Tüm tasarım serüvenini tek bir malzemeye odaklayan insanlar var: Sadece cam, kağıt, tekstil ya da beton üzerine yoğunlaşıp tüm tasarımlarını bu malzeme ile gerçekleştiriyorlar. Alessandro Ciffo da tek malzemeye yoğunlaşarak çalışan tasarımcılardan biri. Özlem Yalım, İtalyan tasarımcıyla çalıştığı silikon malzemesi ve pratiğinin diğer detayları üzerine konuştu
☕️ 5 dakikalık okuma
Alessandro Ciffo
Ülkemizde pek tanınmayan Alessandro Ciffo tek malzemeye yoğunlaşarak çalışan tasarımcılar biri. Milano’ya yaklaşık bir saat mesafedeki atölyesinde tüm zamanını tek bir malzeme ile geçiriyor: Silikon. İtalyan tasarımcı, silikon malzemesinin limitlerini zorlayan ve onunla mucizeler yaratan bir isim. Bana göre silikonun maestrosu!
Milano’daki buluşmamız için aslında bu silikon laboratuvarını yakından görmeyi istiyordum ama planlar değişti ve kendimi Via Melzo’da yer alan Kampai isimli bir restoranda buldum.
Bu mekânın sıradan bir seçim olmadığını, masamız galeri sahipleri ve mimar dostlarla dolup, silikon tabaklarda Japon lezzetleri bir bir sunulmaya başladığında anladım. En güzel sohbetler kalabalık yemek masalarında gerçekleşir; bizimkisi de öyle oldu.
Daha önce sana “tasarımcı mısın yoksa sanatçı mı?” diye sormuştum. Hâlâ aynı ikilem üzerinden bir tartışmanın geçerli olduğunu görüyorum. Alessandro Ciffo nedir?
Hem tasarımcı, hem sanatçı ama daha çok bir araştırmacı. Ben kendime “emekçi” demeyi de seviyorum.
Neden silikon?
Aslında biraz rastlantısal bir karşılaşma oldu bizimkisi. 1998 yılında Cracking Group ile çalışmıştım. Benden bazı objeleri geliştirmem istendi. O sırada tanıştık silikonla. İlk bakışta aşk gibi bir durum oldu. Sonra duygularımı en iyi ifade edebildiğim materyal olarak oldukça içselleştirdim silikonu. Bana göre geleceğin plastiği silikondu. Bugünlerde gördüğü ilgiden de haklı olduğumu anlayabiliyorum.
Yalnız mı çalışıyorsun? Soruyorum çünkü bazı objelerin çok büyük ebatlı, sanırım bir ekip işi gerekiyor?
Elbette tasarımlarımı yarattığım anlarda yalnız ve içime kapanık oluyorum. Yaratıcılık anı her zaman bulunu gerektiriyor. Üretim aşamasına geçtiğimizde ise tam ve güçlü bir ekip çalışması sergiliyoruz. (Sohbetimiz sırasında her biri birbirinden ilginç silikon tabaklarda, Japon zarafeti ile yiyecekler geliyor ama Ciffo bana tabakları hakkında konuşmak yerine yemekleri anlatıyor, hangilerini mutlaka tatmam gerektiğini gösteriyor!)
Bugüne kadar, bu tabakların haricinde, silikondan neler ürettin?
Kendimi hiçbir alanda sınırlı tutmadım. Canım ne istediyse onu hayata geçirmek üzere yola koyuldum. Vazolar, -senin de çok iyi bildiğin- aydınlatmalar, hatta masa örtüsü bile ürettim. Objeler dünyası çok çeşitli, bunların yanında çerçeveler, mobilyalar, halılar, koltuklar ve tabii bu tabaklar ilk aklıma gelenler... Bunlar, kimileri tarafından tasarım olarak görülüyor. Bazen de sanat olarak adlandırılabilecek nesneler üretiyorum. Yerleştirmeler ve mekân düzenlemeleri yapıyorum.
Silikonun etkileşime girdiğinde ya da birlikte kullanıldığında farklı bir algı yarattığı başka bir malzeme var mı?
Üretimlerimde başka materyaller kullanmayı pek tercih etmiyorum ama tabii ayna veya aydınlatma tasarladığında durum değişiyor. Işıkla silikon başka bir duygu verebiliyor; ışık zaten tüm malzemelerin doğasını değiştiren bir faktör. Silikon özünde şekilden şekle girebilen bir yapı. Oldukça esnek ve oyuncu. Bir anda cam gibi transparan olabilirken, renklerle geçirgenliğini de kaybedebiliyor.
Ürettiklerinle kimler ilgileniyor? Projelerin neler?
Geçmişteki en önemli işbirliğim Sanırım Dilmos ile olandı. Burada silikonla çalışmayı sürekli gelişim halinde sürdürdüm. Her hafta yepyeni bir şeyi üreterek, iş akışının hiç durmadığı ve sürekli evrildiği bir süreç geçirdim. 90’lı yıllardan itibaren tasarım dünyasının en avangard havasını burada kokladım.
Gastronomi alanında da işbirliklerin var..
Evet. Matias Perdomo, Simon ve Thomas gibi şeflerle olan deneyimlerimin önemi büyüktür. Onlarla çeşitli projelerde gastronomi de silikon kullanımının sınırlarını zorluyoruz.
Bu malzemeye nasıl hükmediyorsun? Biraz üretim sürecini anlatabilir misin? Silikon ile çalışmanın en zorlayıcı kısmı nedir?
Genellikle kafamda çok net bir fikir olmuyor en başlarda. Ona hükmetmek değil de güveniyorum diyelim. Her zaman malzeme olarak silikondan yoluma başlıyorum. Yaratıcılık gibi zor bir süreçte malzemeyi doğru okursanız size doğru bir rehber olabiliyor ve hiç beklemediğiniz yerlere götürebiliyor.
Bu durumda silikon senin maestron oluyor! Biraz da renklerden bahsedelim mi? Senin nesnelerinde benim en çok ilgimi çeken kullandığın renkler. Çalışmalarında renkleri cesurca ve başarılı bir biçimde kullanıyorsun.
Teşekkürler, bu söylediklerin için. Biliyor musun? Silikon ile çalışmaya ilk başladığımda renk kullanacağımda bana bu malzeme ile renk kullanılamayacağını söylemişlerdi! Ama sonuç ortada. Renk konusunda net bir cevabım yok aslında. Renklerle müthiş bir daimi deney içinde kendini kaybedebiliyorum. Diğer yandan siyah ve beyaz da başlı başına mükemmel bir sentez bana göre.
Baştaki soruma biraz daha derinleşmek istiyorum. Neden silikon? Arkasında bir felsefe, söylemek istediğin bir söz var mı?
Ara sıra düzenlediğim eğitimler var; bunlardan sonuncusu Murano 5.0 isimli bir etkinlikti. Burada silikona camın yüzyıllar içinde emekle kazanmış olduğu asaleti yansıtmaya çalıştım. Bir malzeme olarak camın kadim kültürü ile geleceğin malzemesi silikon arasında bir köprü kurmayı amaçladım. Pek felsefe olarak nitelendirilmese de amacım silikonu daha değerli bir konuma getirmek, daha eşsiz ve zamansız eserlerin yapımında kullanılmasına vesile olmak. Doğru kullanım tüm malzemeleri daha ekolojik ve tüm objeleri daha etik hale getirebiliyor. Çalışmalarımda çoğunlukla bunu anlatmaya çalışıyorum.
Comments