7-8 Mart tarihlerinde İstanbul'da Volkswagen Arena'ya Ballet for Life gösterisi ile konuk olacak Béjart Ballet Lausanne'nın artistik direktörü Julien Faveau ile söyleştik
Röportaj: Ayşe Draz & Mehmet Kerem Özel

Julien Faveau, BBL Boléro, Fotoğraf: Clarissa Lapolla Bari
20. yüzyılın en önemli koreograflarından biri olan Maurice Béjart'ın topluluğu Béjart Ballet Lausanne (Béjart Balesi Lozan) ilk konuk olduğu 1988'den 37, son konuk olduğu 2007'den 18 yıl sonra İstanbul’a tekrar geliyor. Topluluk İstanbul'da bu defa Béjart'ın, efsane rock grubu Queen'in şarkılarının yanı sıra Wolfgang Amadeus Mozart'ın bestelerini kullandığı ve kostümlerini Gianni Versace'nin hazırladığı 1996 tarihli yapıtı Ballet for Life (Fransızca özgün adıyla Le Presbytère n'a rien perdu de son charme, ni le jardin de son éclat) ile seyircilerin karşısına çıkacak. "Gençlik ve umut hakkında bir bale, onlar kadar iflah olmaz ve iyimser. Her şeye rağmen, Queen'in dediği gibi, 'gösterinin devam etmesi gerektiğine' (the show must go on) inanıyorum" diyerek tarif ettiği gösteride Béjart, Queen grubuna duyduğu aşkı, onların şarkılarından ilham alarak dansın diline tercüme etmiş.
Béjart Ballet Lausanne'ın İstanbul turnesi vesilesiyle, 2024 yılının Eylül ayında topluluğun artistik direktörlüğüne getirilen Julien Faveau ile söyleştik. 30 yıl önce Bejart Balesi'ne katılan Favreau, kariyeri boyunca Maurice Béjart ve Gil Roman'ın balelerinde solist olarak çok sayıda ikonik rolde görev almış. Favreau, Colette Milner yönetimindeki École Nationale de Musique et de Danse de La Rochelle'de klasik ve çağdaş dans eğitimi aldıktan sonra, 1994'te Béjart'ın kurduğu bale okulu olan École-Atelier Rudra'ya katılmış. Ertesi yıl Béjart tarafından fark edilerek topluluğa dahil edilen Favreau, Béjart'ın onun için özel olarak yarattığı rollerde sahneye çıkmış.
Şimdi sözü; kendisini daha yakından tanımak, Béjart Ballet Lausanne'da başladığı yeni görevinde planladıklarını öğrenmek ve İstanbul'da sahnelenecek Ballet for Life hakkında bilgilenmek için Favreau'ya bırakıyoruz.

Ballet For Life, Fotoğraf: Kiyonori Hasegawa
Sizce dansın özü nedir?
Dansın özü hareketin hakikatinde saklı: Duyguları, hisleri ifade etme ve nihayetinde kendini ortaya koyabilme yeteneği. Dansçılar, otantik hareketler aracılığıyla iç dünyalarını açığa çıkarabilir, en derin duygularını paylaşabilir ve başkalarıyla kelimelerin çoğu zaman yapamayacağı bir şekilde bağ kurabilirler. Dans hem bir kendini keşfetme biçimi hem de sınırları aşan evrensel bir dildir.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Kesinlikle. Sanat, hem sanatçıyı hem de seyirciyi dönüştürme konusunda eşsiz bir yeteneğe sahip. 20 yaşında oynadığınız bir rol, kariyerinizin ilerleyen dönemlerinde yeniden ele aldığınızda tamamen farklı bir anlam kazanır. Büyüdükçe, rol sizinle birlikte gelişir ve karşılığında siz de kendi deneyimlerinizle rolü şekillendirirsiniz. Sanat, son derece kişisel bir şey sunar, ancak tam olarak benimsendiğinde bir değiş-tokuşa dönüşür: Performansçı ile yapıt arasında, yapıt ile seyirci arasında. Bakış açılarını zorlayabilir, duygular uyandırabilir ve kalıcı bir etki bırakan bağlantılar yaratabilir.

