16-23 Eylül 2023 tarihlerinde gerçekleşmiş olan 5. İstanbul Fringe Festival'in uluslararası sanatçılarıyla yaptığımız söyleşi dizisinin üçüncüsünde İsrail’den Ori Lenkinski’yi konuk ediyoruz
Röportaj: Ayşe Draz & Mehmet Kerem Özel
Birth Preparation Course, Fotoğraf: Efrat Mazor, Konsept, koreografi ve performans: Ori Lenkinski
Bu yıl 5. yaşını kutlayan ve 16-23 Eylül 2023 tarihleri arasında gerçekleşmiş olan İstanbul Fringe Festival’de, Türkiye'den ve dünyadan tiyatro, dans, performans disiplinlerinde üretilen yenilikçi ve alternatif gösterilerin seyircilerle buluştu ve ayrıca atölyeler ve paneller düzenlendi.
Bu haftaki konuğumuz Ori Lenkinski Tel Aviv'de yaşayan bir dansçı, oyuncu, koreograf ve gazeteci. Bir dansçı olarak ABD, Avrupa ve İsrail'de bağımsız koreograflarla çalışan Lenkinski sahnede, İnternet’te ve kâğıt üzerinde yaptığı kendi yapıtlarında ise kelimeler ile hareket arasındaki bağlantıları keşfetmeye odaklanıyor. Yakın zamanda 2022 Akko Uluslararası Fringe Tiyatro Festivali'nde En İyi Gösteri ödülünü kazanan Nataly Zukerman'ın Blueberry adlı oyununun ortak yaratıcısı ve hareket yönetmeni de olan Lenkinski İstanbul Fringe Festival’de “Uzayın derinliklerinde gelecekteki bir tür tarafından insan üremesi üzerine verilen intergalaktik, interaktif bir ders” olarak tarif ettiği Birth Preparation Course adlı gösterisini sundu.
Şimdi sıra gösterinin yönetmeni Ori Lenkinski ile yaptığımız sohbette.
Performansın özü sizce nedir?
Bana göre performansın özü, bir daha bir araya gelmeyecek bir grup insanla zamanı ve mekânı paylaşmak.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Kesinlikle inanıyorum! Hem bir performansçı hem de bir seyirci olarak sanatın beni dönüştürdüğünü hissediyorum. Sahneye asla aynı şekilde girip aynı çıkamayacağımı hissediyorum. Yoğunluğu yüksek bir izlenme ve icra etme durumunda, her zaman bir miktar evrim, gelişim ve değişim meydana geliyor. İster küçük bir kimyasal değişim, ister yaşamı değiştiren bir aydınlanma olsun, her performans genellikle çok beklenmedik şekillerde büyüme fırsatı sunuyor.
Birth Preparation Course, Fotoğraf: Yossi Zwecker, Konsept, koreografi ve performans: Ori Lenkinski
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
Bir eser üzerinde çalışırken, alıcılarımı açık tutmaya çalışıyorum. Neye ilgi duyduğuma, hangi anıların (çoğunlukla alakasız gibi görünen) ortaya çıktığına, hangi müziğin, görsellerin, filmlerin, televizyon programlarının beni cezbettiğine, hatta prova sürecine ne tür kıyafetlerin uygun olduğuna dikkat etmeye çalışıyorum. Rüyalar da kesinlikle bu karışıma dahil oluyor. Aslında eserler genellikle rüyalara benziyor; sezgi yoluyla bir araya getirilen görüntü ve düşüncelerin çağrışımsal bir koleksiyonu. Yaratıcı sürecin büyük kısmının kaderle, doğru unsurların doğru anlarda bir araya gelmesiyle ilgili olduğuna inanıyorum.
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Başlık genellikle iş yapılmadan önce ortaya çıkıyor. Bu çoğunlukla finansman veya festivallere yönelik başvuru süreçlerinden kaynaklanıyor. Bu nedenle başlık, genellikle koşucuları yarışa koşmaya gönderen silah sesine benziyor. Benim başlıklarım The Suit (Takım Elbise), Birth Preparation (Doğuma Hazırlık) veya A Dance Piece (Bir Dans Eseri - bu Ekim ayında İsrail'de prömiyeri gerçekleşecek- ) gibi oldukça basit. Eser ne ise adı da o. Daha şık bir isme yönelik herhangi bir girişim genellikle benim için kafa karışıklığına yol açıyor.
