25 Ekim-25 Kasım 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin uluslararası sanatçılarıyla yaptığımız söyleşi dizisinin ikincisinde İsrail’den Itim Ensemble’ın sanat yönetmeni Zvi Sahar’ı konuk ediyoruz
Röportaj: Ayşe Draz
Zvi Sahar, Fotoğraf: Yair Meyuhas
27. İstanbul Tiyatro Festivali bu sene ikinci kez Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde ve geçen seneye göre hem katılımcıları hem de kullanılan mekanlar açısından daha heyecanlandırıcı bir seçki vaat eden bir programla gerçekleşiyor. 27. İstanbul Tiyatro Festivali’nin programında yer alan dokuz uluslararası yapımın koreograf veya yönetmenleri ile gerçekleştirdiğimiz sohbetler serisinde ikinci konuğumuz, festivale, altı yaş ve üzeri seyirciler için hazırlanmış, tiyatro sahnesini adeta bir film setine dönüştürmek üzere kendi geliştirdikleri Kukla Sineması teatral dilini kullanan, sözsüz olmasına rağmen elektronik atıklardan kurguladıkları paralel bir evrende küresel ısınma, aşırı tüketim ve sürdürülebilirlik gibi günümüz meselelerini ele alan bir hikaye aktaran Büyük Patlama (The Big Bang) adlı yapımları ile katılan İsrailli topluluk Itim Ensemble’ın sanat yönetmeni Zvi Sahar.
Büyük Patlama, Fotoğraf: Yair Meyuhas
Tiyatronun özü sizce nedir?
Bağlantı. Seyirci ile sahnedeki performansçılar arasındaki bağlantı, topluluk içinde ekibin farklı performansçıları arasındaki bağlantı ve bizim gurur duyduğumuz şey - farklı sanat türleri ve ortamları arasındaki bağlantı: Oyunculuk, kuklacılık, video ve hareket. Bütün bunları eksiksiz ve pürüzsüz bir sinerji içinde çalışacak şekilde birleştirmek.
Sanatın dönüştürücü gücüne inanıyor musunuz? Nasıl?
Sanatın izleyiciyi dönüştürme gücünden emin değilim ama sanat yapmak ve sanatçı olmak kesinlikle dönüştürücü. İnsanların farklı kültürlerle tanışmasında, fikir alışverişinin ve kültürel geleneklerin paylaşılmasında festivallerin ve sanatsal iş birliklerinin büyük rolü olduğuna inanıyorum.
Büyük Patlama, Fotoğraf: Tal Shahar
Bir iş üretirken hangi kaynaklardan beslenir, nelerden ilham alırsınız? Rüyalarınızın işlerinizde etkisi olur mu?
İyi bir hikâyeden, görsel sanatlardan ve birlikte çalıştığım insanlardan ilham alıyorum. Bazen işlerimle ilgili rüyalar görüyorum, mevcut bir soruna bir tür çözüm hayal ediyorum, ancak bunların genellikle kötü fikirler olduğu ortaya çıkıyor…
Eğer zaten halihazırda bir adı yoksa, üzerinde çalışmakta olduğunuz yapıta adını vermeye ne zaman karar verirsiniz?
Genellikle başlık bana yapıtın ilk aşamalarında belirir. Yapıtın özünü kristalleştirir.
Büyük Patlama, Fotoğraf: Tal Shahar
Sanatınızı etkilediğini düşündüğünüz biri veya bir sanatçı var mı, varsa kim?
Profesyonel sanatçılar olmasa da ailem. Annem hemşire, babam mühendis ama özlerine bakarsak onlar pek çok şeyin gerçek sanatçısı. Kuklacılıkla, nakışla, marangozlukla, aydınlatmayla da oynadıkları gibi çocukluğumun her aşamasında bir şeyler dikiyor, lehimliyor, yapıştırıyorlardı.
Dünyanın mevcut durumunu değerlendirdiğinizde, bir sanatçı olarak sizin için en önemli ve acil konu nedir?
Sadece bir sanatçı olarak değil, bir insan olarak herkes gibi ben de ne kadar kolay savaşlara girebildiğimiz, şiddetin düzeyi ve merhamet eksikliği konularında endişeleniyorum. Kayıtsızlık beni rahatsız ediyor ve insanlığın her şeyi olduğu gibi kabul etmemesi ve sürekli çözüm araması gerektiğini düşünüyorum.
Büyük Patlama, Fotoğraf: Yair Meyuhas
Bize biraz geçmişinizden ve eğitiminizden bahseder misiniz?
Gençken davulcuydum ve babam bana fotoğrafçılığı öğretti. Daha sonra lisede en temel ve yaptıklarımla ilgili olarak fizik, matematik ve müzik okudum, ardından oyunculuk okulu ve tiyatro çalışmalarına devam ettim. New York'ta St. Ann's Warehouse tiyatrosunda, harika bir eğitim deneyimi olan Puppet Lab (Kuklacılık Laboratuvarı) programının bir parçasıydım. Başka sanatçıların eserlerini görmek, diğer sanatçılarla çalışmak ve işbirliği yapmak harika bir eğitim. Benim için eğitim bir ruh hali, resmi olması gerekmiyor.
Geliştirdiğiniz Puppet Cinema (Kukla Sineması) teatral dilini biraz detaylandırabilir misiniz?
2009 yılında İsrail'de yaratıcı bir deney olarak başlayan şey, kuklacılık, nesne tiyatrosu, film, foley tekniği ve canlı yayın arasındaki diyaloğu keşfetme misyonuna dönüştü. Puppet Cinema, bu tamamlayıcı mediumlar arasında, mutlu bir şekilde bir arada var olabilecekleri ve gelişebilecekleri sanatsal bir sinerji oluşturma arzusundan doğdu. Sinematografik estetiği, belgesel film yapımcısının bakış açısını ve sinema gerçekliğinin klişelerini kullanan Puppet Cinema yapımları, güçlü ve istikrarlı bir şekilde izleyicinin odağını şekillendiriyor. Seyirci, gösterinin gözlerinin önünde yaratıldığı, gerçek ile fantezinin bulanıklaştığı ve bir tür çift görmenin oluştuğu hissine kapılıyor. Ancak hata olmasın; her şey hikâyeyle ilgili.
Büyük Patlama, Fotoğraf: Yair Meyuhas
Performanslarınız çocuklar ve yetişkinler tarafından nasıl karşılanıyor; bu iki seyirci kitlesini karşılaştırabilir misiniz ve hangisini tercih edersiniz?
İzleyicilerin karışık olmasını seviyorum, bence en iyisi bu. Her biri farklı şeyler görüyor, farklı katmanlarla ilişkileniyor ve bir araya geldiklerinde, her bir izleyicinin deneyimi daha dolu oluyor. Performans sırasında biraz konuşma olduğunda bunu umursamamamızın nedeni de bu çünkü bunun deneyimi paylaşmak olduğunu düşünüyoruz.
İstanbul seyircisine özellikle söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Haydi bağlantı kuralım.
Comentários