25 Ekim-25 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleşen 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin uluslararası sanatçılarıyla yaptığımız söyleşi dizisinde son konuğumuz, 23 ve 24 Kasım tarihlerinde İş Kulelerinde sahnelenecek Brokentalkers yapımı Ustalık Sınıfı’nın yazar ve oyuncuları Feidlim Cannon ile Adrienne Truscott
Röportaj: Ayşe Draz
Feidlim Cannon & Adrienne Truscott, Fotoğraf: Dara Mac Dónaill
27. İstanbul Tiyatro Festivali bu sene ikinci kez Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde ve geçen seneye göre hem katılımcıları hem de kullanılan mekanlar açısından daha heyecanlandırıcı bir seçki vaat eden bir programla gerçekleşiyor. Festivalde yer alan uluslararası yapımlardan biri de İrlandalı topluluk Brokentalkers ile New York’lu sanatçı Adrienne Truscott’un birlikte yarattıkları, günümüz dünyasında cinsiyet ve güç yapılarını sorgulayan, Adrienne Truscott ile Feidlim Cannon’un birlikte sahne aldıkları Ustalık Sınıfı adlı gösteri. On Soruluk Sohbetler İstanbul Tiyatro Festivali serisinde son konuklarımız Adrienne Truscott ve Feidlim Cannon’a merak ettiklerimizi sorduk.
Ustalık Sınıfı, Fotoğraf: Ste Murray
Tiyatronun özü sizce nedir?
Feidlim Cannon: Sanatçının ve seyircinin aynı mekânı paylaşması. Tiyatronun özü, hepimiz o mekanı terk ettikten sonra sohbeti teşvik eden, canlı ve paylaşılan deneyimde yatıyor.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
F.C.: Sanat, insanlara yaşadıkları dünya hakkında farklı biçimlerde düşünmeleri için ilham veren bir katalizör olabilir. Sanat toplumsal değişimin motoru olabilir. Statükoya meydan okuma ve değişime ilham verme yetisi olan her şey kucaklanmalı. Sanatın toplumdaki rolü istesek de abartılamaz.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
F.C.: Yaratıcı bir fikrin ne zaman ortaya çıkacağını asla tam olarak bilemezsiniz. Diğer sanatçıların çalışmalarını ve diğer sanatları görmek önemlidir. Açık olmak, proaktif olmak çok önemlidir. İlham her yerden gelebilir; kitaplardan, makalelerden, hikâyelerden. Akranlarınızla bağlantı kurmak zihni gerçekten canlandırabilir. Önceki yapıtlarımızın üretiminde rüyalar ve kabuslar çok önemli roller oynadı.
Ustalık Sınıfı, Fotoğraf: Ste Murray
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Adrienne Truscott: Bazen aklıma gelen ilk şey bu oluyor ve bazen de onu buluyorum - tam olarak doğru olanı duyarak - çünkü bence, ne yaparsam yapayım, yapıtın yapım süreci başladıktan sonra, sanatsal beynimin bir kısmı her zaman bu yapıtı üretmekle veya bilgi toplamakla meşgul oluyor.
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
A.T.: Benim için Deborah Hay ve New York City; New York sanatçılarının ve drag queen'lerinin kolektif ruh hallerini tek bir kişi olarak hayal ederseniz.
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
A.T.: Her zaman değil ama bazen, dikkatleri, yeni analiz ve eleştiri gerektiren, bazılarının yıkılması gereken sistemlere çekmek. Bazen ise aha biraz önce bahsettiğim gerçekten bir gecelik kurtuluş.
Tiyatro yapıtlarınız sıklıkla toplumsal ve politik konuları ele alıyor; yaratıcı sürecinize dair iç görülerinizi ve seçtiğiniz konuları erişilebilir teatral deneyimlere dönüştürmeye nasıl yaklaştığınızı bizimle paylaşabilir misiniz?
F.C.: Çağdaş dünyaya yanıt veren özgün, erişilebilir ve toplumsal açıdan ilgi çekici canlı performanslar üretmeye çalışıyoruz. Performanslarımızda bu dünyayı temsil etmek için yeni yazı, dans, tanıklık, bulunmuş malzeme ve müzikle çalışıyoruz. Çalışma yöntemimiz, farklı disiplinlerden ve geçmişlerden gelen çeşitli katılımcıların becerilerinden ve deneyimlerinden yararlanan, işbirliğine dayalı bir süreç üzerinde temelleniyor. Son derece yetenekli profesyonel sanatçılar, tasarımcılar ve performansçılarla çalışmanın yanı sıra, onların hikayelerini ve deneyimlerini ilgi çekici ve özgün tiyatro eserlerine dönüştürmek üzere genellikle profesyonel olmayan katılımcılarla işbirliği yapıyoruz.
Ustalık Sınıfı, Fotoğraf: Ste Murray
Multimedyayı yenilikçi kullanımınızla ve performanslarınızda seyircinin katılımını ön plana çıkarmanızla tanınıyorsunuz. Yeni bir yapıt üzerinde çalışırken teatral unsurların ve seyirci etkileşiminin doğru karışımına nasıl karar veriyorsunuz?
A.T.: Genellikle yapıtın aldığı biçim çoğu zaman bize bunu söylüyor; örneğin, yapıt videonun gerekli olup olmadığını veya videonun kullanılıp kullanılmayacağını belirleyebilir çünkü bu, biçimsel, yapısal veya pratik olarak yapıtın bir öğesini dahil etmenin tek veya en iyi yolu ya da seyircinin dikkatini önemli bir şekilde yönetmek için zorunlu olabilir; zamanı atlamak vb. Burada mesele videonun bulunmasının cool olup olmayacağı değildir. Veya kostüm değişikliğine ihtiyacınız varsa da benzer bir süreç işler.
“Büyük erkek sanatçı”nın parodisini yapan Masterclass fikri ve Brokentalkers ile olan işbirliğiniz nasıl gelişti?
A.T.: Feidlim ve ben Sidney'deki bir festivalde tanıştık. Birbirimizin gösterilerini izledik ve beğendik. Ve arkadaş olduk. Sık sık birlikte bir şeyler yapmaktan bahsediyorduk. 2019'da Feidlim ve Gary'ye (brokentalkers) bir gösteri fikriyle gittim ve bu, birkaç yıl boyunca süren haftalık ortaklaşa Zoom yazı yazma oturumları sonunda Ustalık Sınıfı’na dönüştü.
İstanbul seyircisine özellikle söylemek istediğiniz bir şey var mı?
F.C.: Öncelikle bu muhteşem şehre davet edilmekten çok mutluyuz. Ziyaretimiz ve bu eseri paylaşacağımız için çok heyecanlıyız. Yapıtın seyircide dönüşümü tetikleyeceğini umuyoruz. Umarım bazı seyircilerle tanışma fırsatımız olur. Bizi misafir edeceğiniz için teşekkür ederiz.
Comments