Genco Gülan'la 10 Büyük Günah isimli sergisi için bir araya gelen Hazal Gençay sanatçıyla 7 Büyük Günah’ın nasıl 10 olduğundan, ilk defa kullandığı tekniklerden, ülkenin gündeminden ve insan karakterinin yapı taşlarından konuştu. Artgalerim Bebek'te yer alan sergi 2 Nisan'a kadar devam edecek.
Genco Gülan
Öncelikle bu sergiyi nasıl tanımlamak istediğinizden ve ilham kaynaklarınızdan bahsedelim mi?
Genel olarak insanın temel özellikleriyle ilgileniyorum. Seyircinin işlerimi algılamasını ve seyircimi tanımayı da önemsiyorum. İzleyici aynı zamanda insan, dolayısıyla insan algısı ve zaafları ön plana çıkabiliyor. Örneğin arkandaki resim Oburluk, kilit bir kelime. İnsanın vücudundaki açlığı tetikleyen birkaç ayrı sistem var, oburluk birkaç ayrı noktada tetikleniyor çünkü aynı zamanda hayatta kalma içgüdüsü yani hayatta kalma ve çoğalma üzerine kurulu bir sistemimiz var. Oburluk en temel olan ama başka zaaflarımız da var. Bunlar aynı zamanda insanın savunma sistemleri. Çoğalma da hemen arkanda diğer tarafta o da Şehvet. Yani oburluk ve şehvet bunlar en temel hayatta kalma, üreme ve çoğalma güdüleri. Bu güdüleri ilginç bir şekilde tek tanrılı inanışlar ortaya çıktıktan sonra bastırma yöntemleri geliştirilmeye başlandı ve bunların en klasiklerinden biri 7 Büyük Günah. Bu, serginin çerçevesini çizdiğim bir şema aslında. Bu kavram üstüne birçok film çekilmiş, kitap yazılmış, mesela Dante’nin Cennet ve Cehennem'i. Ya da bütün büyük sanatçılar bu konuyla ilgili üretmişler Botticelli’den Rodin’e, Bosch’a kadar... Bu günahlar, cennet ve cehennem kavramlarıyla bağlanıyor ve sanat tarihinde her sanatçının olmazsa olmaz girmiş olduğu bir nokta. Ben de bunlara çok farklı bir şekilde girmiş olduğumu fark ettim, sonra büyük ustaları gördüm, baktım ki benim yaklaşımım da çok farklı değil.
Genco Gülan, Gluttony, TÜYB-akrilik ve püsküller, 208x134 cm, 2017
10 Büyük Günah serisini üretmeye 2016’dan beri devam ettiğinizi biliyorum. Teknik ve tema olarak önceden de soyut lekeler içerisinde farklı referansları kullandığınız işleriniz vardı. Bu sergideki işlerin işaret ettiği noktalar nelerdir?
Teknik olarak soyut da, figüratif de yapıyorum. Geniş bir yelpaze kullanmaya çalışıyorum. Buradaki işlerde özel olarak tekniğin miktarını artırdım diyebilirim. Normalde soyut sanat yapıyorum ve şablon kullanıyorum ama burada tekstürü de işin içine kattım, resimlerime tekstil girdi: Jean paçaları, püsküller ve yatak dahil oldu. Tuvale tekstilin eklemlenmesini ilk defa yapıyorum. Aslında sanatçı için tekstil büyük bir risk ama bu riski almaya karar verdim çünkü bu da bir oburluk aslında ve ben de teknikte bir oburluk denemeye karar verdim. Hem akıtma var, hem tuşe var, dokunma, tekstil, akrilik, yağlıboya, sprey var. Yani oburlukla kitsch arasında bir yerlerde oturuyor işler. Kitsch yapmaya çalışmadım ona çok yaklaştı, yazılar beyaz ve boş, yine soyut ve boşluk/doluluk kavramına da girmeye çalıştım.
Genco Gülan, Acedia, TÜYB- akrilik ve kumaş parçaları, 208x150 cm, 2017
7 Büyük Günah nasıl 10 oldu?
Kafa patlattığım konularda bir sohbet sırasında 7 Büyük Günah'ı 10 Emir’le karıştırdım ve '10 büyük günah' lafını yanlışlıkla söyledim. "Neden 10 büyük günah olmasın? Eğer ben ekleseydim neler eklerdim," diye düşündüm ve bunlara Alışveriş, Savaş ve Sanat'ı ekledim. Alışverişin oburlukla kesişen noktaları var fakat alışveriş başka bir şey ve çok alışveriş yapmanın problemli bir durum olduğunu kimse telaffuz etmiyor. Alışveriş aslında kapitalizmin temel taşlarından biri ve Türkiye bir tüketim toplumu. Oburluğun kötü bir şey olduğunu herkes biliyor ve konuşup oburluğa devam ediyor ama alışverişin problemli olduğunu kimse söylemiyor.
