Barış Acar, Rafet Arslan'ın Reddedilenler Salonu çağrısına yanıt veriyor
Yazı: Barış Acar

Rafet Arslan, Party Gang, 65x50 cm
Rafet'in birkaç gün önce ArtUnlimited'de yayımladığı Reddedilenler Salonu, sanat terörizmi ve konuşulmayanlar yazısını bir açık mektup gibi aldım ve onunla diyaloğa girmeyi görev saydım. Çünkü Rafet konuşur. Konuşmamanın maharet olduğu yerde konuşmayı sürdürür. Konuşmanın karşı-konuşma olduğunu bilir. Habbeza!
“Düşünsenize...” diyor Rafet ki;
"...Kaç sanatçı depresyonda, terapi kuyruklarında, antidepresan ya da madde bağımlılığıyla cebelleşti? Kaç arkadaşımız karaciğerini alkole verdi? Neden bu kadar dikkat dağınıklığı, kaygı bozukluğu, kalp rahatsızlığı şikayetleri var ortamımızda? Hiç düşündünüz mü?"
Rafet’in konuşmasını o ya da bu kuruma karşı değil, topyekün ülkemiz burjuvazisine, onun üretmediği kurumlaşmaya dair alıyorum.
Düşünmediler Rafet ve düşünmeyecekler. İlk olarak düşünmek onların önceliği değil. Düşüncenin izini sürmek bile değil çoğu kez. Piyasa, “düş” gücüyle de “düşünce”yle de ilgili değil. Neyle ilgili olduğunu ve nasıl işlediğini gayet iyi biliyoruz; burada lafı uzatmaya gerek yok.
***
"Güncel sanatın çok fazla kara kutusu var bu yüzden kimse 'elinde kalır' diye ağzını açmak istemiyor."
...diyor Rafet ki, doğru bile olamayacak kadar gerçektir. Türkiye güncel sanatı “elimizde kalır”. Orada sanatçı olmadığı için değil, orada sanata inanç hiç olmadığı için. Muktedir için sanat dekorasyondur. Bizim için dekorasyon suçtur.
***
Sanatçı perspektifinden bakmayı bir an olsun kesmiyor Rafet. Çünkü kaybedecek bir şeyi yok. Geçen sene birlikte kişisel sergisi Happy End'in açılış söyleşisini yaparken, tanımlamalar konusunda keskin olduğumu gören bir izleyici "Rafet avangard mı?" diye sormuştu. "Rafet hiçbir yapıt üretmese bile avangarddır." cevabını vermiştim.
Avangard, kaybedecek bir şeyi olmayandır ya da her seferinde masaya neyi var neyi yoksa hepsini bir seferde süren. Geriye dönüp de hesap yapanı kimse ciddiye almaz bu minvalde. Breton ile Bataille arasındaki çekişmeye bakın, göreceksiniz.

Rafet Arslan, Ütopya, 30x28 cm
***
"Ne bileyim sürekli red alan ve neden reddedildiğini de bilmediği için psikotik bir sürece giren bir sanatçı kendini bir müzenin salonunda yakabilirdi misal. Ya da bir diğeri Unabomber gibi patlangaçlı mektuplar gönderebilirdi kurumlara. Birisi gidip galerileri sabote edebilirdi. Allah korusun."
...ki Rafet, sahneyi görüyor. Hem de onu alevler içinde yanarken görüyor. Kibriti çakmaktan daha tehlikeli olan yangın çıkmadan alevi görendir. Rafet, bu yüzden Beatniktir. Rafet, bu yüzden son sitüasyonisttir.
"Beni de yanlış anlamayın, ben de konu üzerinde düşünürken tahayyül pergelini açıyor ve deyim yerindeyse uçuyorum. J.Swift’in İrlandalı çocukları yemeyi önerdiği Alçakgönüllü bir Öneri ve Thomas de Quincey’in Güzel Sanatların Bir Dalı Olarak Cinayet metinlerindeki sarsıcı kara mizah diline gönderme yapıyorum. Ama sanat dünyasının aktörlerinin Türkiye’nin yaşadığı anlam krizini, sosyo-ekonomik ve psikolojik cinnet halini anlamaktan uzak olduğunu düşünüyorum."
İşte, yangını henüz çıkmadığı varsayılırken görmek bu. Geri adım da bir adımdır.
***
Uzlaşmamak (dissensus) bizim konuşma kipimiz. Dolayısıyla şerhi de düşmek gerek.
"...bir değişim olacaksa bu yeni etik bakış açılarıyla olacak."
...diyerek bitiriyor yazısını Rafet ki, etiği bilip, oraya bel bağlamama ilmini de bilir kendisi. Ranciére'i yineleyerek tekrar söylemiş olalım: Etik politika olmaz. Ahlâka bel bağlayarak politikanın içinin boşaltıldığı bir çağda etik ile politika yükseltmek zurnaya tersten üflemekten öteye gitmez. Muktediri insafa davet bizim işimiz değil.

Rafet Arslan, Yanlış Hayat, 53x47 cm
***
Yazının çağrısı olan Reddedilenler Salonu'nu toplama davetine hiç değinmedim. Rafet'in çağrısı üzerine değil, onun anlamı üzerine konuşmayı yeğlerim.
Reddedilenler Salonu toplanır mı? Toplanır. Kim toplar; işte o soru, salonu bozar. "Aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler," demişti bir Mor Külhani, kendisi örgütlenemeden. Bu, bir.
İkincisi; Rafet, "şiir sokakta"nın Rafeti'dir. Salona sığışmayı niye istesin?
Reddedilenler Salonu'nu reddedenler, bir gün sokağı sanata örgütlemeyi becerecekler. Rafet'le ortak ütopyamız budur.
İçten sevgilerimle kardeşim,
Barış Acar
Comments