Beymen Club’ın proje serisi Fine Arts Club, sanatı ve ilham veren yetenekli tasarımcıları desteklemeye devam ediyor. Beymen Club sponsorluğunda Yapı Kredi bomontiada’da sanatseverlerle buluşan Mamut Limited’ın ilk etkinliği kapsamında gerçekleşen ve 1 Ekim'de sona erecek olan sergide markanın ikonik kaz logosunu yorumlayan sanatçılara merak ettiklerimizi sorduk
Ece Haskan x Beymen Club
ECE HASKAN
Mamut ile yollarınız 2022 yılında kesişti ve MAP 22’nin sanatçıları içerisinde yer aldınız. Sizin için nasıl bir deneyimdi seçki ve sergi ve post sergi süreci?
Mamut Art Project 2022’de yer aldığımda, ilk defa tuval üzerine çalıştığım resimlerimi izleyiciyle buluşturmuş oldum. Daha öncesinde daha çok dijital resimlerimle ve illüstratör kimliğimle tanınırken, sanatçı kariyerim için MAP 22’yi yeni bir başlangıç olarak sayabilirim. Sergi sürecinde seçkideki tüm sanatçılar olarak kazandığımız görünürlük sergi sonrasında da etkisini sürdürmeye devam etti. Kişisel olarak sergi sonrasında Türkiye’deki galerilerle daha yakın ilişkiler kurma ve çeşitli grup sergilerinde yer alma fırsatı da buldum.
Beymen Club’un kaz logosu sizin için ne ifade ediyordu? Yaratım süreciniz Beymen Club’ın ikonik kaz logosuna nasıl yansıdı, bu yeniden tasarım sürecinde düşünce dünyanıza ne tür hayaletler eşlik etti?
İkonik kaz logosu Beymen Club ile özdeşleşmiş, illüstrasyonda markayı temsil ederken aynı zamanda markanın tüm değerlerini de taşıyordu. Ben de kaz logosunun şehre tekrar yayılan enerjinin kaynağı olduğunu düşünerek yola çıktım. Sokakları saran bu hareketi ikonik kaz logosunun kanatlarında taşıdığı, şehri sarıp sarmalayan bir enerji olarak yansıtmak istedim.
Beymen Club’ın bu sezonki mottosu #LivingInTheCity sizde nasıl çağrışımlar uyandırdı, şehir temasını eserinize nasıl taşıdınız?
#LivingInTheCity benim için illüstrasyonda bir oyun teması haline geldi. Camlarından renkler taşan binaların, oyuncak arabaların, bize göz kırpan trafik ışıklarının olduğu bir oyun alanı. Şehri illüstrasyonda hareketli, canlı ve eğlenceli bir yer olarak ele aldım.
Giyim markaları ve sanatçı iş birlikleri son dönemde revaçta. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin katkınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Görsel olarak birçok kaynağın ve yeni teknolojinin olduğu bir çağda yaşıyoruz. Bu kadar görsel üretim olduğu bir dönemde özgün olmak ve dikkat çekici projeler üretmenin de değerini daha çok gördüğümüzü düşünüyorum. Bu sebeple sanatçı iş birlikleri izleyici tarafından da hatırlanabilir, özgün projeler olarak ortaya çıktığında akılda kalıcı etkisinin daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Son olarak, sanatçılar markalarla iş birliği yaparken ilhamını nasıl sağlıyor sizce? Bu bağlamda sizin Beymen Club ile ortak değerleriniz nerede kesişti?
Markanın hikâyesi, duruşu ve kendi çizgisi projeye yansıyor. Beymen Club gibi köklü markalarda ruhu yansıtmak için markanın kendisinden ilham alıyorum. Beymen Club da 38 yıllık geçmişiyle günümüzde hala yenilikçi ve güncel bir duruş yakalıyor. Sanırım bu noktada bizim ortak değerimiz geçmişten beslenerek güncellenmek. Ben de kendi sanat pratiğimde yeni teknik ve bağlamlarda üretirken geçmişten de beslenerek kendi üretimimi güncel tutmayı deniyorum.
Merve Yiğit x Beymen Club
MERVE YİĞİT
Mamut ile yollarınız nasıl kesişti?
Mamut ile yollarımız 2021 yılında Hood Base küratörlüğünde gerçekleşen Dream Gigs İllustrated adlı sergi için yaptığım çizim ile kesişti.
Beymen Club’un kaz logosu sizin için ne ifade ediyordu? Yaratım süreciniz Beymen Club’ın ikonik kaz logosuna nasıl yansıdı, bu yeniden tasarım sürecinde düşünce dünyanıza ne tür hayaletler eşlik etti?
Beymen Club’ın logosunda bulunan kaz, bana doğası gereği yolculuk, özgürlük ve birlik beraberlik duygusunu çağrıştırıyor. Dolayısıyla tasarımı yaparken logoyu bu kavramlar ile araya getirerek dinamik bir şehir yaşantısı oluşturmaya çalıştım.
Beymen Club’ın bu sezonki mottosu #LivingInTheCity sizde nasıl çağrışımlar uyandırdı, şehir temasını eserinize nasıl taşıdınız?