Farklı bir düşünüş şekli geliştirmeye çalıştım ve bu çok lineer bir düşünüş şekli değil. Mesela bize yaptığımız şeyin günah olduğu söyleniyor. Bu, bize atfedilen bir şey. Ayrıca bir de sanatta belirli temel ve genel geçer kuralların yıkılmasıyla ilgili tavırlar da günah olarak atfedilebilir. Tuvale püskülün veya kumaşın eklenmesi gibi. Savaş daha net. Öfke, 7 Büyük Günah'tan bir tanesi ya da 10 Emir'de "öldürmeyeceksin," diyor ama savaş yok. İlginç bir şekilde Kilise günahları yazarken devlet savaşı bunun dışında tut ve benim alanıma girme demiş, yani savaş sistematik olarak bunun dışında tutulmuş. Nasıl ki alışverişte konuşulmamış şeyler varsa savaşta da tam tersi konuşulmuş şeyler var. Devlet Kilise'nin kendi alanına girmesine izin vermemiş. Tüm bu 10 kavramın paralel okumalarını da yapabiliriz tabii. Savaş’ı Kibir’le beraber düşünebiliriz çünkü bu bölgeminiz durumunu oldukça anlatıyor. Ya da Alışveriş’in de savaşa neden olduğunu düşünebilirsin: Petrol alışverişi. Alışveriş aynı zamanda Kibir’le de ilişkili olabilir, Kıskançlık’la da. Paralel okumalara izin veren bir sergi. Kendini Beğenmişlik örneğin bu da Sanat’la çok ilişkili.
Genco Gülan, Krieg, TÜYB-akrilik ve pastel, 208x216 cm, 2017
İzleyicinin hayvan figürleri ve 10 Büyük Günah'ı ele aldığınız işler arasında nasıl bir bağ kurmasını tasarladınız?
Bu duyduğunuz kuş sesleri de serginin bir parçası. Aynı zamanda tuvallerde yer alan kuş motifli kumaşlarla da bağlantılı. Sergiyi kurarken ortamın nasıl kokacağına ve ısısını dahi düşünürüm. Bu serginin Bebek’te olması da tesadüf değil. Bebek evim olarak düşündüğüm bir mahalle, burada 20-30 senedir yaşıyorum. Sergilerimin hepsinde daha önce böyle bir sergi görmemiştim lafını duymak benim için birincil çıta ve günümüzde hala tuval resmi yaparak insanları şaşırtabilmek çok zor, bu sergide onu başardığımı görüyorum. İzleyicilerin kavramlar üzerine düşünmelerini istiyorum, savaş üstüne düşünmelerini istediğim kadar sanat üstüne de düşünmelerini istiyorum ve de bunları bu dönemde, burada yani Bebek’te, İstanbul’da ve Türkiye’de yapmalarını istiyorum. Buraya bir papaz gibi çıkmıyorum, onun için düşünelim diyorum ve bu aralar düşünmeye gerçekten hepimizin ihtiyacı var.
Politik, kültürel, sosyal meselelere birçok eleştiri barındırmasına rağmen işler izleyiciyi karamsar, ciddi ve ayağını denk aldıran bir moda sokmuyor hatta tersine eğlendiriyor.
Aslında "ayağını denk al," diyor ama güler yüzle söylüyor, dalga geçerek değil gülümseyerek. Bu bir üslup. Bunlarda pastel var, bunlar yağlı boya, şu akanlar akrilik, yaldızlar var, birçok katman var ve üst üste, tam bir ziyafet sofrası gibi. Zebrada kullandığım kumaşı ve kuşlu olanı İMÇ’de tuvalleri alırken gördüm ve "gel beni al," diyerek beni çağırdı. Bu kuşlu kumaşı da zaten Shopping’de kullandım. Bu kavramları fonetiği dolayısıyla kafamda daha net oturduğu için 4 farklı dilde kullandım; Türkçe, İngilizce, Almanca ve Latince. Bu soyut renklerle bu karmaşık desenli kumaşı bir arada kullanmak müthiş riskliydi ama o riski almaya karar verdim ve sonuç müthiş oldu. Neticede hem işleri üretirken hem de izlerken eğlenmek ve düşünmek önemli kavramlar.
