Galeri 77, Mesut Karakış’ın Serial Beauty isimli ikinci kişisel sergisine 6 Şubat-14 Mart tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, resimlerinde dolaysız bir biçime yönelerek formların, lekelerin ve renklerin birbiriyle olan ilişkisini yorumluyor
Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 100x120 cm
Boşlukta Bir An isimli ilk kişisel sergisini geçen sene Galeri 77 çatısı altında gerçekleştiren Mesut Karakış; bu yeni sergisinde soyutlama yolculuğunu daha da belirginleştiriyor. Üretiminde ve temsilinde yeni yollar açarak soyut resmi klasik sınırlarından ileri taşıyan yaratıcı sanatçılar arasında yer alan Mesut Karakış diğer biçimci ressamlar gibi formlar ve renkleri sanatsal unsur olarak ön plana çıkarıyor. Eserlerinin kompozisyonu, resmin içsel yapısına odaklanarak azami estetik ve görsel etkiyi amaçlarken bu eserlerin anlamı; anlatı, betim ya da çizimden ziyade dışavurumun teknik ve şekilsel yollarında bulunuyor. Hem biçimci hem de minimalist resimler, bir hikâye anlatmıyor ya da seyircisine edebi bir içerik ulaştırma amacı gütmüyor, sadece resmin gerçek ve özgül varlığını sunmayı hedefliyor. Bunun için 1964 yılında Frank Stella da, popüler bir deyiş olan “bir şey ne ise odur” deyimini entelektüel sanat bağlamında “ne gördüğün ne gördüğündür” olarak yeniden yorumluyor.
Renklerle olduğu kadar yeni resim teknikleriyle denemeler yapan Karakış’ın sanatsal gelişimi, onu tasvirden soyutluluğa sürüklerken, güncel eserlerinde resminin öz-gönderimsel ve otarşik karakteri baskın geliyor. Çoğunlukla organik deformasyon ve dışavurumların şiirsel yollarıyla karakterize edilen önceki çalışmalarından farklı olarak; yeni çalışmaları geometrik şekiller, çizgilerden oluşan dinamik matrisler, ince formlar, karmaşık dokular ve canlı renklerden oluşuyor. Artık, örgü üzerinde çizgisel formlar sanatçının kompozisyonlarındaki baskın unsurlarken, oranlı görünen dizilişler, çeşitli dikdörtgenler, karmaşık çizgi ağları ve şekiller resmin düzensel varlığını niteliyor. Her ne kadar kentsel ya da mimari yapıları, mikroskop görüntülerini, 1’lerin ve 0’ların dijital matriksini temsil ediyor gibi görünseler de bu çalışmalar aslında kendilerine atıfta bulunan nitelikte. Herhangi bir dış bağlam ya da gerçekliği ima etmiyorlar. Bu resimler, resmin kendisiyle alakalı.
Görsel 1- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 69x57 cm
Görsel 2- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 69x57 cm
Görsel 3- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 85x65 cm
Yapıcılık ve yıkıcılık arasında gidip gelen sofistike ve özgün bir resim tekniği geliştirmeyi hedefleyen Karakış, eserlerini oluşturma aşamasında, bulanıklık ve berraklıktan oluşan karakteristik estetiğini formüle etmek için sıklıkla resimlerini bölüm bölüm yaratıyor ve siliyor. Resimleri, akılcı hesaplamalar ve ihtimallerin karmaşık diyalektiği içerisinde çağdaş resmin çok boyutlu varoluşuna değiniyor. Eserler, planlılık ve tesadüf arasında, estetiğin çeşitli ekollerinin eşiğinde, soyut resmin tarihi zenginliğini ve güncel görsel kültürümüzün varlığını ortaya çıkarırken, resimlerinde açığa çıkan nihai görselde, en ön katman fırçayla boyanmıyor. Sanatçı, zemindeki rengin belli bölümlerini eritmek ve ayırmak için akrilik boya ve su arasındaki kimyasal reaksiyonu kullanırken, onlarca tek renkli katmanı üst üste koyduktan sonra, su çizgileri ve çeşitli kompozisyonel tasarımlarını yüzeye yerleştiriyor. Resmetme sürecinde sanatçı, tıpkı bir renk bilimcisi gibi yeri, zamanı, ısıyı, nemi ve resim üzerindeki birçok çevresel etkeni dikkate alarak, hesaplıyor.
Resimlerinin estetik gücünü arttırmak için canlı renkleri beyaz ve siyah ile birlikte kullanan sanatçının özellikle güncel çalışmalarında beyaz, diğer renkleri öne çıkaran ve seyircinin odağına koyan düzlemsel bir boşluk hâlini alırken, resimlerin üst bölümünden alta doğru indikçe renk paleti yoğunluktan sakinliğe kayıyor. Bu yalnızca rengin psiko-görsel etkisini güçlendirmekle kalmıyor, aynı zamanda hareket hissini ve uzaysal derinliği de arttırıyor.
Görsel 1- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 110x90 cm
Görsel 2- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 110x90 cm.
Görsel 3- Mesut Karakış, İsimsiz, 2019, Tuval üzerine akrilik, 110x85 cm.
Sanatçının, bu alternatif resim metodundaki silme ve açığa çıkarma yalnızca görsel kalitesiyle öne çıkmıyor, aynı zamanda bu çok katmanlı şeffaflık ve dinamizm; yüksek hızdayken resimlerin ve olayların hiç bitmeyen imgeler dağına dönüşene kadar birbiri içerisinde eriyip gittiği görsel kültürümüzün güncel durumuna da atıfta bulunuyor. Tam da bu sebeple hem yaratı ve yok etme süreci, hem de gösterme ve gizleme güncel gerçeklik algımıza işaret eden kavramsal boyutlar içerirken, oluşan bu diyalektik Karakış’ın eserlerinde tuval sınırlarının ötesinde bir anlam ve önem ifade ediyor.
Sanatçının yatay ve dikey çizgileri, daha sistemli, simetrik ve bir bütünlük sağlayacak şekilde dengeli kullanarak oluşan geometrik biçimlerin optik etkilerini kuvvetlendirdiği ve bu çizgisel kesişmeleri yeni kompozisyonlara taşıdığı ikinci kişisel sergisi Serial Beauty 14 Mart tarihine kadar Galeri 77'nin Karaköy'deki mekânında ziyaret edilebilir.
Commentaires