Ülkemizi sarsan 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçti. Geleceği inşa ederken yaşadıklarımızı unutmamak amacıyla ve 6 Şubat depremlerinin birinci yıl dönümü vesilesiyle başlattığımız röportaj serimizin ikinci konuğu Ulaş Bayraktar
Röportaj: Eda Emirdağ
Ulaş Bayraktar
Depremin acil ihtiyaçlarına yönelik hareket eden ve insani yardım konusunda da kendi inisiyatifi ile davranan Kültürhane Mersin, bir topluluk haline gelmesine rağmen ihtiyaçları ve önerileri artarak devam ediyor. Sayısız etkinlikler yapan ve kendini “umut bostanı’’ olarak da tanımlayan Kültürhane Mersin’den Ulaş Bayraktar sorularımızı cevapladı.
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
Kültürhane Mersin nedir, ne zaman kuruldu, ne yapar?
Kültürhane 2017’de kafe-kütüphane olarak kuruldu. En başından itibaren kafe ve teras kısmını kültür ve sanat etkinlikleri için açık bir kamusal alan, buluşma mekânı olarak kullanmaya başladı. Geçen zaman zarfında binlerce etkinlik sayesinde kentin her kesiminden misafirler ağırlayarak, yavaş yavaş Kültürhane odaklı bir topluluğun oluşmasını sağladı. Kültürhane Takımyıldızı dediğimiz bu topluluk Kültürhane’nin işleyişi, proje ve etkinliklerinde söz sahibi bir mekanizmaya evrildi. Bu yılın başında Yenişehir’deki mekanından ayrılan Kültürhane Mersin’in diğer bir ilçesi olan Mezitli’de etkinliklerini sürdürüyor.
6 Şubat depremleri sonrasında aktif olarak bir hub haline gelen Kültürhane Mersin, aciliyet zamanında ve sonrasında neler yaptı?
Depremin şiddetinin anlaşılması ile Takımyıldızı aynı gün acil olarak Kültürhane’de toplandı ve neler yapılabileceğini konuşmaya başladı. Hemen kendi katkılarımızla bir fon oluşturulmasına karar verildi ve Hatay Samandağ, Defne ve Antakyalı topluluk üyelerinden aldığımız bilgiler ışığında ilk yardımlar temin edilerek, arkadaşlarla bölgeye iletildi.
1999 depremlerinde de sahada aktif olarak çalışmış arkadaşların deneyimleri ışığında yaşanacak sorunları önceden kestirerek içeriği, muhatabı ve aracısı belli olmayan hiçbir yardımı göndermeme kararı alındı. Bu şekilde bölgeye her giden araçla epey bir malzeme ilettik ama sosyal medyadan buna dair hiçbir paylaşım yapmadık. Yine de dostlarımız, bizi bilenler, adımızı duyanlardan yoğun bir şekilde telefonlar almaya başladık. Kamuya dair güvensizlik, devletin müdahaleleri ve bölgeyle iletişimin zorluğu sebebiyle bir anda insanların destek vermek istediği bir topluluk olduk.
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
Depremin dördüncü gününe geldiğimizde bölgeye yönelik yardım akışı iyiden iyiye kaotikleşmişti. Yardımlara el koyuluyor, ihtiyaç sahiplerine ulaşılamıyordu. Aynı esnada Mersin’e sığınan depremzedeler de artık iyiden iyiye görünür hale gelmeye başlamıştı. Sokaklarda yalınayak, pijamaları ile dolaşan depremzedeler görmeye ve devamlı yardım talepleri almaya başlamıştık. O günlerde kamu ve sivil örgütlerin tüm dikkati deprem bölgesi olduğu için onların ihtiyaçları pek gündeme gelmiyordu. Durumun aciliyetini fark eder etmez, yine Takımyıldızının kararı ile tüm emek ve dikkatimizi Mersin’e sığınanlar üzerine yoğunlaştırmaya karar verdik.
Fakat bir yandan da Kültürhane’nin bir yardım noktası olarak görülmeye başlanmasını istemiyorduk. O yüzden mecbur kalmadıkça Kültürhane’den yardım dağıtmadık. İhtiyaç sahiplerini tespit edip, onlara araçlarımızla yardımları ilettik. Giysi, yiyecek ve hijyen malzemesi dağıttık. Kalacak yer bulmalarına yardımcı olmaya çalıştık. Bu işler için topluluk kendi içinde hızla bir görev dağılımına gitti. Bir grup ihtiyaçları tespit ve tedarik ediyordu. Araç sahipleri bunların dağıtımını üstleniyordu. Diğer bir grup da sığınacak yer konusunda ihtiyaç sahibi olanlar ile imkanları buluşturmaya çalışıyordu. En büyük avantajımız herhangi bir bürokratik karar ve işleyiş şartına tabi olmadığımız için hızlıca karar verip, ihtiyaçlara göre anında örgütlenebiliyor olmamız oldu.
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
"Bölgedeki ve Mersin’deki depremzede sanatçılara destek vermek de diğer bir niyetimizdi."