Genco Gülan, Shopping, TÜYB-akrilik ve baskılı kumaş, 208x165 cm, 2017
Günah, geleneksel anlamda insanoğluna çekici gelen, kendini haz ve şehvet duygusundan engelleyemediği durumlarla tanımlanıyor. Hatta geçenlerde radikal bir televizyon kanalında şöyle bir tanımlamayla karşılaştım: ''Müminler dünyevi hayatı zindan olarak görür ve çile çeker, kafirler ise hayattan zevk alır.'' Bu sergide de renk paletini oldukça geniş kullanıyorsunuz. 10 Büyük Günah’taki kavramların zemininde kullandığınız bu renk çeşitliliği ironik içerikli fikri bir altyapıyı destekliyor mu?
Tabii engel olamazsın kendine. Mesela otellerin reklamlarında görürsün bir şezlong resmi vardır ve orada kadın ya da erkek yatıyordur, otellerin sattığı şey aslında miskinlik, yatalım ve hiçbir şey yapmayalım. Bu bir fizik kuralıdır da aynı zamanda; taşlar bile biyolojik olarak minimum enerji seviyesine inmeye çalışırlar. Harekete geçmek için kendini zorlaman lazım. Bu renk kullanımı aslında bir ironi değil aksine birebir anlatım çünkü biz bir pastayı renkli olduğu için yiyoruz, üstünde renkli kreması ya da kırmızı çilekleri olsun rengarenk bir pastayı yemeyi hayal ediyoruz. O renklilik bizim "hayır şekerli bir şey yemeyeceğim," kararımıza engel olan şeydir. O renk çekicilik ve davetkarlıktır. İşin içine yine şehvet giriyor, alışveriş ve savaş giriyor. Diğer bir nedeni de aslında bu sergiyle düşünsel bir tartışma ortamı yaratmak istiyorum ama aynı zamanda insanları tartışmaya ve düşünmeye güler yüzle çağırmak istiyorum. Tabii içinde bulunduğumuz sosyal ve siyasal durumun tam tersi bu renkler bir dışavurum aynı zamanda. Türkiye çok ilginç bir şeye dönüşmüş durumda zaten bu çarpıklığı da sergideki çarpık hayvanlar anlatıyor. İlk bakışta renkli, güzel ama çarpık! Mesela zebraya bak şu ayak ters, çift kafalı olmaması gereken bir hayvan, tam simetrik gibi görünüyor ama değil, bu işte bir arıza var ve bunu anlatmak için çok renkli bir zemin kullandım.
Genco Gülan, Zebra, Kumaş üzeri akrilik, 125x190 cm, 2016
Bu sergide kitschten kavramsal sanata dek uzanan sanat tarihine göndermeler var ve ayrıca bazı işlerde spesifik olarak Robert Rauschenberg, Bedri Baykam ve Tracey Emin gibi sanatçılara da göndermeler var.
Spesifik olarak Dante’ye referans var, işlerdeki hayvanların çıkış noktası asıl ona dayanıyor. Dante cehenneme inerken yırtıcı hayvanlarla karşılaşıyor hatta yırtıcı hayvanlar da deforme olmuş hayvanlar. Burada zebrada iki kafa kullandım ya da kaplanın kuyruğunun yanında kullandığım püskül hayvanın cinsel organını tasvir ediyor.
Püskül kullanmak evet kitsch ama doğru yerde kullanırsan bu bir yapılmamışlık getiriyor ve başka bir takım oyunlara referans verebiliyor, bu noktada yapılmamış olana ulaşabiliyorsun. Tekstilin direkt ya da indirekt bir şekilde tuvallerle ilişkilenmelerini istedim. Bu hayvanların da günah kavramıyla bağlantısı var. Dante yırtıcı hayvanları kullanıyor bense birebir ilişkilendirmiyorum, sergiye düşünsel ve görsel çizginin birlikteliği olarak bakabiliriz. Genelde iki şeyi beraber yürütmeye çalışıyorum. Hem bir düşünsel çizgi yürütmeye çalışıyorum ama diğer kavramsal sanatçılar gibi işlerim renksiz değil tam tersi çünkü rengi, boyayı, malzemeyi, tekstürü seviyorum. Aslında sanatta da böyle bir ayrım var, Amerika’da soyut sanatçılar tamamen form üstüne gitmişler ve kavramsalcılığa varmışlar. Ben ikisini de bırakmadan beraber "bunu nasıl götürebilirim?" diye sorguluyorum ve soyut bir resme kelebekler ekleyebiliyorum. Bu da bir çeşit oburluk ve güvenli alanlarımı minimize ederek kendi oburluğumdan da bahsediyorum aslında.
Genco Gülan, Kaplan, TÜYB, 80x120 cm, 2017
Comentários