Muzlu kitap - Süreyyya Evren söyleşisi
- Barış Acar & Alp Doğu Eser
- 12 Mar
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Mar
İki sanat tarihçisi, Barış Acar ve Alp Doğu Eser, Karşı-konuşmalar isimli video serilerinin yeni bölümünde Bir Muz Bazen Sadece Bir Muzdur ve Tersi de Aynı Şekilde Geçerlidir kitabının yazarlarından Süreyyya Evren ile konuşuyor
İlhan Mimaroğlu’nun 1972-74 yılları arasında kaydettiği Tract: A Composition of Agitprop Music for Electromagnetic Tape'ini dinliyorum. Söz konusu zaman aralığında Paris ve New York’ta kaydedilmiş parçalarda Bakunin, Brecht, Mao, Marx gibi politik düşünür ve sanatçılardan alıntılar yer alırken, arka planda Janis Joplin de çalar I Wanna Be A Superstar da Tülay German da. Türkçe 1 Mayıs Marşı’nı da duyarız gerilerden Fransızca Enternasyonal’i de. Sesleri kompozisyonun içinde örgütleme denemesidir Mimaroğlu’nun derdi.
Ne yazık ki bizde sanatsal ve politik tahayyül hâlâ bu noktanın çok gerisindedir. Henüz kendimizi dinlemeye başlamadığımız için, duvar yerine, her şeyi bilen ve hiçbir şey yapmayanlarla örülü bir hapishane içine kısılıp kalmışız gibidir de denebilir. Bırakın satır aralarını ve dipnotları okumayı, yazının kendisine bakmak bile lüks sayılır. Öyle öğretilmiştir. Öyle örgütlenmiştir, karşı taraftan.
Livera Yayınları’nın uzgörülü desteğiyle çok kısa bir sürede, Maurizio Cattelan’ın duvara bantlanmış bir muzdan ibaret görünen Comedian işi üzerine altı farklı yazarla bir hücum denemesi gerçekleştirdik: Bir Muz Bazen Sadece Bir Muzdur ve Tersi de Aynı Şekilde Geçerlidir. Sanat tarihsel, felsefi, çağdaş sanat stratejileri bağlamından, fuarcılık perspektifinden, avangardın tarihinden, reklam dünyasından Comedian nasıl görünüyor diye sorduk ve yanıtlar üretmeye çabaladık. Noit Banai, Barış Acar, Süreyyya Evren, Murat Alat, Rafet Arslan, Onur Serdar, kendi alanlarından bu sorularla olan kavgalarını kitaba taşıdılar. Mesele herkesin çok hızlı bir şekilde “scam” olduğuna karar verdiği bu yapıtın mümkünatının koşullarını ve açtığı olası tartışmaları sanatın terimleriyle masaya yatırmaktı.
Kitabın yayımlanışının üzerinden henüz bir ay kadar bir zaman geçti. Ancak ben özellikle sosyal medyadan gelen tepkileri takibe aldım, alabildiğimce elbette. Bir tanesi, yapıta gösterilen tepkinin çok benzerini kitaba da gösterdiği için benim açımdan kafa açıcı nitelikteydi.
Bir sosyal medya kullanıcısı, online olarak okuduğu bir söyleşimizden sonra, kitabı “sanat piyasasının oyunlarına dikkat çekerek bir açıklama getirmediği” gerekçesiyle “sanatsal anlamda bir aydınlatma getirmediği”ni söyleyerek eleştirmiş.
Ben de, yorumu okuyan bir başka sosyal medya kullanıcısı olarak, kitaptaki ilk makale olan Noit Banai’nin yazısını okuyup okumadığını sordum kendisine. Zira Noit'in yazısı, Batı sanat tarihi geleneğinde performatifliğin oynadığı rolü izah ederek Comedian’ı neo-liberal kapitalizmin göbeğine yerleştiriyordu.
Eleştiriyi yapan kullanıcıdan aldığım cevap sözcüğü sözcüğüne şöyleydi:“Sanata ilişkin gerekenin üzerinde çalışma yaptım; gerekenin çok üzerinde de araştırma yaptım. Onbinlerce de dökümanım var. Başka tavsiyeyle ilgilenmiyorum.”
Konuşan, Türkiye’dir.
Bu konu üzerine daha fazla durmadan anlamaya ve değiştirmeye dair olan hücumumuza devam edelim.
Bir Muz Bazen Sadece Bir Muzdur ve Tersi de Aynı Şekilde Geçerlidir’in meselesini, Karşı-Konuşmalar’da kitabın yazarlarıyla yaptığımız söyleşilerle genişletmeye çalışıyoruz. İlk konuşmamızı Süreyyya Evren ile yaptık. Süreyyya ile uzun yıllara ve ortak çalışmalara dayanan bir dostluğumuz var. Bunun getirdiği rahatlıkla konunun içerdiği sık ormana baltalarla daldık. Çağdaş sanatta izleyicinin katılımından Godard’ın neden ana akım olamayacağına dek geliştirilecek bir sürü yeni soru bıraktığımıza inanıyorum ortaya.
Yorum ve yargı her zamanki gibi okuyanın/ izleyenindir ve tabii sorumluluk da.

Bir Muz Bazen Sadece Bir Muzdur ve Tersi de Aynı Şekilde Geçerlidir ile ilgili detaylı bilgi için: https://liverayayinevi.com/urun/bir-muz-bazen-sadece-bir-muzdur
Commentaires