top of page
Yazarın fotoğrafıUnlimited

Saré'nin İnsanlık Komedyası Galeri 77’de


Galeri 77, 10 Eylül-10 Ekim tarihleri arasında Evgenia Sarkissian’ın (Saré) İnsanlık Komedyası (Human Comedy) isimli kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. İsmini Balzac’ın ünlü roman serisi İnsanlık Komedyası’ndan alan sergi, sanatçının 2015-2019 yılları arasında ürettiği tablolarından bir seçki sunuyor


Evgenia Sarkissian (Saré), Vol, 2019


Eserlerinde rüya ile gerçek arasında gidip gelen, şaşırtıcı ve bir o kadar da cezbedici masalsı bir dünyanın kapılarını aralayarak arka planında herhangi bir beton ve kent manzarasının olmadığı tanımsız ama tamamen şiirsel kompozisyonlar sunan sanatçı, izleyici olarak bizlerin hazzı için özgürce uçan dizginsiz bir hayal gücünü serbest bırakıyor. Erivan doğumlu, Paris’te yaşayan ve üreten sanatçının Türkiye’deki ilk kişisel sergisi olma özelliğini taşıyan bu seçkide, Saré’nin kendine özgü imgelem dünyasından gelen fantastik karakterleri, İnsanlık Komedyası’nın aktör ve aktrisleri, bizlerle iğneleyici bir diyaloğa girerken hangi dünyanın daha absürt olduğunu sorgulamamızı sağlıyor. Her biri farklı sahne kurgusuna sahip bu resimler sanki tek bir bütünün parçalarını oluştururken, sanatçının seriler halinde çalışması duyumsal çeşitlilikte estetik bir birlik meydana getirir ve ahenkli bir pastel renk paletine sadık kalması resimlerin farklı kombinasyonlarla bir araya gelmesine ve başka hikâyeler anlatmasına olanak tanır.

 

Resim yapmak için tek motivasyonum resmetme sürecinden aldığım haz. Tatlı, güzel, şık ve hepsinden öte çok insan olan karakterlerimle iyi hissediyorum. Her zaman çalışıyorum, elimde bir fırça ya da kalem olmasa da her bakış, her hareket, her söz, gelen geçenler, etrafımdaki her şey hazinemi oluşturuyor. Karakterlerimi arındırıyorum, hasetliği, tatsızlığı, gündelik güçlüklerin gri perdesini uzaklaştırıyorum ve resimlerimin içinde hayatlarına dinginlik ve mutlulukla devam edebiliyorlar.” Saré

 

Evgenia Sarkissian (Saré), Chez Le Photographe, 2016


Saré’nin yapıtları tarihselliği reddetmekle birlikte Rönesans ve Barok portre geleneğinin günümüze kadar uzanan tarihiyle ilişki içindedir. Akıl Çağı adı verilen dönemin gerçekçi veya konusunu yücelten portreleri yerine Saré’nin sanatsal dili ironik bir eleştirellik taşıması bakımından grotesk ve karnavalesk üsluba yakındır. Sanki bu tekli ya da grup portrelerinde François Rabelais’nin Gargantua ve Pantagruel’i gibi fantastik, mizah dolu ve absürt bir dünyanın rasyonel olmayan, akıl dışı kahkahası yankılanır. Halbuki bu deli gülüşü, aldatıcı görünüşlerden arındırılmamış insanlık dışı durumun, katlanmak zorunda kaldığımız insanlık hallerinin parodisi karşısındaki anlamsız tepkiden başka bir şey değildir. Böylece grotesk üslubun birtakım örneklerinden ayrılarak kendi tekilliğini vurgular. Yaşlı Pieter Brueghel’in savaş ve felaketleri tasvir eden grotesk gerçekçiliğinden, Guiseppe Arcimboldo’nun soyluları eğlendiren alegorilerinden farklı olarak insanın toplumla ve çevresiyle kurduğu karmaşık ilişkilerin yarattığı ruh halleridir karşımızdaki portreler. Hieronymus Bosch’un iblislerine, Francisco Goya’nın caprichos serisinin ürküntü veren karakterlerine benzemelerine rağmen bu tuhaf, anonim tipler ne iyi ne de kötüdürler. Sanki opera-komik ya da teatral bir performansa hazırlanmaktadırlar. Bize sevimli görünmek için eldiven, maske ve şapka gibi birtakım şatafatlı aksesuarlarla süslenmişlerdir. Nadire kabinelerinden çıkmış doğa mucizelerini andıran egzotik-fantastik hayvanlar onlara eşlik eder. Bize doğru poz verdiklerinde ya da kendi aralarında birtakım oyunlar oynadıklarında onlarla kurduğumuz ilişkiye göre bir taraftan toplumu yansıtma diğer taraftan bakanla özdeşleşme potansiyeli taşırlar. Karakterlerin soğuk, sinik ve küçümseyici bakışlarına sıcakkanlı ve komik tavırlarının eşlik etmesi izleyiciye gizemli bir yalnızlık hissi verir.


Saré’nin tablolarına baktığınızda “bu resim sadece benim için yapılmış” duygusuna kapılır ve bu görsel hazzı sanki sizden başkası tadamayacak gibi hissedebilirsiniz. Pastel renkler ve karakterlerin absürtlüğü arasındaki tezatlık izleyiciyi tekinsiz bir duygulanıma sürüklerken bu hınzır tiplerin ardındaki mizah öğesi açığa çıkar. Buradaki mizah eleştireldir ve herhangi bir tabuya saygı duymaz. Üstelik yeni tabuların oluşmasını engelleyerek varoluş tragedyasında bizlere dayanma gücü verir. Böylece insanların, hayvanların ve doğanın gerçekliğinin hatta tüm gerçekliklerin üstündeki hakikatin imgelem yoluyla görülebildiğini hatırlatır. Artık bu insanlık komedyası karşısında tıpkı ürkütülmekten hoşlanan çocuklar gibi tablolara bakan bizlere insanlıktan geriye kalanın sırrını çözmek düşer.


Galeri 77’nin Karaköy’deki mekânında 10 Ekim tarihine kadar ziyaret edilebilecek olan Saré’nin İnsanlık Komedyası isimli Türkiye’deki bu ilk kişisel sergisi, bizleri tamamen grotesk ve çocukluğumuzdaki masal çizimlerini ya da bazı Orta çağ karikatürlerini hatırlatan alışılmadık, farklı bir evreni keşfetmeye çağırıyor. Karakterlerin biraz dalgın, biraz da melankolik bir bakışla, kibar elbiseleri, narin el ve ayaklarıyla büyüleyici göründüğü masalsı bu evrende sanatçı sevimli minik deliliğiyle bizimkine şaşırtıcı derecede benzeyen gerginliği ve neşeyi paralel bir insanlıkta anlatıyor.


Galeri 77, İstanbul dışında bulunan sanatseverleri de düşünerek sergiyi eş zamanlı olarak çevrim içi ortamlardan da izleyicileri ile buluşturuyor. Bu amaçla; sergiye dair üç boyutlu sanal tur, çeşitli video ve paylaşımları Galeri 77 sosyal medya hesapları ve İnternet sitesi üzerinden takip edebilirsiniz.

Comments


bottom of page