İstanbul Rotary Kulübü, yerel sanat ortamına destek olmak adına 2011 yılından bu yana sürdürdüğü ödüllü yarışma programını güncelleyerek, bu sene İstanbul Rotary Sanat Fonu’nu hayata geçirdi. Bizler de danışma kurulunun uzun yıllardır bir parçası olan Başak Şenova’ya ve kulübün üyelerinden Murad Ardaç’a bu yeni oluşum hakkında merak ettiklerimizi sorduk
Röportaj: Selin Çiftci
2014 sergisi görseli, Elgiz Müzesi, Fotoğraf: İstanbul Rotary Kulübü
İstanbul Rotary Kulübü, 2010-2011 döneminde başlattığı İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi programını yeni bir yaklaşımla İstanbul Rotary Sanat Fonu’na dönüştürdü. İçinde bulunduğumuz küresel salgın şartları altında sanat alanındaki desteğin aciliyetinin ve üretime yönelik teşviklerin öneminin altını çizen bu girişim 25 - 40 yaş arası genç sanatçılara, projelerini hayata geçirebilmeleri için destek sağlamayı hedefliyor. Güncel sanat üretimini destekleyen ve her disiplinde üretime açık olan fon için başvurular ise 30 Mayıs 2021 tarihine kadar ediyor. Güncellenen bu yeni destek modeli kapsamında, uzun yıllardır yarışmanın danışma kurulunda yer alan Başak Şenova’ya ve kulübün üyelerinden Murad Ardaç’a merak ettiklerimizi sorduk.
İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi’nde bugüne kadar hem danışma kurulunun bir parçası, hem sergi süreçlerinde küratörü, hem de 10. yılını tamamlayan kitap serisinin editörü olarak görev aldınız. Bir akademisyen olarak sanat yarışmalarına bakış açınız nedir?
Öncelikle hazırlık dönemiyle birlikte 13 yıla yayılan bu süreç hem Türkiye’de ve Kıbrıs’ta sanat üretiminde bulunan genç yüzlerce sanatçıyı takip etmek, hem de aralarından başarılı bulduklarımızı destekleyip birlikte çalışmak açısından benim için eşsiz bir kazanımdı. Aynı zamanda İstanbul Rotary’nin sanatsever başkanları, üye ve çalışanlarının yanı sıra kendi alanlarında son derece başarılı, değerli seçici kurul üyeleriyle bunca zaman özgür ve eğitici bir ortamda çalışmak benim için çok büyük bir zevkti. On yıl boyunca sergilenmeye hak kazanan dört sanatçının sanat üretimini, söyleşilerle de destekleyen, ilk 20’ye giren sanatçıların başvurdukları işleri görünür kılan kitap serisi üzerinden sanatçılarla çok daha yakın çalışma olanağı bulmuş olmam da bu süreci taçlandıran bir unsur.
Ben bu tür sanat yarışmalarını eğitim alanındaki gelişmeleri ve aynı zamanda eksiklikleri saptamaya yardımcı oldukları için çok önemli buluyorum. Bir taraftan da başarıyı yakalayanların üretimlerinin kaydını tutuyorlar, dolayısıyla bir arşiv görevi görüyorlar.
Yarışmanın güncellenerek destek fonuna evrilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yenilenen sistem nasıl bir destek modeli sunuyor? Hangi açılardan farklılaşıyor; sonuç odaklı bir yöntem yerine üretim sürecinin altını daha çok çizen bir yaklaşımdan bahsedebilir miyiz?
Yıllara dayanan bu süreçteki tecrübe ve birikimimiz bizi çok doğru bir zamanda “sanat fonu” formatına taşıdı. Bu yeni format araştırmaya dayalı, uzun soluklu projeler üreten sanatçılara destek olacak. İstanbul Rotary seçici kurulu sanatçıların araştırma ve üretme süreçlerine destek olmaya devam edecek. Bu fonu almaya hak kazanan her bir sanatçıya üretim yöntemleri, zamanı kullanması ve projesini şekillendirmesi açısından daha çok özgürlük alanı tanıyan ancak aynı ölçüde sorumluluk yükleyen bir süreç öngörüyoruz. Bence bu yeni süreç çok heyecan verici, ben çok sağlam projeleri destekleyeceğimize inanıyorum ve çok umutluyum.