İş birliği ve dayanışma konusunda kimlerle çalışabildiniz ve ne yapmak isterdiniz?
Sürecin başında aslında topluluk dışından bir yardım talebimiz ya da beklentimiz olmadı. Bizi bilenler ve duyanların destekleri ile aslında bizim kapasitemizi fersah fersah aşan bir yardıma aracı olmuş olduk. Sonrasında Sivil Toplum Destek Vakfı’nın acil yardım hibesini aldık ve onunla yardım paketleri oluşturup dağıttık. Tutuklu bir arkadaşımızın dostları ona doğum günü hediyesi yapmak yerine bir kaynak yarattılar. Onu da hijyen paketi olarak dağıttık. Deprem öncesinde tasarlamaya başladığımız Mahalle Kültür Mecrası’nın önemi deprem sırasında iyice ortaya çıktığı için ona yoğunlaştık. Sivil Toplum Destekleme Vakfı, Fransız Vakfı, Culture Civic, SAHA Derneği, Amerika Türk Araştırmaları Enstitüsü gibi kurumların desteği ile alan için gerekli finansmanı bulduk, imalatı tamamladık ama ne yazık ki yerel yönetimlerin vaatlerine sadık kalmamaları sebebiyle henüz tesisi kuracak sahayı bulamadık.
Alanı hayata geçirebilseydik deprem bölgesindeki kuruluşları bir araya getirmeyi, aralarındaki eşgüdümü kuvvetlendirmeyi arzuluyorduk. Bölgedeki ve Mersin’deki depremzede sanatçılara destek vermek de diğer bir niyetimizdi. Alan tahsisi olmadığı için henüz bunları başaramadık.
"En önemli ihtiyacın, alanda aktif kuruluşların kendi aralarında, depremzedelerle ve bölge dışı aktörlerle olan iletişimi güçlendirici mekanizmaların kurulması olduğuna inanıyoruz."
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
Alanda daha etkin olabilmeniz için neler önerirsiniz, ne gibi ihtiyaçlarınız var?
Sadece bizim değil, alanda bir şeyler yapmak isteyen tüm kuruluşların öncelikli ihtiyacının bilgi olduğunu düşünüyorum. Bizler gibi kuruluşların kendi aralarında eşgüdüm ve iletişim kanallarının yokluğu ya da zayıflığı, etkinlik kapasitemizde önemli bir eksiklik yaratıyor. Birbirimizden yeteri kadar haberdar olmadığımız için bazı şeylerde tekrara düşüyoruz, emeklerimizi boşa harcıyoruz. Önceliklerin belirlenmesi de bu açıdan zorlaşabiliyor. Desteğe ihtiyaç duyulan kesim ve alanların tespitinden de zorluklar yaşanabiliyor. Bu sebeple en önemli ihtiyacın alanda aktif kuruluşların kendi arasında, depremzedelerle ve bölge dışı aktörlerle olan iletişimi güçlendirici mekanizmaların kurulması olduğuna inanıyoruz.
"Düğün salonu vesilesiyle alternatif bir örgütlenme deneyimi geliştirebiliriz diye düşünüyoruz."
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
Gelecek hayaliniz ve projelerinizden de bahseder misiniz?
Kültürhane’nin açıldığından beri hayalimiz bir düğün salonu açmak. Bir kafe ne yazık ki arzu ettiğimiz sosyokültürel çalışmaların hepsini gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duyduğumuz kaynağı sunmakta yetersiz kalıyor. Oysa düğün salonundan elde edilecek gelir, bağımsız bir kültür merkezini yaşatacak kaynağı sağlayabilir. Yukarıda düğün, nişan, sünnet aşağıda sergi, temsil, konser ve atölye gibi bir işleyişin hayalini kuruyoruz. Düğün salonu hizmetlerini de kooperatif olarak örgütleyebilsek, şekerini, fotoğrafını, müziğini, pastasını, yemeğini kooperatif ortakları olarak sunsak düğün salonu vesilesiyle alternatif bir örgütlenme deneyimi geliştirebiliriz diye düşünüyoruz.
Kaldı ki deprem zamanında kültür merkezlerinin sığınak, yardım toplama ve dağıtım merkezi ve rehabilitasyon alanları olarak oynadığı rolleri düşününce bu yapının olağanüstü zamanlarda da önemli işlevler üstelenebileceğine inanıyoruz.
Kültürhane Mersin’den fotoğraflar
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Kültürhane deneyimi bize kültür sanat oluşum ve mekânlarının topluluk oluşturmakta ne kadar etkili olduğunu gösterdi. Hiç tanışmamış, karşılaşmamış insanlar Kültürhane etkinlikleri sayesinde bir araya geldi, birlikte hareket etme şansına kavuştu. Geçen seneki deprem felaketi de toplulukların olağanüstü zamanlarda esneklikleri ve etkinlikleri ile oynayabilecekleri rolü gözler önüne serdi. Dolayısıyla, kültür politikalarını kurgularken kültür ve sanatın bu potansiyelinin de unutulmaması gerektiğinin altını çizerek bitirelim.
Comments