6 Şubat'ta başlayan Sharjah Bienali 16: to carry (SB16), 200'e yakın sanatçının 200'den fazla sipariş edilmiş yapıt da dahil olmak üzere 650'den fazla eserini sergiliyor. Küratörlüğünü Alia Swastika, Amal Khalaf, Megan Tamati-Quennell, Natasha Ginwala ve Zeynep Öz'ün üstlendiği bienal, çok sesli ve açık uçlu bir önerme olan taşımak başlığı altında toplanıyor. Neyin taşınacağı ve nasıl taşınacağı gibi sürekli genişleyen soruları araştıran SB16, beş küratörün farklı oluşumları ve konumlarının yanı sıra bir araya getirdikleri rezonanslar kümesiyle karşılaşmak için bir davet niteliği taşıyor
Yazı: Lexy Funk

Mahmoud Khaled, Pool of Perspectives–2030, 2025. Fotoğraf: Motaz Mawid
Körlüğün ışığında bakışları, sağırlığın üstesinden gelmek için sesleri taşımak. Bu yılki Sharjah Bienali'nin beş küratöründen biri olan Zeynep Öz ile üç yıl önce İstanbul'da tanıştım. Buluşmamıza ikimiz de Derrida'nın Politics of Friendship kitabını getirmiştik. Sonrasında beni, "taşımak" (to carry) kavramının farklı anlamları üzerine kurgulanan bienalin küratörlüğünü yapmak üzere küratör arkadaşları Alia Swastika, Amal Khalaf, Natasha Ginwala ve Megan Tamati-Quennell ile birlikte editörlüğünü yaptığı sanatçı kitapları, hikâyeler ve eleştirilerden oluşan Yaz Yayınları'na katılmaya davet etti. 6 Şubat'ta, New York'tan güncel siyasetin kaygısını, militarizmin sertliğini ve sağ popülizmin yükselişini yanımda taşıyarak gelmiştim. Buna karşın, Sharjah Sanat Vakfı'nın küratörü Hoor Al-Quasimi'nin müzenin beyaz duvarları arasında yaptığı açılış konuşması, sanatsal seslerin çoğulluğuna ve mülksüzleştirilenlerin onurlandırılmasına çağrı yapıyordu. Bu cömertlik ruhu, Sharjah'ın çeşitli müzelerinde ve dönüştürülmüş mekânlarında 650'den fazla sanat eserine, 200 katılımcıya ve 200 yeni komisyona yayılan küratöryel ve sanatsal çok sesliliğe katkıda bulunuyordu.
Solda: Hugh Hayden, Brier Patch, 2022. Sanatçının ve Lisson Gallery, New York'un izniyle. Fotoğraf: Danko Stjepanovic
Çoğunluğu küresel Güney'den gelen üretimlerden oluşan ve to carry anlatısını şekillendiren bu orkestraya hakkını nasıl verebilirim? Küratörler, güncel çalışmalarını -Tayland'da feminist bir sanatçı değişimi olan Womanifesto ve Sırp belgeselci Mila Turajlic, Güney Asyalı koreograf Chandraleka ve Cholanmandal Sanatçı Köyü'nün kurucusu sanatçı Viswanadhan'ın Bağlantısızlık Hareketi'nin tarihsel arşivleri gibi tarihi sanat kolektifleri ve hareketleri zemininde inşa ettiler. Ancak daha da önemlisi, eserlerin sesleriyle taşınıp yankılandığı Bienal’i görme yetisini kaybettikten sonra çalışmalarını tamamen linol baskı üzerine gerçekleştirmiş Bahreynli merhum sanatçı Nasser Al Yousif’in dinlemesine izin vermeyi önerebilirim. Böylelikle, Nasser Al Yousif’in yuvarlak hatlı balıkçıları ve köylüleri, Stephanie Comilang'ın çağdaş inci üretimi görüntülerini 20 feet yüksekliğinde boncuklardan oluşan bir duvara yansıttığı In Search for Life II adlı videosuna seslenir. Liu Chung'un bilimkurgu videosu Lithium Lake and Island of Polyphone 1 günümüzü sorgular.

