Zilberman Gallery–İstanbul, Pedro Gómez-Egaña’nın Islands isimli yeni kişisel sergisini ağırlıyor. Sanatçının Zilberman Gallery’deki ikinci, İstanbul’daki ise ilk kişisel sergisi 8 Aralık 2019'a dek galerinin ana sergi mekanında izlenebilecek
☕️ 2 dakikalık okuma
Pedro Gómez-Egaña, sanatsal pratiğinde kültür ve teknoloji arasındaki çeşitli ilişkileri ve gerilimleri araştırır. Çalışmaları, tarihsel makineleri, teknolojik mistisizmi ve içinde yaşadığımız ağ örgüsünün algılarımıza nasıl şekil verdiğini sorgular. Yeni sergisi Islands, sanatçının hem mahrem hem de kırılgan olan yaşam alanları üzerine devam eden araştırmasının en güncel aşamasıdır.
Islands, İstanbul’daki ana galeri mekanına yapılan mimari bir müdahale üzerinden yaşam alanları ve beyaz küp arasında sıkışıp kalmış araf mekanlar fikriyle oynar. Tünel benzeri bir yapı hızla dönen nesnelere ev sahipliği yapar. Bu nesneler o kadar hızlıdır ki hareketleri neredeyse algılanmaz hale gelir. Sergide oluşturulan farklı mekanları birbirine ve galeriyi dışarıdaki şehre bağlayan pencereyle yapılan bir diğer oyun, gerçek ile yapay, kişisel ile kamusal kavramlarının birbirine geçmişliğine işaret eder. Eğimli bir zemin üzerine yerleştirilmiş sıradan bir yemek odası dekoru, elektromanyetik çelik küreler tarafından kırılır ve ikiye bölünür. Bu morfik yaşam alanları ve objeler, Gómez-Egaña’nın gündelik hayatın tekinsizliğine değindiği önceki işlerinin devamı niteliğindedir.
Türkçede ‘adalar’ anlamına gelen ve ismini 17. yüzyılda yaşamış İngiliz yazar John Donne’un ünlü deyişi “Ada değildir insan” dan alan Islands dijital ağlar üzerinde düşünür, ancak dijital ara yüzlere odaklanmak yerine analog objeleri uğursuz ve kırılgan hale getiren dinamizme bakarak içerisi ve dışarısı, özel ve genel arasındaki geçişkenliği gösterir.
Sergiye eşlik eden ses kaydı, Anton Bruckner’in 4. Senfonisi’nden (Korno solosu: “the dawn”) bölümler içeriyor.
Comments