Ballet For Life, Fotoğraf: Guillermo Mendo Murillo
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
Maurice Béjart, şüphesiz. Bir sanatçı, yaratıcı ve vizyon sahibi olarak, dünyası ve etrafını sardığı insanlar bende derin bir etki bıraktı. Onun yanında 15 yıl geçirme ayrıcalığına sahip oldum, bu deneyim sadece sanatsal kimliğimi değil aynı zamanda dansı bir hikaye anlatma ve ifade aracı olarak anlamamı da şekillendirdi. Bana emanet ettiği rollerin çeşitliliği, yaratıcı yaklaşımımı önemli ölçüde zenginleştirdi.
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
Sanatı ayakta tutmak. Dans, müzik, resim, edebiyat - sanatsal ifadenin tüm biçimleri korunmalı ve beslenmeli. Sanatsal mirası onurlandırmak çok önemli olsa da, bu alanlarda yeni yaratımları teşvik etmek de aynı derecede önemli. Opera binaları ve tarihi tiyatrolar gibi tarihi mirasları korumak da aynı derecede önemli elbette. Sanat, bizi insan olarak tanımlayan ve birleştiren şey; ilham olmaya ve gelişmeye devam etmeli.

Ballet For Life, Fotoğraf: Hidemi Seto
Bejart'ın sayısız yapıtı var. Bunlardan bazıları iyi bilinen yapıtlar, bazıları daha az bilinen ve daha az sahnelenen yapıtlar. Bejart Ballet Lausanne bu mirastan seçkileri yeniden sahneleyerek dünyayı dolaşıyor. 2024'ten beri Bejart Ballet Laussane'ın sanat yönetmenliğini yapıyorsunuz. Bejart'ın sanatsal mirasını nasıl ele alıyorsunuz, dans akşamları için programları nasıl oluşturuyorsunuz? Örneğin, Bejart'ın nadiren sahnelenen yapıtlarından oluşan Bejart, 3 Regards adlı programın sizin tarafınızdan oluşturulduğunu biliyoruz. Bu yapıtları bir araya getirmeyi ve bu programı oluşturmayı nasıl seçtiniz?
Sanatsal tercihlerimi seyirci talebi, turne takvimleri, topluluğun ihtiyaçları ve benimle çalışan dansçılar etkiliyor. Amacım her zaman hem dansçıları hem de koreografileri öne çıkarmak. Béjart, 3 Regards ile Béjart'ın mirasının zenginliğini ve çeşitliliğini sergilemek üzere her biri farklı bir müzik stili, dönem ve koreografik dili temsil eden üç Béjart yapıtını karşılaştırmak istedim. Bu üç bale benim için özellikle anlamlı çünkü bu yapıtları kendim de icra ettim. Bazıları 20 yıldan uzun süredir sahnelenmemişti, bu da onları hayata döndürmeyi daha da önemli bir hale getirdi.
Bejart Ballet Lausanne'ın İstanbul'da sahneleyeceği eserin Fransızca adı Le Presbytère n'a rien perdu de son charme, ni le jardin de son éclat (Presbiteryenlik cazibesinden ve parlaklığından hiçbir şey kaybetmedi), İngilizce adı ise Ballet for life. İkisi arasında neden bir fark var? Eser sizin gözlerinizden ne anlatıyor, bize biraz anlatabilir misiniz?
Fransızca orijinal başlık, Gaston Leroux'nun Sarı Odanın Esrarı adlı eserinden geliyor ve burada bir bilmecenin çözümü olarak kullanılıyor. Béjart bu ifadeyi şiirsel, müzikal ve çağrışımsal buldu. Ayrıca, BBL (Ballet Béjart Lausanne) stüdyolarının Chemin du Presbytère'de yer alması nedeniyle Lozan'a ince bir gönderme de var burada. Ancak, İngilizcede bu ifade aynı yankıyı taşımadı, bu yüzden Béjart eserin özünü doğrudan yansıtan Ballet for Life'ı seçti.
