Art On İstanbul, Parça-Bütün isimli karma sergi ile Galeri programına her sene yenilenecek tematik bir sergi serisi ekliyor. Farklı sanatçıların tekil üretimlerinden yola çıkarak sanat üretimlerinde parça-bütün ilişkisinin nasıl ilkelerle kurulduğunu araştıran sergi için hazırlanan kitapta, yeni üretimlerin yanı sıra sanatçıların eski dönemlerinden yapıtlar da yer alıyor. Ahmet Elhan, Gülsün Karamustafa, Ülgen Semerci, Mithat Şen, Burcu Yağcıoğlu, Ekrem Yalçındağ ve Begüm Yamanlar’ın katılımıyla gerçekleşen sergi, 29 Mart-29 Nisan 2018 tarihleri arasında, Art On İstanbul’da izlenebilir
Ahmet Elhan, Yerüstünden Notlar, 2018, Sanatsal baskı, 50 x 40 cm
Sanat üretiminde neredeyse zorunlu bir ilişki olarak yer alan parça-bütün meselesi, sanatçıların her biri için dönemler ve medyumlar farklılık gösterse de bir ilke olarak benzer karakteristiklerle ortaya konulmuş. Sanat eserinde neredeyse içkin bir bilgi olarak var olan bu ilişki, sanatçının dünya görüşüyle de tutarlı bir çizgi izleyebiliyor.
Gülsün Karamustafa’nın daha önce Europale’de sergilediği Vadedilmiş Resimler serisinden Sunak işi, 11 parçadan oluşan bir bütün fakat parça halinde de satılabiliyor. Herhangi bir parça satıldığında sanatçı, yerine yenisini yapıyor. Bu haliyle sanat eserinin bölünmez kutsiyetini de parçalayabilen Karamustafa, değişebilen, özgür, esnek ve dinamik bir sonsuz kompozisyona olanak tanıyor.
Parçaların bir düzenle değiştiği ve birbirini tamamladığı bir diğer iş, Mithat Şen’in 1996 yılında yaptığı Beden III Seri'si. 12 parçalık bir kartpostal serisi olarak tasarlanan seride, izleyicinin de esere sahip olan ve tamamlayan bir rolü var. Şen’in kendine has şemasını parçalara ayırdığı ve 3 katmanlı renklerle yeniden bütünlediği bu seri, Parça-Bütün sergisi için diasec baskı olarak yeniden üretildi.
Ahmet Elhan’ın kendi üretim süreci için özgürleştirici benzetmesini yaptığı Yerüstünden Notlar serisi, gelişigüzel çekilmiş fotoğraf parçalarının soyut formlar oluşturmak üzere bir araya getirilmesi ile oluşan 12’li kompozisyonlardan oluşuyor. Sanatçının gündelik imge hafızasını boşaltan ve bir anlamda üretim kanallarını temizleyen bu parçalar, desen defteri işlevi görüyor.
Desen ve buluntu imgelerin birleşmesiyle kolajlar oluşturan ve bu kolajların birleştiği kâğıt zeminin boşluğunu da bir parça olarak işlevlendiren Burcu Yağcıoğlu, ilk kez Parça-Bütün sergisinde görülecek eserinde, kilit taşını ve bu birimin, taşıyıcı olmadan bir bütünü ayakta tutabilen yapısını inceliyor.
Begüm Yamanlar, fotoğraf karelerinin ardıl değişikliklerle bir araya gelmesi sonucunda süreçler üzerine oluşturduğu video işlerinde, aslında hiçbir zaman ulaşamayacağımız bir bütünü izleyiciye sezdirmek üzere hareket ediyor.
Kendine has motiflerini tekrar ederek resmini inşa eden Ekrem Yalçındağ ise Parça-Bütün sergisinde ilk kez motifleriyle oluşturduğu Otoportre-1 işini sergiliyor. Parçaların kendisinden ve ait olduğu daha büyük bir bütünden başka bir şeye referans vermediği resimlerinde Yalçındağ, motifin sınırsızlığı ile bütün resimlerinin, kendisinin de dahil olduğu tek bir bütün olduğuna işaret ediyor.
Üretim sürecinde biriktirilmiş buluntu imgeleri, kendi çektiği fotoğrafları, desen ve resimleri bir alfabeye dönüştüren Ülgen Semerci, işlerinde bu alfabeden hareketle adeta kelimeler kuruyor; bazen bu kelimelerin birleşimiyle poliptik cümleler üretiyor. Doğanın sapmalarını ve zamanla dönüştürme prensiplerini üretim sürecine taşıyan sanatçı, sergide yer alan işiyle, fraktallerin parça-bütün yapısından hareketle, resmin parka bütün ilişkisini sorguluyor.
Comments