En etkilisi, Navajo sanatçı ve besteci Raven Chanon, Al Maden'in başarısız konut projesindeki Bedevi topluluğuna ses vermesidir. Hoparlörler, kumla gömülü evlerden yankılanan ve terk edilmiş yapılar boyunca süzülen şu sözleri iletir:
Vinegar has received the ovation.
Nature has its’ swag
All painful wounds do heal.
You have the spirit of wounds.
Anxiety is a cure.
You have a tent spirit.
Having a coffee. [1]
Tabiatın bu ağıtı, Zeynep Öz'ün sanatçı ve yazar Fatma Belkıs ile birlikte hazırladıkları Shedding adlı yayınlarından ilhamla terk edilen bir hurma çiftliğinde hayata geçen The Farm'daki ses peyzajı düzenlemesinde yankılanıyor. Burada özellikle Hauptmeier-Recker’in Palms of Speculative Memory adlı eserlerini dışarıya duyuran metal direkler ile Sand Chamoun’un, yenilenmenin yankılarını taşıyan çukuru dikkat çekiyor.
Solda: Hauptmeier-Recker’in Palms of Speculative Memory
Sağda: Sandy Chamoun, The Hole
Bu sefer başka bir mekân, okulda ise, Susanne Lacy'nin tarihî eseri The Circle and the Square'deki (2015-2017) literal korolar, Sufi müziği ile Shape Note koro müziğini birbirinin üzerine taşıyıp, örtüştürüyor. Bu edebi eser yok olan tekstil endüstrisi ile yeni göçmen toplulukların kabulünü hareketli ezgilerde iç içe geçirirken, yine okulda, Dilek Winchester’ın Choreographies of the Unreal adlı çalışmasında konuşmayı metne çeviren bir projeksiyon, bir tap dansçısının kesik kesik vuruşlarını yatay hareket eden hat sanatı metniyle buluşturuyor. Sanatçı Bint Mbarek’in heykel ve ses yerleştirmesi What’s Left ise plastik askerler ve düşen misketlerle dolu bir su tankını, hoparlörlerden yükselen solcu şarkılarla titretiyor. Ortaya çıkan etki, Winchester’ın eseri kadar sarsıcı ve kesik kesik.
Suzanne Lacy, The Circle and The Square, 2015–2017. Fotoğraf: Shanavas Jamaluddin
Bu binlerce ses coşku vermeyi ya da yeniden canlandırmayı başaramazsa, kullanılmayan kapalı sebze pazarının geçici mekânındaki çalışmalar Afganistan'da terk edilmiş Sovyet ve ABD askeri üslerinin arta kalan çöplerini taşımaya devam ediyor. Sanatçı Aziz Hazara’nın heykel ve video yerleştirmesi I Love Bagram, istilacı imparatorlukların harabelerinde dolaşan elektronik atıkların döngüsel sızıntısını belgeliyor. Üç farklı eser daha teknoloji ve tarihi bir araya getiriyor: Vladen Joler’in, Kate Crawford ile birlikte yaptığı bilgisayar animasyonu New Extractivism: An Assemblage of Concepts and Allegories'te, bir figür konik bir küre üzerinde zıplarken, neredeyse robotik bir ses Platon’un mağara alegorisini ve gözetim sermayesinin özneleri olarak katılımımızı anlatıyor. Mahmoud Khaled’in Pool of Perspectives 2030 adlı yerleştirmesinde, CGI teknolojisi ile tasarlanmış anıtsal sivil yapılar seramik karolar üzerine resmediliyor. Uzaklaşan şehir sahnesinin abartılı perspektifi ise Şarika'nın Portekiz sömürge geçmişini çağrıştırıyor. Son olarak, Sarah Abu Abdallah'ın oyunbaz mavi parşömeni You Ask, We Answer, rizomatik anılar oluşturan metin baloncuklarıyla müze salonunun etrafında rüzgâr gibi süzülerek dolaşıyor. Sanatçının dünyasına ait kesitler ve ekrana yansıyan etkileşimler, kişisel bir anlatıyı hem eğlenceli hem de davetkâr parçalara ayırıyor.

New York’a döndüğümde, bana eşlik eden haberler gittikçe artan güvensizlik ve karmaşayı işaret ederken, to carry’nin/bienalin çok sesli mekânları aklımda yankılanmaya devam ediyor. Bu sanatçı topluluğunun siyasi bir etkisi olacak mı? Bana kalırsa bu yanlış bir soru. Cécile Evan'ın distopik heykeli fantastik bir arka plan sunuyor. Birleşmiş Milletler Meclisi'nin maketleri dört adaya bölünmüş; terk edilmiş bir şehir manzarasının üzerinde yükselen minyatür koltuk sıraları boş kalmış. Evans, Ad Hoc Order (2025) adlı eserinde, tüm kişisel verilerin silindiği bir ekolojik felaketi öneriyor. CIA’in 1997’deki küresel eğilim tahmini basitçe bir duvar halısına dokunmuş durumda.
Peki ya Sharjah Bienali'yle ilgili anım? Akşam yemeğinde Bahreynli sanatçı Mariam M. Alnoaimi’nin yanında oturdum. Onun düşünceli videosu The Water that Asked for a Fish'te, ateşe verilen palmiye yapraklarını ve göz kalemiyle işaretlenmiş balıkları görmüştüm. Mariam bana yürüyüşü içeren bu sanat çalışmasından bahsetti. Suların çekildiği anlarda, sanat izleyicilerini balıkçılık uygulamalarını tartışmaya ve kullandıkları aletleri göstermeye balıkçılara giden patikalara götürüyor. Ben de gözlerimi kapatıyorum ve beni başka diyarlara taşıyıp götürecek kuşların seslerini dinliyorum.
Comments