2011 sergisi görseli, FVM Gallery Işık Teşvikiye, fotoğraf: İstanbul Rotary Kulübü
Özellikle son on yıllık süreçte birçok şeyin daha kalın bir kontur içinde sınırlandığına, sansürün artık içselleşen, kendine hemen yer bulan doğasına tanık oluyoruz. Bu yeni oluşum, malzemenin yanı sıra içerik olarak da sanatçıya bir özgürlük alanı tanıyor mu? Seçici Kurul olarak nasıl bir tutum benimsiyorsunuz? Seçim sürecinde öncül olarak belirlediğiniz kıstaslar nelerdir?
Beş yılda bir kısmi olarak değişen seçici kurul bugüne kadar, bu sanat yarışması ve sergi düşüncesini ilk ortaya koyan ve uygulanması için desteğini hiç eksik etmeyen geçmiş dönem başkanlarından Nural Denker gibi değerli dönem başkanlarının yanı sıra Özalp Birol, Gülsün Karamustafa, İpek Duben, Işın Önol, rahmetli Kaya Özsezgin, Ayşegül Sönmez, Haşim Nur Gürel, Can Elgiz, Ayda Elgiz, Ayşe Umur gibi bir çok ismi ve bu isimlerin birikimleri doğrultusunda farklı eleştirel bakış açılarını bir araya getirdi. Şimdiki format aynı tür bir çeşitlilik üzerinden önerilen projelerin araştırma bağlamına; teorik altyapısına; kavramsal çerçevesine; hipotezlerine; araştırma alanlarına ve sorularına; hedeflerine; sanatsal yöntem ve yaklaşımlarına; özgünlüğüne; görsel diline; estetik ve biçimsel unsurlarına; ve içeriğinin güncelliğine bakacaktır.
Seçici Kurul’da farklı disiplinlerdeki sanat profesyonellerinin dışında üst düzey yönetici pozisyonunda iş insanları da yer alıyor. Kurul içerisinde bir hiyerarşi var mı; seçim mekanizması nasıl işliyor?
Bence, bu yarışmanın kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde bu kadar uzun zamandır kemik bir kadroyla işliyor olmasının en büyük nedeni İstanbul Rotary’nin, seçici üyelerinin uzmanlığına ve düşüncelerine son derece saygı duyuyor olmasından kaynaklanıyor. Açıkçası kurulda öncelikli olarak ilk ve son söz hep sanatçı ve küratörlere veriliyor.
Seçim sistemi ise iki aşamadan oluşuyor. Önce her yıl yüzlerce dijital olarak hazırlanmış dosya İstanbul Rotary ofisine ulaşıyor. İstanbul Rotary’de bu dosyalardan sorumlu olan bir ekip dosyaları kontrol ediyor ve (hatta eksiklikleri varsa başvuranlarla bağlantıya geçip tamamlamaları konusunda yardımcı olup) iki hafta içinde kurul üyelerine aktarıyor. İlk aşamada her üye tüm dosyaları kişisel olarak inceleyip, ikinci aşama havuzuna seçimlerini gönderiyor. İkinci aşamada ise kurul üyeleri ön seçimden geçmeye hak kazanmış havuzdaki 100-150 dosyaya fiziksel olarak bir araya gelerek tek tek bakıyor. Bu ikinci aşamadaki toplantılarımız için bir zaman kısıtlaması yok. Bazen iki günde bitiyor, bazen günlerce sürebiliyor. Ancak elbette yeni formatla birlikte, Covid-19 kısıtlamalarının da devam etmesi durumunda en azından fiziksel olarak buluşmak konusunda birtakım değişikliklere gidebiliriz.
2012 sergisi görseli, Vehbi Koç Vakfı Merkez Han Sanat Galerisi, Fotoğraf: İstanbul Rotary Kulübü
2011 yılından bu yana düzenlenen İstanbul Rotary Sanat Ödülü Yarışması ve Sergisi bu sene sanat fonu olarak güncellendi. Bu dönüşümün dinamikleri, süreç nasıl gelişti; sizce hangi ihtiyaca yönelik olarak yeniden düzenlendi? Kulübün bir üyesi olarak bu dönüşümde nasıl bir rol oynadınız?
2011 yılından beri iki binin üzerinde sanatçıya değen, her yıl çıkardığı kataloğunda toplam 199 sanatçıya yer veren, 39 gence ödül, on gence de birincilik ödülü veren yarışmamız, pek çok gencimizin ulusal ve uluslararası başarılar kazanmasını sağlamıştır. Bu etkinliğe başlarken düşündüğümüz gibi, geçtiğimiz on yıl içinde yarışma sayısı çok sayıda artmış ve gençlerimize bu kulvarda verilen destek artmıştır. Seçici Kurul’umuz ve Dönem Başkanımız da 35 yaşına kadar olan sanatçılara yarışma yolu ile verilen desteğin, 40 yaşına kadar olan sanatçılara üretmek istedikleri projelerine destek vermek şekline dönüştürülmesine karar verdi. Bu kararın verilmesinde içinde bulunduğumuz pandemi döneminde sanatçıların işlerini üretebilecek olanakları bulmakta zorlanması da rol oynadı.