Tasarıma başlarken şehrin ruhundan, ritminden, eğlencesi ve arkadaşlığından bahseden #LivingInTheCity mottosu bana ilham kaynağı oldu. Logo ile mottoyu bir arada hayal ederek, logonun içine renkli, eğlenceli bir şehir yaşantısı yansıtmaya çalıştım.
Giyim markaları ve sanatçı iş birlikleri son dönemde revaçta. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin katkınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Moda ve sanat; yaratıcılık, ifade özgürlüğü açısından benzerlikte göstermekte ve bu tarz iş birliklerini görmek çok keyifli oluyor, ortaya gerçekten harika işler çıkabiliyor. Bu projelerde çizimlerim ile yer almak, bir parçası olmak beni çok mutlu ediyor!
Son olarak, sanatçılar markalarla iş birliği yaparken ilhamını nasıl sağlıyor sizce? Bu bağlamda sizin Beymen Club ile ortak değerleriniz nerede kesişti?
Markanın kökenleri, vizyonu, misyonu ve kültürel etkisi sanatçının işini şekillendirebilir. Benim Beymen Club için yaptığım çizimde logo ve mottosu, bana bir yol haritası oldu. Kendi çizimlerim de genelde şehir yaşantısı ve mutlu insanlar odaklı oluyor bu sebeple bu projede yer almak beni çok heyecanlandırdı!
Merve Atılgan x Beymen Club
MERVE ATILGAN
Mamut ile yollarınız nasıl kesişti?
Mamut ve Hood Base’in ortaklaşa gerçekleştirdiği Dreamscapes sergisi ile tanıştık iki sene önce.
Beymen Club’un kaz logosu sizin için ne ifade ediyordu? Yaratım süreciniz Beymen Club’ın ikonik kaz logosuna nasıl yansıdı, bu yeniden tasarım sürecinde düşünce dünyanıza ne tür hayaletler eşlik etti?
İllüstrasyonu tasarlarken, dinamik, birlikte olmaktan, hareket etmekten keyif alan, özgür bir topluluğun imajı zihnime düştü. Festival veya bir kutlama gibi fakat her bir birey kendince bunu yansıtmalıydı. Daha sonra kaz sembolizmini araştırdığımda zihnime düşen hissiyatın bununla benzer olduğunu gördüm. Ve sonra çizimin başına oturunca bütün bu hissiyatlar kağıda döküldü.
Beymen Club’ın bu sezonki mottosu #LivingInTheCity sizde nasıl çağrışımlar uyandırdı, şehir temasını eserinize nasıl taşıdınız?
Şehir benim için dinamik, hareketli, olağandışı hızlı akışı ve çeşitliliği ile bereketli bir alan. Sosyo-kültürel ve estetik olarak, içinde barındırdığı ironi ve kontrastları sanatsal açıdan çok ilham verici olduğunu düşünüyorum. Doğanın içinde kendimi şarj ettiğim kadar şehirde de sanatsal vizyonumu şarj ediyorum aslında. #LivingInTheCity bana tüm bunları hissettirirken öte yandan da şehirde ki kalabalığın ve bu kalabalığı oluşturan bizlerin farklılıklarını ve özgün yanlarımızı kutlamamız ve bizi biz yapan bu taraflarımızı sevmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Giyim markaları ve sanatçı iş birlikleri son dönemde revaçta. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin katkınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Çok keyifli ve tazeleyici oluyor bu tip iş birlikleri ve çok kıymetli buluyorum. Ayrıca sanatçıların kendini ifade etmesi için çok verimli bir alan ve bizlere çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Sevdiğim bir markayla kendi sanatımı ortak noktada buluşturmak çok keyifli ve heyecan verici. Sanatçıların kendinden bir parçayı eserlerine yansıtması aslında markaların da kurumsallığına özgünlük ve eşsizlik katıyor ve ferah bir ruh getiriyor. Markalar ile çalıştığımda onlara, kendi dünyama açılan farklı gözler vermişim gibi hissediyorum, kendimden bir parça katmak gibi çok soyut bir hissiyatı var ve bu deneyimden çok keyif alıyorum.
Son olarak, sanatçılar markalarla iş birliği yaparken ilhamını nasıl sağlıyor sizce? Bu bağlamda sizin Beymen Club ile ortak değerleriniz nerede kesişti?
Kişisel olarak, ne zaman bir markayla çalışsak orada var olan ruhla empati yapabiliyorum bir şekilde ve hissettiğim duygu benim kendi dünyamla karışarak meyvesini veriyor. İlham çok anlık ve beklenmedik zamanlarda geldiği için üzerine çok net konuşamıyorum fakat içgüdülerime gözü kapalı güvenmek ve biraz belirsizliğin içinde ilhamı yakalamak bana hep çok eğlenceli ve oyun gibi gelmiştir. Beymen Club eskiden beri sevdiğim bir marka çünkü kalite ve şıklığı coşkulu, genç bir hava ve biraz gençliğin sihri ile zenginleştiriyor. Bu duyguların verdiği özgürlük kendi dünyamda hissettiğim özgülük ile benzer ve kendimi bu ruha çok yakın hissediyorum.
Comments