Contemporary Istanbul’un yan etkinliği olarak düzenlenen CIF Dialogues için İstanbul’a gelen Michael Benson, Photo London’un kurucu direktörü. Teması Duyarlılıklar olan CIF Dialogues kapsamında konuşan Benson, Contemporary Istanbul, Prix Pictet ve Photo London’un yeni edisyonu ile ilgili görüşlerini Liana Kuyumcuyan'a anlattı
Michael Benson, Fotoğraf: Philip Sinden
18 ve 19 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek olan CIF Dialogues’un misafiri olarak İstanbul’a geliyorsunuz, daha önce İstanbul’u ve Contemporary Istanbul’u ziyaret etmiş miydiniz?
İstanbul’a çok defa geldim. Bir kaç yıl önce Prix Pictet’in Power (Güç) temalı sergisini İstanbul Modern’de sergilemiştik. İstanbul’a yeniden Prix Pictet ile, bu defa Space (Mekân) temasıyla dönüyor olmak güzel. Ancak bu, Contemporary Istanbul ile ilk deneyimim olacak.
Contemporary Istanbul hakkındaki fikirleriniz neler?
Fuar hakkında çok iyi şeyler duydum ve birinci elden deneyimleyebileceğim için çok heyecanlıyım.
Contemporary Istanbul ekibi bu yıl vakfı (CIV) ve bu vakfın programında bulunan CIF Dialogues’u tanıttı. Konferanslar Vanessa Arelle yürütücülüğünde gerçekleşecek. İçerik ve tasarım hakkındaki fikirlerinizi sorabilir miyim?
Bence bu çok heyecan verici bir girişim. Photo London’da deneyimlediğim üzere bu tip girişimlerin, fuarlara çok önemli katkılarda bulunduğunu gördüm. Ziyaretçiler, sanatçıları ve küratörleri direkt olarak dinlemek konusunda çok hevesliler. Bu perspektiften bakıldığında, CIF Dialogues programının iyi tasarlanmış olduğu görülüyor.
CIF Dialogues’un bu yılki teması Duyarlılıklar olarak açıklandı. Siz bu etkinlikte hangi bağlamda yer alacaksınız?
Ben sanatsal duyarlılıklar ile kuvvetli hikâye-anlatıcılığının bir arada ele alınmasının önemi üzerine konuşacağım. Örneğin Prix Pictet, bu her iki konuda fotoğrafın rolünü ön plana çıkarmayı amaçlıyor.
Özellikle son yıllarda dünyanın her köşesinden fırlamakta olan sanat fuarları hakkında ne düşünüyorsunuz? Birini diğerinden nasıl ayırt ediyorsunuz?
Evet, herkes çok fazla fuar olduğundan bahsediyor ve her yıl da yenileriyle karşılaşmaya devam ediyoruz. Önde gelen satıcılarımızdan biri bu fuarlar için “gerekli şeytanlar” diyor, kulağa biraz kaba gelebilir ama ne söylemek istediğini anlayabiliyorum. Hepsini birbirinden ayırt etmek biraz zorlayıcı ama yine de koleksiyonerlerin bu fuarları düzenlemesini zararlı bulmuyorum.
Sanat eseri satın alıyor musunuz ve nereden almayı tercih ediyorsunuz?
Evet, ben genellikle galerilerden veya sanatçının kendisinden alıyorum. Photo London’ın yeni edisyonu Mayıs 2019’da gerçekleşecek.
Fuarı Fariba Farshad ile organize ediyorsunuz. Photo London’ı nasıl planladığınızı ve organize ettiğinizi merak ediyorum.
Uzun yıllar birlikte çalıştığımız için çok başarılı yöntemler geliştirdiğimizi söyleyebilirim. Photo London’a başlamadan önce 10 yıl Candlestar’ı birlikte yürüttük. Fuarın her edisyonu bizim için yeni bir proje gibi; planlamaya yazdan başlıyoruz, sonbahar ve kışta da yavaş yavaş parçalar birbirine bağlanmaya başlıyor. Bu fuar bizi her yıl yeniden canlandıran bir süreç olarak işliyor.
Fariba Farshad ile bir fotoğraf festivali yapma fikri nasıl gelişti?
Londra’nın dünya çapında önemi olacak bir fotoğraf fuarına ihtiyacı olduğuna inanıyorduk. Maja Hoffman, FT ve Pictet Grup’un yardımlarıyla bir tane yaratmaya karar verdik. Şunu mutlulukla söyleyebilirim ki; bütün dünyadan satıcılar da koleksiyonerler de bizimle hemfikir oldular ve şimdi Photo London, uluslararası sanat camiasının takviminde değişmez bir yer aldı.
Geçtiğimiz yıl gerçekleşen fuara ilgi nasıldı?
Her açıdan çok güçlüydü!
Photo London’ın gelecek yılki edisyonu için planlar neler? Sergi mekânı ve sanatçı seçimi üzerine çalışmaya başladınız mı?
Planlama ve geliştirme konusunda daha çok başlardayız. Photo London 2019 edisyonunun şimdiye kadarki en başarılı edisyon olması için çalışıyoruz.
Fuarın tanıtımı için fikirler gelişmeye başladı mı?
Koleksiyonerlerimiz ve satıcılarımızın onca teşvikine rağmen hâlâ bir şey ayarlamadık.
Prix Pictet’in yeni edisyonunun temasını Hope (Umut) olarak açıkladınız. Orta Doğu’daki savaşların ve mülteci krizlerinin olduğu bir dönemde olduğumuzu düşünerek hassas bir tema seçtiğinizi düşünüyorum. Bu fikir nasıl gelişti?
Temanın karar verilişi aylar süren toplantılar sonucunda ortaya çıkıyor, tabii ayrıca Pictet Bankası ortaklarının da onayı gerekiyor. Kısaca özetlemem gerekirse, bu tip bir pozitif temanın bizleri iyi hissettireceğini düşündük.
Yeni edisyon için başvurular gelmeye başladı mı? Jüriye karar verme aşamasında hangi noktadasınız?
Evet başvurular geliyor. Jüri, Sir David King yürütücülüğünde seçilecek ve sonbaharda açıklanacak.
Prix Pictet’in şimdiye kadar yedi edisyonu düzenlendi. Bugünden bakınca -bütün başvuruları ve kazananları düşünerek- favoriniz olan bir yıl ve tema var mı?
Sanırım ilk edisyonumuz -yani Water (Su) temalı olan- çünkü o zaman daha yeni başlamış olmanın heyecanı vardı. Ancak söyleyebilirim ki bu yılın teması Hope (Umut) daha şimdiden en güçlü edisyon olacağının sinyallerini veriyor.
Comments