Dimitris Papaioannou’nun şu anda dünya sahnelerini gezmekte olan Transverse Orientation gösterisine ayırdığımız dizimiz, yazarlarımız Ayşe Draz ile Mehmet Kerem Özel’in kaleme aldıkları oyunsu yazı denemesiyle başlamıştı. Dizimize gösterinin performansçılarından Jan Möllmer ile yaptığımız söyleşi ile devam ediyoruz
Röportaj: Ayşe Draz & Mehmet Kerem Özel
Jan Möllmer, Fotoğraf: Simon Baucks
Dimitris Papaioannou, yazarımız Mehmet Kerem Özel ile Aralık 2019’da Atina’da yaptığı ve Şubat 2020’de Art Unlimited’de yayınladığımız söyleşisinde, o tarihte yaratım aşamasında olan Transverse Orientation için gerçekleştirdiği uluslararası seçmeye Kanada’dan Kore’ye, dünyanın dört bir yanından dansçıların katıldığını ve ilk defa uluslararası bir ekiple çalışacağı için heyecanlı olduğunu belirtmiş, ikisi Yunan sekiz kişilik ekip hakkında şunları söylemişti: “Görünen o ki, yetenekli insanlar benimle çalışmak için evlerini bırakıp Atina’da bir daire tutmaya istekliler. Ben de bu durumun avantajından faydalanıyorum ve neler olacağını merak ediyorum. Oluşturduğum kadro konusunda heyecanlıyım. Daha önce yapmadığım bir şeyi deniyor olacağım. Bunu istediğim gibi, merak da ediyorum.”
Transverse Orientation’ın uluslararası ekibinden Jan Möllmer, Wuppertal’li bir dansçı/koreograf. Tanztheater Wuppertal ve Folkwang Tanzstudio’nun gösterilerinde konuk dansçı olarak görev alan Möllmer, Kasım 2015'te Alman Kuzey Ren-Vestfalya hükümeti tarafından Dans/Tiyatro kategorisinde Genç Yetenek Sanat Ödülü'ne layık görülmüş. Möllmer, Essen Folkwang Sanatlar Üniversitesi’ndeki dans eğitimi sırasında tanıştığı Tsai-Wei Tien’le birlikte 2017 yılında kurdukları Peculiar Man isimli dans topluluğunda Almanya ve yurtdışından sanatçılarla çeşitli projeler ve iş birlikleri gerçekleştiriyor.
Fotoğraf: Terry Lin
Performansın özü sizce nedir?
Bir şeyleri tanımlamak veya sınıflandırmak istemiyorum. Ama performans sergilediğimde ne hissettiğimi açıklamaya çalışabilirim: duygular arasındaki bir ip üzerinde dengede durmaya çalıştığım bir hareket gibi geliyor bu bana. Kendi evrenimin sınırlarının ötesine geçmeyi ve yaptıklarım ile onu izleyenler arasında bir bağ kurmayı istiyorum.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın bir bireyin dünyasını tümüyle değiştirebileceğine ve bu nedenle dünyayı da biraz olsun değiştirebileceğine inanıyorum.
"Ustam" olarak tanımlayabileceğiniz veya size ilham verdiğini düşündüğünüz biri/leri var mı, varsa kimler?
Evet, Pina Bausch. Yaratmak zorunda kaldığı cesarete, kararlılığa, sevgiye ve yeteneğe hayranım.
Ben dansı onun sayesinde, Kontakthof for Teenagers'a katıldığımda keşfettim.
Performans sergilemeye nasıl başladınız?
16 yaşındayken herhangi bir dans bilgim olmadan İngilizce dersinden kaçmak için okulumdaki spor salonunda Pina Bausch'un Kontakthof for Teenagers seçmelerine katıldım. Seçildim ve
Avrupa turunu da içeren projeye katıldım.
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinize etkisi olur mu?
Birlikte çalıştığım insanlardan ilham alıyorum. Arkadaşlarım, ailem ve sevdiğim insanlar. İnsan doğasının kendisini gözlemlemeyi seviyorum. Son zamanlarda çağdaş sanattan ve doğadan da ilham aldığımı söyleyebilirim. Gerçek rüyalar bana ilham vermiyor ama kendime “biz neyiz, ne olduk ve ne olabiliriz?” diye sormayı seviyorum.
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Bunu asla son ana kadar bilemiyorum ve kararımı mümkün olduğunca ertelemeye çalışıyorum.
Bir başlık vermeye karar verdiğimde de bunu birlikte çalıştığım arkadaşlarımla fikirlerimi tartıştıktan sonra yapıyorum.
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
Yapabileceğim en iyi şeyi yapmalıyım ve yaptığım şeyde olabildiğince dürüst olmalıyım.
Şu sıralar freelance dansçı olarak Dimitris Papaioannou'nun Transverse Orientation adlı eserinde performans sergiliyorsunuz. Bu yapıt için Papaioannou'nun düzenlediği uluslararası seçmelere katılmaya nasıl karar verdiniz?
Dimitris'in Tanztheater Wuppertal için yaptığı Since She eserini izledim ve yarattığı evren beni çok etkiledi. Aramızda bir bağ hissettim ve daha fazlasını merak ettim. Onun The Great Tamer’ını gördükten sonra da seçmelere katılmaya karar verdim.
Transverse Orientation’da en sevdiğiniz an hangisi ve neden?
Bu işte favorim olan bir bölüm yok ama boğanın evcilleştirilmesini çok seviyorum.
Bir kuklanın her zaman, onu manipüle ederken kendimde bile bir duygu yaratıyor olmasından zevk alıyorum.
Transverse Orientation’ı tek bir cümleye tercüme etmeniz gerekse bu ne olurdu?
Benim düşünceme göre, Transverse Orientation’ı kelimelere dökmek mümkün değil; eğer onu birkaç kelimeyle yazabilseydik, bence dans etmemize gerek kalmazdı.
Comments