İrem Günaydın'ın İMÇ'de yer alan Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim isimli yapıtı geçtiğimiz günlerde kayboldu. Olay üzerine düşündükleriyle ilgili sanatçıyla konuştuk
İrem Günaydın, Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim, 2023, LightBox üzerine sprey boya, İMÇ, İstanbul
İrem Günaydın kar amacı gütmeyen ve İMÇ'de yer alan 400x118 isimli sanat alanında sergilenmesi üzerine 2022 yılında A Proposal for a Future Exhibition: Scripted Expanded Molded I isimli yapıtını üretti.
Ardından Stuttgart'da bir konuk sanatçı programına katılan Günaydın, stüdyo sanatçısı olmanın ne anlama geldiğini sorguladı ve Hüseyin Bahri Alptekin'in Salt'ta gerçekleşen Ben bir stüdyo sanatçısı değilim isimli kişisel sergisinden hareketle, İstanbul'daki arkadaşlarından rica ederek yapıtının üzerine sprey boyayla “Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim” yazdırdı. Sanatçı bu süreci Manifold'daki bir yazısında detaylıca anlatıyor.
Günaydın bu müdahalenin ardından adı Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim olarak değişen yapıtını İMÇ'ye komplekste sergilenmesi üzere ödünç verdi ancak geçtiğimiz günlerde Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim kayboldu. Olay üzerine düşündükleriyle ilgili sanatçıyla konuştuk.
İrem Günaydın, Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim, 2023, LightBox üzerine sprey boya, İMÇ, İstanbul. Fotoğraf: İrem Günaydın
İMÇ'nin Türkiye'de modern mimarinin ilk örneklerinden biri olmasının yanında oldukça önemli bir özelliği daha var. Mimarlarından Doğan Tekeli'nin devlet binalarına, yapı maliyetinin %2’sine eşit bütçenin söz konusu binaya sanat eseri yerleştirmek için ayrılması üzerine hazırlanmış yönetmeliği dayanak göstermesiyle İMÇ, sekiz çağdaş Türk sanatçının eserine yıllar boyunca ev sahipliği yaptı. Bu noktada İMÇ kompleksi, izleyicinin kamusal alanda sanat yapıtıyla karşılaşmasında da önemli bir rol oynuyor.
İMÇ'de yer alan yapıtınız, Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim, kayboldu ve kompleksin sorumlularından onların bu konuda bilgisi olmadığı dönüşünü aldınız. Yaşanan bu olay bir sanatçı olarak mevcut sanat ortamıyla ilgili size neler düşündürüyor?
İMÇ’de bulunan Ben de bir stüdyo sanatçısı değilim isimli yapıtımın kaybolduğunu bir hafta önce fark ettim. SAHA Studio sanatçılarının dönem sonu işlerini görmeye gitmiştim ve çıkışında işimin asılı olduğu duvarda bulunmadığını fark edip hemen güvenliğe haber verdim. Güvenlik bilgi sahibi olmadığını ifade etti. Pazartesi gününü bekleyip İMÇ yönetiminden yetkili birini arayıp durumu izah ettim. Yapıtın duvarda kalabileceği sürenin bittiğini ve bulunduğu yerden kaldırılması gerektiğinin haberini İMÇ’de atölyesi bulunan başka bir sanatçıya verdiklerini söyledi bana. O sanatçı ile konuşup teyit ettim. İMÇ yönetimi bu sanatçının atölyesine birini gönderiyor ve o sanatçı görevliye bu yapıtla bir ilgisi olmadığını ve onların ilgilenmediğini söylüyor. Bu sanatçı yapıtın benim olduğunu bildiği halde durumu bana haber vermiyor. Akabinde yapıt yok oluyor.
İMÇ yönetiminden bir hafta haber alamayınca onları tekrar arayıp kamera kayıtlarının akıbetini sordum. Bana çok yoğun olduklarını, kameralara bakmak için bir kişiyi görevlendirmek durumunda olduklarını ve bunu yapamayacaklarını söylediler. Kameralar kaç gün kayıt alıyor diye sorduğumda “On beş güne yakındır” cevabını aldım. Buna rağmen kameralara bakma işinin ancak yeni yıla kalacağını belirttiler son telefon görüşmemizde. Kendilerinin yapıtın kaybolmasıyla hiçbir ilgileri olmadığını söylüyorlar fakat bunu kanıtlamak için hiçbir şey yapmıyorlar. Sanat eserlerine ve sanatçıya ne kadar önem ve değer verdiklerinin kanıtıdır bu olay. Korkarım ki İMÇ zamanında kamera kayıtlarına bakmayı reddettiği için yapıtın başına ne geldiğini hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Belirtmeliyim ki yapıt 400x118 cm boyutlarında ve yekpare. Bu boyutta bir nesneyi taşımak için asgari üç kişi gerekiyor ve taşırken dışardan dikkat çekmemesi imkânsız.
Olayın bu noktaya kadar gelmesine sebebiyet veren bir başka sanatçının kötü niyeti ve akabinde İMÇ kompleksinin olayı ele alışındaki gayri ciddiyet. Bu durum yapıtın kaybolmasından daha vahim geliyor bana.
Comments