top of page

Yer değiştiren gölgede bir sanatçının düşleri

Umut Kambak’ın Düşlerin İlk Günü isimli kişisel sergisi 6 Nisan’a kadar Ankara Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde devam ediyor. Serginin katalog metnini paylaşıyoruz


Yazı: Barış Acar


Umut Kambak, Düşlerin İlk Günü, Sergiden görünüm


Kitabı okuyanlar motto’da yer alan alıntının Yer Değiştiren Gölge’den geldiğini anımsayacaklardır. Yer Değiştiren Gölge, Nurdan Gürbilek’in 1990’ların sonlarında kaleme aldığı, ilham verici bağlamlarla dolu denemelerinden oluşan kitaba verdiği isim. İlginç bir bağla, Karl Kraus'un “Bir sözcüğe ne kadar yakından bakarsanız, o kadar uzaktan dönüp bakacaktır size, anlamına gelen bu ifadesi, yazarın kendi çabalarıyla yayımladığı Die Fackel (Meşale) dergisinde, bir önceki yüzyılın sonunda yayımlandı. Gürbilek’in aradan yüzyılın geçtiği olgusunu göz önünde bulundurduğuna eminim. Yazarın ve okurun, iki farklı öznelik konumundan metne gidişi, sadece bir anlam kurma ve anlama çabası değil, dünya kurucu bir edim olarak yeniden ele alınıyor kitaptaki denemelerde. Tematik olarak bakacak olursak yazıların ekseninde, Ahmet Hamdi Tanpınar, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Bilge Karasu gibi müthiş yazarların içsel dokusunu ördüğü Türkiye modernizmi vardır; “modernizmin başı ve sonu” denir bir yerde hoca-öğrenci ilişkisi işmar edilerek. “Gölge” ise bilincin dışına itilmiş, bastırılmış olanın geri gelişidir. Her daim oradadır. Yazar ve gölgesi, okur ve gölgesi, aile ve gölgesi, devlet ve gölgesi... Taşra bağlamında, merkez-periferi bağlamında dönüp dönüp bu sorunun tezahürlerine çarparız. Kimlikler sürekli yer değiştiriler ama gölgeleriyle birlikte.


Umut Kambak, Düşlerin İlk Günü, Sergiden görünüm


Umut Kambak’ın işleri üzerine bu yazıya Gürbilek’in kitabıyla başlamamın iki nedeni var. İlki, Kambak’ın gölgenin varlığını nesnenin varlığından daha önce duyumsuyor oluşu, ki sanatçının işlerine ilgi duymamı ve sonrasında yakından takip etmemi sağlayan şey bu olguydu. İkinci olaraksa serginin Ankara’da açılıyor oluşu. Gürbilek’in kitabında takip ettiği metaforlar hep bireyin kendisini çevreleyen sosyal kurguyla çatışması dolayımında biçimlenmiştir, ki bu otoritenin merkezi olarak Ankara’yı hesaba katmayı gerektirir.


Gölge, gerçekliğin inşasıdır. Asıl ya da sahte değildir; hesaba katılmayan yankıdır. Ben’in ilk izdüşümlerinden biridir. Ben’in, öteki olarak belirdiği ilk karanlık an. Ben’in, kendisini tanıyabileceği dolaysız ilk kimlik, “ötekilik” olarak gölgesi. Bu yüzden Kambak’ın sergisi düşlerle ilgili. Gerçeklik ve onun karanlık yankısı arasıdaki gidip gelen düşler. Neyin düş neyin gerçek olduğunu kavrayamadığımız o an.


Umut Kambak’ın işlerinde gölgenin varlığı nesneyi örter. Varlığın kendisini, öteki olarak kendisi ile açmasının formuna dönüşür. Bu yüzden “teknik”i içerir. Teknik teknolojik olmadan önce, insanın kendisiyle giriştiği mücadelenin adıdır; dolayımdır. Kambak, ışığın pozisyonuyla oynayarak, gölgeyi sürekli yeni baştan biçimlendirmeyi deneyerek “teknik”i öne koyan bir sanatçı. Dolayımın dolaysız olanı adlandırması.


Gölgeye, yani merkezden kaçmaya ilk hamleyi versek de Kambak’ın tek hamlesi bu değil. Gölgenin ardında gizlediği bir başka kimlik katmanı var. Bu yüzden, hikâyesi seramikten ve onun gölgesinden videoya, gif animasyonlara uzanıyor. İlk bakışta fragmanlaşmayı andırıyor bu hareketli görüntüler. Yaptığı videolar, kestiği ve yeniden ürettiği imajlara bakarsak daha rahat anlaşılabilir. Ancak fragmanın doğasındaki bütüne bağlılığın çok zayıfladığını söyleyebiliriz bu kurgularda. “Bütün”, çok eskiye dair bir iz; zihnimizde hâlâ silinmeden duran ve etkisini hissettiğimiz bir anı ama bundan ötesi değil. Bu yüzden fragmandan çok “gif estetiği” diyebileceğimiz, şimdiden adını koymakta zorlandığımız bir başka olgu var bu görüntülerde. Gif’ler kendi başlarına var olmak istiyorlar. Gölge, sahibini terk etmenin peşinde. Bir araya geldiğinde bile tekil anlamları bütünün anlamıyla çatışan bir nitelik sergiliyor bu yüzden. Tam da düşlerde olduğu gibi... Bilinçdışı olarak imaj, bilincin bütünleyiciliğindeki imaja karşı çalışıyor.


Yer değiştiren birçok gölge var Kambak’ın işlerinde. Kambak, onların içinden bakıyor. Çok yakında ama Kraus’un da söylediği gibi tümüyle evrene dağılmış, kapanması olanaksız bir mesafe de denebilir buna.


Umut Kambak, Düşlerin İlk Günü, Sergiden görünüm

Comments


Commenting on this post isn't available anymore. Contact the site owner for more info.

All rights reserved. Unlimited Publications.

Meşrutiyet Caddesi No: 67 Kat: 1 Beyoğlu İstanbul Turkey

Follow us

  • Black Instagram Icon
bottom of page