısa süreli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Fulya Çetin ve Çağla Köseoğulları’nın Geceden Sonra isimli sergisi, tüm sahiciliğiyle umudu yakalamanıza yardımcı olabilir.
Fulya Çetin, isimsiz, 18.5x32 cm, karışık teknik, 2017
Geceden Sonra sergisi, “Gündelik hayatın akışı altüst olduğunda, gelecek kestirilemez bir hal aldığında ve estetik alışkanlıklar artık tatmin sağlamadığında sanatçı umudu nasıl tekrar keşfedebilir?” diye soruyor. Bu anlamlı soruya cevabını da; doğayla, dağla, taşla, denizin derinlikleriyle, bazen bir kayıkla etkileyici bir şekilde veriyor. Sergide hem soyut hem manzara diyebileceğimiz resimler, her ne kadar karamsar gibi görünse de, bir süre önünde vakit geçirdiğinizde farkında olmadan bir çıkış yolu bulmaya yardımcı olacak kadar başarılı. Umut bazen bataklıkta, bazen de dümdüz bir ovanın ortasındaki ağaçta sizi yakalıyor.
Fulya Çetin, geçen yıl Sanatorium’da Geceden Karanlık isimli kişisel sergisiyle erkek hegemonyası içindeki kadının mücadelesini anlatan yağlı boya ve video çalışmalarıyla yer almıştı. Sanatçı, bir kutlamanın öğelerini kullanarak sessiz bir mateme dikkat çekmişti. Çetin, Geceden Sonra’da ise matemden umuda giden bir hikaye; yerle bir olan doğadan ve şehirden parçalar sunuyor. Bu resimler önce tekinsiz gibi geliyor ama bir zaman sonra yolculuk başlıyor. Sahiden bir gece yolculuğuna çıkıyoruz ve şöyle bir şehre baktığımızda rengi solmuş, kirli, gürültülü, tamamen griye ve siyaha bulanmış bir yaşamla karşılaşıyoruz. Ormanlar bataklık olmuş, sandallar bekliyor, asfaltın altında yeni şehirler doğmuş... Yine de ne var biliyor musunuz, o beyaz sandal size gecenin bir devamı olduğunu anlatıyor ya da yan yana oturan çiftin ufka bakması, size iyi geliyor.
Fulya Çetin, isimsiz, 29x36 cm, karışık teknik, 2017
Çağla Köseoğulları, ilk sergisi Yersiz’de odağına kenti ve kentin yeni bireylerini almıştı. İkinci sergisi Akışkan Olan Her Şeyim Katılaştı Dün Düşümde’de, yüzünü doğaya dönmüş ve doğadaki insana bakan işler üretmişti. Geceden Sonra’da Köseoğulları’nın oldukça soyut ama iyi bakıldığında doğaya çağıran işlerine tanık oluyoruz. Onun geceden sonrasında, dağların arasından akan incecik bir nehir, ‘hayat seni tutsak etse de özgürlüğü elde edebilirsin’ diyor. Zifiri karanlık da olsa, yıldızlar parıldıyor, siyah da olsa şelale gürül gürül akıyor... Tüm işlerdeki her fırça darbesi; ince çizgiler, yoğun lekeler, gölgeler, ani aydınlıklar geceden sonraya ferahlayarak bakmayı sağlıyor.
Sergideki tüm eserler, şartlar ne olursa olsun, insan zihninin her yerde ve yönde umudu arayacağına işaret ediyor. Gece ne kadar koyu da olsa, bir ışık muhakkak beliriyor. En kötü ihtimalle, ertesi gün güneş doğuyor değil mi?
Çukurcuma’da Fail Yayınları’nın mekanında açılan sergi 22 Eylül’e kadar görülebilir.
Çağla Köseoğulları, isimsiz, 70x25 cm, kağıt üstüne mürekkep, 2017
Comments