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
Pek çok insan çalışmalarımı etkiliyor. Belki de tanıştığım ya da fark ettiğim her insan işimi etkiliyor. Elbette geçmişte birlikte sahne aldığım sanatçılar yaratıcı yaşamımın önemli aktörleri. New York'ta koreograf Noemie Lafrance ile uzun bir ilişkim vardı. Kendisi büyük ölçekli, yere özel çalışmalar yapıyor ve ben de 2003 yılında onun eseri Descent için seçmelere katılma şansına sahip oldum. Bunun ardından, Tel Aviv'e taşındıktan sonra bile on yıldan fazla bir süre birlikte çalışmaya devam ettik. Daha önce gördüğüm her şeyin çok ötesine geçen inanılmaz bir seyirci deneyimi yaratma yolu vardı. Onun yarattıklarının bir parçası olarak öğrendiklerimin çoğunu şimdi kendi çalışmalarımda kullanıyorum. Aslında koreografiye başlamadan önce, Lafrance’ın bir dans giyim koleksiyonu vardı. Birth Preparation’nda giydiğim tüm beden body’si, lisedeyken, onunla tanışmadan yıllar önce satın aldığım tasarımlarından biriydi. Beni ve işlerimi etkilemiş bir diğer figür ise son 15 yıldır birçok farklı pozisyonda birlikte çalıştığım koreograf Rachel Erdos. O benim her eserimde dış ve iç gözüm ve beni henüz gitmem gerektiğinin farkına varamadığım yerlere nasıl iteceğini her zaman biliyor. Ve elbette ailemin de üzerimde büyük etkisi var. Ben iki çocuk annesiyim. Annelik, tüm beden, tüm ruh ve tam zamanlı bir bağlılık. Kızlarım ve kocam her yolculuğumda benimle birlikteler ve sürekli olarak hayal gücümü milyonlarca şekilde harekete geçiriyorlar.
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
Bağlantı. Sanatçılar olarak insanlarla ve insanlar arasında bağlantı kurma konusunda çok özel bir yeteneğimiz var. Pek çok sorunun dinleyerek ve bağlantı kurarak çözülebileceğini düşünüyorum. Tiyatroda susma, dinleme ve birbirimizi hissetme şansımız var.
Siz bir dansçı, oyuncu, koreograf ve gazetecisiniz; farklı kimliklerinizin birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini detaylandırabilir misiniz?
Biraz kaotik bir durum. Herhangi bir anda zihnimin içinde birçok şey oluyor. Kendimle uyum içindeysem, yaptığım işin tüm bu farklı yönleri birbirine uyum sağlıyor ve birbirini güçlendiriyor. Öyle olmadığımda sanki birçok farklı yöne çekiliyormuşum gibi geliyor. Kendi işlerimi yapmaya başlamadan önce, iki kimliğim olduğu için her zaman özür dileme ihtiyacı hissettim: Dansçı ve yazar. Ancak, yaratırken bu iki kanalın bir araya gelmesinin bir yolunu buldum. Metin hareketi destekliyor, dans ise alt metni iletiyor. Yaşım ilerledikçe kimliğimin daha az tanımlı ve daha geniş hale geldiğini düşünüyorum. Ben bir kadınım, bir anneyim, bir eşim, bir kızım, bir kız kardeşim ve daha birçok şeyim. Bu karmaşıklığı kucaklamaya ve onun altında ezilmemeye çalışıyorum. Ve işim, kendimin farklı yönlerini özür dilemeden sunabildiğim bir yer.
Birth Preparation Course’ı tek bir cümleye çevirmek isteseydiniz bu cümle ne olurdu?
Keşke doğum yapmadan önce bilseydim dediğim her şey.
“Fringe” sizin için ne ifade ediyor?
Fringe, beklentilerden uzak, yeni şeyler denemek için açık bir alan. Dans ettiğimizde dans olmaya çalışıyoruz. Tiyatro yaparken de, çok bilinçaltımızda da olsa, tiyatronun ne olması gerektiği ve ne olabileceğine dair fikirlerimiz var. Fringe'de geçmişlerimizi, eğitimlerimizi, kategorilerimizi bir kenara bırakıp bize hizmet eden her ne varsa ona erişebiliriz. Karmaşıklığı, sessizliği ve başarısızlığı kucaklayıp sadece oyun oynayabiliriz.
İstanbul seyircisine söylemek istediğiniz özel bir şey var mı?
Sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyorum. Şehrinize (ilk defa) gelip Birth Preparation ile (Geçen yaz Tiyatro Medresesi'nde Monofest'te göstermiştim) Türkiye'ye dönmekten büyük onur duyuyorum.
Comments