Bu yapıt ölümlü olmaktan bahsediyor, ancak nihayetinde umut ve gençlik temaları üzerine kurulu. Jorge Donn, Freddie Mercury, Mozart ve Gianni Versace'ye bir saygı duruşu; dünyada iz bırakan ancak çok erken hayatını kaybeden sanatçılara. 30 yıl önce yaratılmış olmasına rağmen, eser zamansızlığını koruyor çünkü müziği yankılanmaya devam ediyor. Müzik notaları nesilleri aşan besteler kalıcı olanlar; Boléro veya Beethoven'ın Dokuzuncu Senfonisi gibi.
Bejart'ın bir dansçı olarak size özel önemli roller yarattığını biliyoruz. O zamanlar bu yapıtlarda performans sergilemekle şimdi topluluğun sanat yönetmeni olarak bunları yeniden sahnelemek arasında bir fark var mı?
Sanat yönetmeni olarak rolümün temel bir parçası bilgi ve deneyim aktarmak. Dansçı olarak geçirdiğim yıllara, Maurice ile stüdyoda geçirdiğim zamana ve onun yaratıcı sürecini özümseyerek geçirdiğim sayısız saate güveniyorum. Ayrıca arşiv görüntülerine de başvuruyorum çünkü her balede kendim dans etmedim ve Béjart ile doğrudan çalışan eski dansçılardan ve onunla işbirliği yapmış insanlardan fikir almaktan çekinmiyorum. Yapıtlarının otantikliğini sağlama ve yeni dansçılar aracılığıyla yaşamalarına ve nefes almalarına izin verme sorumluluğu çok ciddiye aldığım bir şey.
Bejart öldükten sonra, Bejart Ballet Laussane bazen koreograflardan yapıtlar sipariş etti ve topluluğun bu konuda ciddi bir repertuarı var. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nedir? Yeni yapıtlar sipariş etmeye devam edecek misiniz?
Kesinlikle. Sanatsal yaratım ve evrim için bir alan olmaya devam etmek BBL'nin misyonlarından biri. Her sezonda sanatsal vizyonuma uygun bir veya iki kez yeni yapıt sipariş etmeye devam etmeyi planlıyorum. Bu yapıtlar Lozan'da prömiyer yapsa da, her zaman turneye çıkmaları ve dünya çapında izleyicilerle buluşmaları amaçlanıyor.
Bejart Ballet Lausanne'ın eski dansçısı ve sizden önceki sanat yönetmeni Gil Roman da koreografiler yaratmıştı. Bazılarında yaratımlara katıldığınızı biliyoruz. Kendi işleriniz de var mı? Ya da kendiniz yeni işler yaratmayı planlıyor musunuz?
Ben bir koreograf değilim; sanat yönetmeniyim. Sanatsal vizyonum ve topluluğu geleceğe taşıma yetim sebebiyle BBL Vakfı Yönetim Kurulu tarafından bu göreve atandım. BBL'yi nereye yönlendirmek istediğime dair net bir fikrim var ve önümüzdeki sezondan itibaren Gil Roman'ın koreografileri artık topluluğun repertuarının bir parçası olmayacak.
Gösterimi deneyimlemeden önce İstanbul seyircisine özellikle söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Hem benim hem de topluluk için İstanbul'a dönmek inanılmaz derecede anlamlı. Uzun yıllar sonra burada tekrar performans sergilemek bir ayrıcalık. Amacımız Béjart'ın çalışmalarını paylaşmak ve yeni nesil dansçılar tarafından icra edilen bu işleri yeni nesille tanıştırmak. Sonuçta bu bir gösteriyi deneyimlemekle ilgili bir şey; seyircilerin bir şeyler hissetmesi, duygulanması, o anı yaşaması gerekiyor.
Comments