İstanbul Rotary Sanat Fonu, sanatçı için görünür olmanın ve maddi desteğin ötesinde bürokratik veya iletişimsel, network gibi açılardan bir destek sağlıyor mu? Bu bağlamda sonraki süreçte de sanatçının arkasında duran, süreklilik gözeten bir yapısı var mı?
On yıllık yarışma sürecinin sekiz yılında Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’nde eserler sergilendi ve sergiyi gezmekte olan sanat insanlarının ilgisinin sanatçılara çekilmesini sağladı. Bu ilişkiler sayesinde Paris Louis Vuitton sanat mabedinde bireysel sergi açan yarışmacımız da oldu. Geçtiğimiz yıl yarışmamızın birincisine İtalya’da bir atölyede eğitim almak ve sergi açmak hakkını verdik, ama pandemi nedeniyle uygulamasını karşılıklı olarak erteledik, ilk fırsatta bu eğitimi alacak. Yarışmalarda öne çıkan yarışmacı sanatçı gençlerle ilişkilerimiz sürüyor ve Seçici Kurul’un sanatçı ve küratör üyeleri kendilerine destek sağlıyorlar.
Solda: Fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen, Rotary Yarışması Sanatçılarından
Esra Oskay'ın Kaldırım Botaniği Arşivi isimli eserini fotoğraflıyor, 2017
Sağda: 2017 sergisi görseli, Elgiz Müzesi, Fotoğraf: İstanbul Rotary Kulübü
Arzu eden İstanbul Rotary Kulübü üyeleri, söz konusu fon desteğine kişisel olarak da ayrıca katkıda bulunabiliyorlar. Bu katkı payı fona nasıl yansıtılıyor; üyelerin seçimde söz payı oluyor mu? Yarışmanın başlamasından iki yıl önce başlayan hazırlık çalışmalarında şartnamenin oluşumu, sanatçı ve sanat insanları jüri üyelerinin de sürekli katkılarıyla gerçekleşti. Her yıl belirli ve artan bir tutarı, kulüp bütçesinden bu yarışmaya ayırdık. Kulüp bütçesine destek olabilmek amacıyla Kulüp üyeleri bu etkinliğe özel bağışlarıyla katkıda bulunabilmekte ve verilecek bir ödüle isim verebilmekteler. Ama katkıda bulundukları eserleri tüm izleyiciler gibi sergide görebiliyorlar. Bağışçı üyelerin seçimde söz payı yok, seçim bu konuda saygın sanatçı ve küratörler ile kulüpten sanat konusunda uzman kişilerden oluşan Seçici Kurul belirleyici oluyor.
Kulüp olarak ilerleyen dönemlerde sanat fonunun kapsamını genişletmeyi düşünüyor musunuz? Alandaki farklı aktörlere, oluşumlara, bağımsız sanat inisiyatiflerine yönelik olarak da bir çalışmanız olacak mı? Doğal olarak düşünüyoruz. Sanat etkinliğimiz, Viyana ve New York’ta yaşayan jüri üyelerimiz, müze sahibi, sanat vakfı yöneticisi ve sanat insanı kulüp üyelerimiz tarafından fikirsel olarak da desteklenmekte ve her dönem günün şartlarına göre tekrar gözden geçirilmektedir. Bu yönetim şekliyle bir yandan süreklilik sunan, diğer yandan da kendini sürekli yenileyen bir fon olmasını arzuluyoruz.
İstanbul Rotary Sanat Fonu sizin için ne ifade ediyor, kulübe dair sizce nasıl bir ilkeyi ya da ülküyü temsil ediyor? İstanbul Rotary Sanat Fonu, on yıldır süregelmekte olan İstanbul Rotary Sanat Yarışması ve Sergisi’yle aynı ülküyü paylaşır. Bu ülkü de, kulübümüzün “bilim” ve “sanat” alanlarında hizmet vermek ve verilecek hizmetlere öncülük etmek için çaba harcamasıdır. Bildiğiniz gibi, Rotary’nin temel hizmet amacı, devletin ve belediyelerin çeşitli nedenlerle ele almadığı alanlarda hizmet üretmektir. Bilim ve sanat alanlarının yeterli desteklenmediği düşüncesiyle kulübümüz bu ülküyü edinmiştir.
Comments